Bebek ölümleri, Türk doktorlarla tarihe karışacak

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) tarafından dünyada ilk kez gerçekleştirilen yöntem sayesinde anne ve bebek ölümleri ile rahmin alınması tarih olacak.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, son 10 yılda artış gösteren anne adayı ölüm oranlarına bakıldığında doğum öncesi ve sonrasında oluşan kanamalar önemli etken olarak öne çıkıyor. Bu artışta; tıp dilinde 'Placenta Accreate' denilen, plasentanın rahmin içinde gömüldüğü 'ölümcül şekilde yapışmış plasenta' hastalığı göze çarpıyor. Anne adayının hayatını tehdit eden plasenta, kanser gibi ilerlerken, bazı vakalarda mesaneye ulaşabiliyor. Ön tanı konulamaz ise anne kaybedilebiliyor. Bebek ve anne adayının ölümü ya da en iyi ihtimalle rahmin alınmasıyla sonuçlanan bu hastalıkla ilgili, dünyada ilk kez İKÇÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sefa Kelekçi ve ekibi tarafından geliştirilen bir yöntem, annelere umut oldu.

YÜZDE 100'E YAKIN BAŞARI

ABD'nin dünyadaki sayılı bilimsel yayınlarından olan Medicine'da yayımlanan ve dünyaca saygın birçok bilimsel kurullarca kabul edilip yayımlanan yöntem sayesinde, hem anne hem bebeği yaşama tutunurken, rahmin alınması da tarih oluyor.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine başvuran 15 anne adayında uygulanan tedavide yüzde yüze yakın başarı sağlandığı görüldü.

"Yöntem olarak ilk kez bizim tanımladığımız bize has ilk ve tek yöntem" diye konuşan Prof. Dr. Sefa Kelekçi, bu başarının Yrd. Doç. Dr. Serpil Aydoğmuş, Op. Dr. Servet Gençdal, Op. Dr. Emre Ekmekçi, Op. Dr. Seçil Kurtulmuş'un yer aldığı ekibin başarısı olduğunu kaydetti.

TANI KONULMAZSA HAYATİ RİSK TAŞIYAN BÖLÜME GİRİLİYOR

Prof.Dr. Kelekçi, ölümcül seyreden hastalıkla ilgili şu bilgileri aktardı: "Ultrason ve Mr sonuçlarıyla gebeliğin 28. haftasında sonra 'ölümcül şekilde yapışmış plasenta' hastalığı tespit edilebiliyor. Bu hastalığın tanısı konulamaz ve yönetilemezse gebelikte kontrol edilemeyen kanamalar başlıyor. Böylece anne adayı için üzüntü verici bir karar aşamasına geliniyor. Anne, hayatı ile doğurganlığı arasında tercih yapmak zorunda kalıyor. Anne ölümüne engel olmak için kanamayı durdurup plasentaya dokunulmadan rahim alınıyor. Bu durumda doğurganlık tamamen ortadan kalkıyor."

"BAŞARI DÜNYADA YANKILANDI"

Bu hastalığa çare bulmak adına geniş kapsamlı cerrahi bir model oluşturduklarını ifade eden Prof. Dr. Kelekçi, "Şu ana kadar 15 hastaya geliştirdiğimiz bu yöntemle müdahale ettik. Sadece bir vakada erken başlayan kanama nedeniyle hastanın rahmi alınmak zorunda kalındı. Diğer hastalarımızda hem bebek hem rahim hem de anne kurtarıldı. Yöntem olarak ilk kez bizim tanımladığımız bize has ilk ve tek yöntem. Bu yüzden ABD'nin dünyadaki sayılı yayınlarından olan Medicine'da geliştirdiğimiz bu model yayımlandı. Dünyanın birçok ülkesinden övgü dolu geri dönüşümler alıyoruz. Bu başarının İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nden çıkması bizi oldukça gururlandırdı. Bu bir ekip başarısıdır. Rahmi ve bebeği kurtarılan bir annenin yaşadığı sevinç sanki onlara dünyaları bağışlamak gibi bir duygu oluyor. Biz de çok mutlu oluyoruz" diye konuştu.

"SEZARYEN VE KÜRTAJ BAŞLICA ETKEN OLABİLİR"

Prof.Dr. Kelekçi, anne ölümleriyle sonuçlanan vaka artışındaki nedenlere de dikkat çekerken, "Bunun birçok sebebi var. Nedenlerin en başında sezaryen oranlarındaki artış gelmektedir. Kürtaj gibi miyom gibi rahime yapılan müdahaleler, sigara kullanımı da diğer bir sebep olarak karşımıza çıkıyor" dedi.

Bebeğine bu yöntemle kavuşan Ecehan Çetinel (41) de operasyonla ilgili "Sefa hocamız ve ekibi çok başarılı bir operasyon gerçekleştirdi. Bebeğim de ben de gayet sağlıklıyız. Öykü ismini verdiğim ilk bebeğimi kucağıma aldım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.

 

 

Sağlık Aktüel - www.saglikaktuel.com

Manşetler

DUYURU-4