Bakan Koca'dan ilaç zammı açıklaması

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: - "Bundan sonraki süreçte yüzde 70 olarak uygulanan çarpanın uygulanabilirliğini sağlamak açısından, avro kurunun yüzde 60'ı baz alınacak. Genelge de 14 Şubat tarihli Resmi Gazete'de yayınlandı."

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilaçtaki fiyatlandırmaya ilişkin, "Bundan sonraki süreçte yüzde 70 olarak uygulanan çarpanın uygulanabilirliğini sağlamak açısından, avro kurunun yüzde 60'ı baz alınacak. Genelge de 14 Şubat tarihli Resmi Gazete'de yayınlandı. Bu yüzde 60 olarak uygulandığında, bunun karşılığı olarak yüzde 26,4 gibi bir artışa tekabül ediyor. Sektörle de bu anlamda mutabık kaldık. 19'undan sonra yürürlüğe girmiş olacak." dedi.

Koca, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Ofisi tarafından organize edilen "Avrupa Halk Sağlığı Acil Durumlarına Hazırlıklılık ve Yanıt Bölgesel Eylem Planı Bakanlar Toplantısı"nın kapanışındaki konuşmasının ardından DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Zsuzsanna Jakab ile basın toplantısı düzenledi.

Koca, sağlık acil durumları konusunda uluslararası işbirliğini güçlendirmek için büyük çaba sarf eden DSÖ ekibine ve üye ülkelere teşekkür etti.

Doğal afetler, salgın hastalıklar ve insani acil durumların, tüm dünyayı tehdit ve küresel sağlık gündeminde önemli yer işgal ettiğini söyleyen Koca, bu tehditlerin bölge şartlarına göre değişebildiğini ancak istisnasız her ülkenin önlem almasını gerektirdiğini söyledi.

Türkiye'ye göç eden 4 milyondan fazla Suriyeli'ye ücretsiz ve kaliteli sağlık hizmeti sunmaya devam ettiklerini anlatan Koca, "Bugüne kadar Suriyeli misafirlerimiz için 50 milyon muayene, 1,5 milyon ameliyat ve 2 milyondan fazla yatarak tedavi gerçekleştirdik. 5 milyonun üzerinde çocuğa aşılama ücretsiz yapıldı. 500 bine yakın bebek ülkemizde dünyaya gözlerini açtı. Bu çalışmalarımız tüm dünya ve DSÖ tarafından birçok kez takdir edilmiştir. Trajik bir durumun, iyi yönetimine dair hikayesi olarak nitelendirilmiştir. Bu siyasi ve insani krizlerin, dünyanın insani ve vicdani düşünmesiyle son bulmasını umut ediyorum." diye konuştu.

Bakan Koca, iki gün boyunca Avrupa ülkelerinin üst düzey temsilcilerinin, halk sağlığı acil durumlarına hazırlık ve cevap konusunda fikir alış verişinde bulunduğunu, bölge ülkeleriyle işbirliği içinde bu alandaki kapasitelerin nasıl geliştirilebileceğinin tartışıldığını aktardı.

DSÖ Avrupa Bölgesi'nin bu alandaki eylem planını daha etkin uygulayabilmenin yollarının görüşüldüğünü belirten Koca, ilk iki günde teknik konularda uzman üst düzey yöneticilerin hazırladığı bir sonuç belgesinin olduğunu, bu belgede doğal afetler, salgın hastalıklar ve insani krizlerden kaynaklanan uluslararası tehdit teşkil eden sağlık sorunlarını önlemek, hızlı olarak tespit etmek ve bu sorunlar karşısında ivedilikle harekete geçmek gibi taahhütlerinin bulunduğunu ifade etti.

Bakan Koca, bu belgeyi bugün bir araya geldikleri 36 ülkeden bakan, bakan yardımcısı ve üst düzey temsilciyle birlikte kabul edeceklerini dile getirdi.

