Bakanlıktan Ankara şebeke suyuna ilişkin açıklama

Sağlık Bakanlığı: "17 Haziran 2014-17 Eylül 2014 tarihlerinde, ASKİ İvedik Arıtma Tesislerinden su temin edilen bölgelerde halkın sağlığını tehdit edecek düzeyde uygunsuzluk tespit edilmemiştir"

Sağlık Bakanlığı, 17 Haziran 2014-17 Eylül 2014 tarihleri arasında, ASKİ İvedik Arıtma Tesislerinden su temin edilen bölgelerde halkın sağlığını tehdit edecek düzeyde uygunsuzluk tespit edilmediğini bildirdi.

Bakanlıktan, bugün bir gazetede yayımlanan "Ankara'nın suyuna bakanlık el koydu" başlıklı haberle ilgili yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, şebeke sularının, İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik hükümleri doğrultusunda denetleme ve kontrol izlemesine tabi tutulduğu belirtilerek, bu doğrultuda Türkiye genelinde 2014 yılı için 140 bin kontrol ve 40 bin denetim izlemesi planlandığı ifade edildi.

Habere konu yazının, yönetmelikte belirtilen değerlere uygun olmayan sular konusunda valilikleri ve yerel yönetimleri uyarmak, konuya dikkat çekmek, su güvenliğinin önemini hatırlatmak için hazırlanmış rutin bir yazı olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Su Kalite Takip Sistemi'nde elektronik ortamda takip edilen su analiz sonuçlarında uygunsuzluk olması durumunda ilgili yerel yönetimler Halk Sağlığı Müdürlüklerimiz tarafından sözel olarak uyarılmaktadır. Uygunsuzluğun giderilmemesi durumunda ilgili valilik konuya ilişkin bilgilendirilmektedir.

Bu kapsamda, Türkiye genelinde içme kullanma suyu uygunsuzluğunun tespit edildiği Eskişehir, Tekirdağ, Çanakkale, Muğla, Diyarbakır, Van, Karabük, Yalova, Şırnak, Tunceli gibi bu güne kadar yaklaşık 50 civarında ilimize benzer yazılar yazılmıştır."

Açıklamada, Ankara ili sınırları dahilindeki yerleşim yerlerinin, bakanlık tarafından bin 91 noktadan takip edildiğine dikkat çekilerek, "bunların 249'una ASKİ İvedik Arıtma Tesislerinden su verildiği, 842 noktaya ait yerleşim yerinin ise içme-kullanma suyunun mahalli kaynaklardan tedarik edildiği" belirtildi.

Açıklamada, şu bilgilere yer verildi:

"17 Haziran 2014-17 Eylül 2014 tarihleri arasında, ASKİ İvedik Arıtma Tesislerinden su temin edilen bölgelerde halkın sağlığını tehdit edecek düzeyde uygunsuzluk tespit edilmemiştir. Ancak, 2014 yılında Ankara merkez şebekesi dışında özellikle taşra ilçelerine bağlı köylerde alınan su numunelerinde uygunsuzluklar tespit edilmiş ve bu durum 3.09.2014 tarihli yazımız ile Ankara Valiliğine bildirilmiştir.

İlgi yazımıza esas teşkil eden yerler 30 Mart 2014 tarihine kadar İl Özel İdaresi ve ilçe belediye başkanlıkları sorumluluğunda iken bu tarihten itibaren Büyükşehir Belediyesi sorumluluğuna devredilen (köy) mahallelerdir.

Yapılan çalışmalarla halkımıza temiz ve güvenli içme kullanma suyu temin edilmesi amaçlanmıştır."

 


Bakan Müezzinoğlu'ndan su tartışmalarına yanıt

-Sağlık Bakanı Müezzinoğlu:

"(Halk Sağlığı Kurum tarafından illere gönderilen içme-kullanma suyu ile ilgili yazı) Burada ideolojik olarak veya çatışma kültürü olarak Ankara Büyükşehir Belediyesinin suyunun merkeze alınmasını doğru bulmuyorum"

-"Vatandaşa sunulan suyun kalitesi ve standartında tedbir alınması gerekiyorsa, bunun İzmir Belediyesi olmasıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi olması arasında bizim değerlendirmemizde halk sağlığı açısından hiçbir fark yoktur. Bu yazıların, Eskişehir ve Tekirdağ'a da gitmiş olduğu halde yalnız Ankara'yı gündeme getirenleri de açıkçası kamuoyunun takdirine bırakıyorum"

ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından illere gönderilen içme-kullanma suyu ile ilgili yazıda yer alan uyarılar hakkında, "Burada ideolojik olarak veya çatışma kültürü olarak Ankara Büyükşehir Belediyesinin suyunun merkeze alınmasını doğru bulmuyorum" dedi.

Müezzinoğlu, topluma ağız ve diş sağlığı bilincini kazandırmak amacıyla başlattığı "Günde iki kez iki dakika" projesi kapsamında, Batıkent Refika Aksoy İlköğretim Okulu'nda öğrencilere içinde diş fırçası ve macun bulunan ağız ve diş sağlı setinin dağıtımının yapıldığı programa katıldı.

