Herkes hayatında bir kez de olsa baş ağrısı sorunuyla karşılaşmıştır. Çoğu zaman ciddiye alınmayıp hemen ağrı kesici kullanılmasına neden olan baş ağrıları aslında sanıldığı kadar basit olmayabiliyor. Acıbadem Kocaeli Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Hakan Şilek baş ağrısı tipleri, belirtileri ve tedavileri hakkında bilgi veriyor.
GERİLİM TİPİ:
Bu ağrı, beyin hücrelerinin yani nöronların arasındaki iletişim bozukluğundan kaynaklanıyor. Bu iletişim bozukluğundan dolayı boyun ve kafa üzerindeki bütün kaslar kasılıyor. Ağrıyı tetikleyen nedenler arasında stres, uykusuzluk ve çalışma ortamı yer alıyor.
TEDAVİ: Basit ağrı kesici, kas gevşetici ya da rahatlatıcı, antidepresanlar kullanılabiliyor. Tedavi bazılarında iki hafta, bazılarında ise 1 yıl sürebiliyor.
MİGREN TİPİ:
Hastalar çoğunlukla yarım, tek taraflı baş ağrısından şikayet ediyorlar. Ağrının yeri değişiyor, orta ve çok şiddetli, zonklamalı bir ağrı olabiliyor.
TEDAVİ: Atak tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılıyor. Koruyucu tedavide de depresyon ve sara ilaçlarıyla, çok sık gelen migren atakları kontrol altına alınabiliyor.
PAROKSİSMAL HEMİKRANİA:
Migrene benzeyen vasküler tipi baş ağrısı, beynin en uçtaki kılcal damarlarının rahatsızlığında ortaya çıkıyor. Migren, ayda bir kere 2 ya da 3 saatlik çok şiddetli bir atak şeklinde geliyor ve çoğu zaman tek atakla bitiyor. Oysa paroksismal hemikrania 2 saatten daha kısa sürüyor fakat başladığında gün içinde onlarca defa tekrar edebiliyor.
TEDAVİ: Hastadan detaylar çok iyi alınmazsa migren sanılarak bu yönde tedavi uygulanabiliyor. Ancak migren tedavisi uygulandığında sonuç alınamayabiliyor. Tedavisi indometazin, standart başlangıç tedavisidir.
KÜME TİPİ:
Erkeklerde daha fazla rastlanıyor. Çok şiddetli yarım baş ağrısı, gözde kızarıklık, alında terleme, göz kapağının düşmesi, baş ağrısının olduğu tarafta burun akıntısı belirtiler arasında yer alıyor. Gün içerisinde 4-5 atak halinde geliyor ve korkunç, dayanılmaz, şiddetli ağrılar şeklinde seyrediyor.
TEDAVİ: Küme tipi baş ağrısında önleyici tedaviler uygulanıyor. Çok sık rastlanan bir baş ağrısı tipi değil ama migrenle karışıyor ve bu durumda klasik migren tedavisinden sonuç alınamayabiliyor.
İNTRAKRANYAL HİPOTANSİYON
Beyin damarları kendiliğinden bir sıvı üretiyor ve beyin, kafatasında bu sıvının içinde yer alıyor. Bir nedenle bu sıvı azaldığında baş ağrısı ortaya çıkıyor.
TEDAVİ: İntrakranyal hipotansiyonda hasta yattığı zaman baş ağrısı azalıyor, ayağa kalktığında belirgin hale geliyor. Uyandığında ise korkunç bir baş ağrısı başlıyor. Bu hastalarda beyin MRG çoğu zaman belirti vermeyebiliyor. Ağrının tedavisi için yatak istirahatı ve bol sıvı tüketilmesi öneriliyor.
TEMPORAL ARTERİT
Şakak bölgesindeki temporal arterlerin iltihabı sonucu ortaya çıkan ve daha çok yaşlılarda görülen, romatizmal bir ağrı tipi.
TEDAVİ: Biyopsi sonrası kortizon tedavisine başlanıyor.
MENENJİT BAŞ AĞRILARI
Yakın zamanda ateşli hastalık geçirmiş, antibiyotik tedavisinden sonuç alamamış, ağrı kesicilere yanıt vermeyen kişilerde, ensede sertlik hissediliyorsa, sürekli devam eden baş ağrısı, şuur bulanıklığı, bulantı, uyku hali ve kusma varsa, boynu sağa sola döndürmede zorlanılıyorsa menenjite bağlı baş ağrısından şüpheleniliyor. Ağır grip, ağır bakteriyel enfeksiyon ya da kronik tüberkülozlu hastalarda da görülebiliyor.
TEDAVİ: Tanısı zor bir hastalık ve erken tanı konulmadığında ölüme dahi sebep olabiliyor. Beyin görüntüleme, tomografi, MR ve belden sıvı örneği alınarak tanı konuluyor. Laboratuvar neticesini beklemeden antibiyotik tedavisine başlanıyor.
MENSTRÜEL MİGREN
Bu migrenin diğer migren baş ağrılarından farkı yok, sadece bazı kadınlarda menstrüel yani adet döneminde görülüyor. Adet öncesinde gelen ağrı, 4 ya da 5 gün sürebiliyor. Adet döneminde zaten gergin olunduğu için bu ağrılar yaşamı olumsuz etkiliyor.
TEDAVİ: Bu ağrı için koruyucu tedavilerle birlikte hormon düzenleyici tedavi de uygulanıyor.
TRİGEMİNAL NEVRALJİ:
Trigeminal nevralji hastanın hayatını zorlaştıran bir ağrı tipi. Hastalarda şimşek çakmasına benzeyen korkunç bir ağrı oluşuyor. Batıcı, 1-2 saniye süren bu ağrı, vurup kaçma şeklinde yaşanıyor. Genelde gözün çevresinde, alt dudakta, üst çenede hemen dişlerin üzerindeki yerlerde görülüyor. Gün içerisinde yüzlerce defa tekrar ediyor.
TEDAVİ: Hastalığın tedavisi oldukça zor ve çoğunlukla uzun süreli bir tedaviyi gerektiriyor. İlaçla başarı oranı yüzde 60-70 oranında oluyor. Bazı hastalarda cerrahi yöntemleri de uygulamak gerekebiliyor. Bu hastalara beyin görüntülemesi, beyin MRG ve Bilgisayarlı Tomografi incelemesi öneriliyor.