Bebek odasının hangi renge boyanacağına karar vermek ve eşyaların birbiriyle uyum içinde olmasını sağlamak oldukça ilgi ve alaka gerektiriyor. Fakat uzmanlara göre bebek odasının nasıl göründüğünden ziyade bebeğin güvenliğinin göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Anne ve babalar, genelde prenses odasını andıran her bir yanı pembeye bürünmüş veya duvarları araba resimleri ve hayvan motifleri ile kaplı bir oda oluşturmanın heyecanıyla estetiği ön planda tutuyor. Oysa bebek mobilya ve aksesuarlarının, kaliteli firmalar tarafından üretilmiş ve kalite kontrol testlerinden geçmiş olmasına dikkat etmeli.
İşe oda seçiminden başlanmalı...
"Das sichere Haus" (Güvenli Ev) adlı girişimin yöneticisi Dr. Susanne Woelk'e göre aileler, odanın duvarlarının hangi renge boyanacağı gibi küçük detaylara karar vermeden önce hangi odanın bebek veya çocuk odası olarak seçileceğini düşünmeli. Woelk, çocukların ayrı yatak odaları olduktan sonra birkaç yıl ebeveynlerinin yanında uyumayı tercih ettiklerini söylüyor. Bu nedenle geceleyin uykusundan uyanıp anne ve babasının yanına gitmek isteyen çocuğun yatak odası, ebeveyn yatak odası ile aynı katta veya birbirine yakın olmalı.
Berlin'de ebelik yapan Silvia Höfer bir başka önemli noktaya dikkat çekiyor: Genellikle bebek odası ilk olarak bebeğin bezini değiştirmek için kullanılıyor. Höfer, bebeğin altı değiştirilirken yere düşmesini sıklıkla rastlanan bir kaza olarak değerlendiriyor. Bu nedenle bebeğin bezini değiştirmek için kullanılan masa en az bir duvara bitişik olmalı hatta mümkünse köşede bir yerde olmalı. Böylece masanın iki alanı da korunarak bebeğin yere düşmesi engelleniyor.
Alman Tüketici Ürünleri Vakfı'ndan Ralf Diekmann, bebek odası için kullanılan kimyasallardan arınmış ahşap mobilyaların, cilalı veya preslenmiş mobilyalardan daha sağlıklı olduğunu söylüyor. Üretim aşamasında kimyasal madde kullanılan mobilyalar ile bebeklerin özellikle göz ve cilt teması tehlike oluşturuyor.
Ailelerin dikkat etmesi gereken bazı dekorasyon detayları da hayati önem taşıyor. Örneğin; süslü yastıklar ve cibinlikler, bebeklerin boğulma tehlikesi geçirmesine neden olabiliyor.