Müezzinoğlu, program sonrasında gazetecilerin, gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Şebeke sularının temizliği ve kalitesine yönelik bir soru üzerine Müezzinoğlu, Türkiye genelinde şebeke suyu kullanımı olan köyler, beldeler, ilçelerde belirli periyotlarla, belirli noktalardan numunelerin alındığını söyledi. Müezzinoğlu, bunların sürekli takip edildiğini, ilgililerin bilgilendirildiğini ifade ederek, "Bu bazen valilikler, il özel idaresi, ilçelerde belediye başkanlarımız, illerde büyükşehir belediyeleri, valilikler aracılığıyla aracılığıyla yapılıyor. Devamlı ve düzenli bilgilendirmeler yapılıyor. Hele hele uyarma veya tedbir gerekiyorsa bunu düzenli yapıyoruz" diye konuştu.

Son iki-üç aydır Türkiye genelinde devamlı yapılan bu takiplerin kamuoyuna açıklandığını dile getiren Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"Devamlı yaptığımız bu takiplerin internet ortamında açıklanması yönünde belediyelerle görüşmeler yapıyoruz ve bunu kamuoyunun günlük takip etmesi için doğru bir süreci çalıştırıyoruz.

Halk Sağlığı Kurumu ve Sağlık Bakanlığı olarak, vatandaşımızın Türkiye'nin herhangi bir noktasında olursa olsun, kullandığı suda en ufak bir sorun olduğu zaman mutlaka ilgililerden tedbir almasını ve vatandaşımızın da bu anlamda bilgilendirilmesini yapmaya devam edeceğiz."

Türkiye genelinde denize girilen sahiller, havuz suları da dahil olmak üzere numunelerin alındığının ve kontrollerin yapıldığının altını çizen Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

"Halk Sağlığı Kurumunun Ankara, Eskişehir, Tekirdağ valiliklerine gönderdiği benzer yazıların veya Antalya ve diğer mücavir alanı son 30 Mart seçimleriyle, büyük illerimizde mücavir alana geçenlerde bu anlamda taşra denilen uç veya oralardaki köylerin bağlı olduğu yerlerdeki noktalarımıza birçok büyükşehir belediyemizin sunumunda sorunları olduğunu ve bu sorunlar nedeniyle yalnız Ankara'ya değil tamamına yazılar gönderdiğimizi belirtmek isterim. Burada ideolojik olarak veya çatışma kültürü olarak Ankara Büyükşehir Belediyesinin suyunun merkeze alınmasını doğru bulmuyorum."

"Türkiye genelinde şu veya bu siyasi partinin yönettiği belediyenin, bizim açımızdan kim olduğu önemli değil. Vatandaşa sunulan suyun kalitesi ve standardında tedbir alınması gerekiyorsa, bunun İzmir Belediyesi olmasıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi olması arasında bizim değerlendirmemizde halk sağlığı açısından hiçbir fark yoktur" diyen Müezzinoğlu, "Bu yazıların, Eskişehir ve Tekirdağ'a da gitmiş olduğu halde yalnız Ankara'yı gündeme getirenleri de açıkçası kamuoyunun takdirine bırakıyorum" dedi.

-Hekimlerin ilk duruşması

Müezzinoğlu, Gezi Parkı olaylarında yaralanan eylemcilere müdahale ettikleri gerekçesiyle hekimlerin bugün yapılacak ilk duruşmaya ilişkin de soru üzerine, "Burada, yasal zeminde hiçbir hekim soruşturma geçirmemiştir ve yargılanmamıştır" yanıtını verdi.

Söz konusu hekimlerden bir kısmının doktor olmadığını ifade eden Müezzinoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Bir kısmı zaten hekim olmayan, hekim diploması olmayan, bir kısmı da başka suçlar dolayısıyla aranan, bir kısmı ise bizdeki mesaisini bırakarak oraya gitmiştir.

Bizim bir hastanemizdeki acile, orada yaralanan vatandaşlarımız gelmedi mi? Oradaki hizmeti aksatarak gitmiş olana, bizim devlet ve kamu olarak inceleme başlatmamızı kim yanlış buluyorsa ben onları kınıyorum. "

Müezzinoğlu, Gezi olaylarında söz konusu hekimlerce verilen hizmetin bir binanın otoparkında yapıldığını, oysa yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta acil hizmet sunumu yapıldığını söyledi. Müdahale yapılan otoparkta teknik donanım olmadığını belirten Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

"Şu anda hekim ya da hemşire olup olmadığını bilmediğimiz, bununla ilgili kamunun bir eksiği olduğunda, kamu olarak bunu sorgulamayacak mısınız?

Yasal bir zemin yok. Ambulanslarımız tahrip ediliyor. Bir binanın otoparkında ya da mimarlar mühendisler odasında acil tedavi hizmeti veriliyor. Hangi teknoloji ve hangi cihazla yapılıyor? Hukuk devletiysek, hukuk devletinden yana olacağız. Gelişigüzel ve bir de çarpıtarak gezi olaylarına karışan hiçbir vatandaşımız, sağlık hizmeti almada bir engel ve sorunla karşılaşmaz. Onları, Gezi eylemlerine katıldı ya da katılmadı diye yargılamak hiçbir hekimin ve hiçbir sağlıkçının ne meslek etiğinde ne insanlık değerinde vardır. Meslektaşlarımıza hiç kimsenin haksızlık yapmaması gerekir."

Manşetler

DUYURU-4