"Avro kurunun yüzde 60'ı baz alınacak"

Bir gazetecinin "Kur güncellemesi ilaç fiyatlarına yansıyacak mı?" sorusu üzerine Koca, şu cevabı verdi:

"Fiyat güncellenmesinin her yıl şubat ayının 15'ine kadar yapılması gerekiyor. Bir önceki yılın avro ortalama kurunun belli bir çarpanla elde edilen bir fiyat güncellemesinden bahsediyoruz. Bu her yıl yapılan, 15'ine kadar yapılması gereken, 19'undan sonra yürürlüğe girmesi gereken bir düzenleme. Bununla ilgili sektörle defalarca bir araya geldik. Bundan sonraki süreçte yüzde 70 olarak uygulanan çarpanın uygulanabilirliğini sağlamak açısından, avro kurunun yüzde 60'ı baz alınacak. Genelge de 14 Şubat tarihli Resmi Gazete'de yayınlandı. Bu yüzde 60 olarak uygulandığında, bunun karşılığı olarak yüzde 26,4 gibi bir artışa tekabül ediyor. Sektörle de bu anlamda mutabık kaldık. 19'undan sonra yürürlüğe girmiş olacak.

Yer yer üretici, depo ve eczacı, tedarik zinciri söz konusu. İlaç takip sistemi dediğimiz, son derece güvendiğimiz, yakından takip ettiğimiz bir sistemle ve yerinden denetimlerle, özellikle 900 kişilik denetim elemanımızın son 3 haftadan bu yana sahada olduğunu, bu anlamda sorunlar gördüğümüzü, tespitler yaptığımızı, idari bir takım yaptırım ve cezaların uygulandığını daha önce de söylemiştim. Bu süreçte fiyat artışı nedeniyle fırsatçılık oluşturmaya asla izin vermeyeceğimizi, bundan sonraki süreçte de yakinen takip edeceğimizi, hiçbir şekilde vatandaşımızı ilaçsız bırakmama noktasında kararlı olduğumuzu hatırlatmak istiyorum."

Bakan Koca, bir soru üzerine DSÖ ile yaptıkları çalışmalar kapsamında Suriyeli sağlık personelinin sisteme girmesini sağladıklarını belirterek, Türkiye'nin bu süreçte Cerablus dahil olmak üzere 6 hastane ve 178 göçmen sağlığı merkezinde her türlü sağlık hizmetini ücretsiz sunmaya devam ettiğini söyledi.

Yemen'deki sağlık sorunlarına Türkiye'nin destek verip vermeyeceğine ilişkin soru üzerine Bakan Koca, "Önümüzdeki dönemde özellikle Çobanbey'de 200, Mare'de 75 yataklı hastanelerin açılış çalışmaları devam ediyor. El-Bab'ta 200 yataklı hastaneyi de Ekim ayında açmayı planlıyoruz. Yemen'e ise geçen yıl 2 sahra hastanesi açtık. Ayrıca yıllık Yemen'den getirilmek üzere 100 hastayı da tedavi etmeye devam ediyor." cevabını verdi.

"Türkiye'ye bir model oldu"

Jakab da Acil Durumlar Merkezi'nin çok önemli bir risk haritasını ortaya koyduğunu, bu noktada kızamık salgınları, çeşitli sellerden kaynaklanan bulaşıcı hastalıklar, depremler ve benzeri risklerin olduğunu söyledi.

DSÖ'nün üye ülkelerle birlikte olaylara müdahale ettiğini dile getiren Jakab, salgın hastalıkların çok çabuk yayılabildiğini ve bölgesel tehlikeye dönüşebildiğini ifade etti.

Avrupa ülkelerinin sınır bölgelerindeki göçlere verdiği destek sayesinde yeni gelen göçmenlere hizmet sunmanın mümkün olacağını dile getiren Jakab, "Özellikle Türkiye'ye bir model olduğu için teşekkür etmek istiyorum. Kendilerinin uzmanlığı ve içermeci yaklaşımları sayesinde ülkelerdeki savaş durumundan kaçak Suriyelilerin sağlık hizmetlerine erişimi mümkün olmuştur. Bu, bizim, Avrupa'daki diğer ülkelerin dikkatine sunmuş olduğumuz diğer bir örnektir." dedi.

Avrupa bölgesinde 2009 yılından beri H1N1 aşısının güncelleşmesinin sürekli azalmakta olduğunu aktaran Jakab, "Bu, DSÖ'nün gündeminde. Aslında hazırlıklılığa yatırım yapılarak, bütün bu riskler için yapılan yatırımı aza indirmek mümkün. Sağlık acil durumları için harcanan her 8,30 dolar için 1 dolar geri dönüşüm sağlayacak. Aynı zamanda 5 yıl içinde milyonlarca kişiye sağlık hizmeti sağlamak gibi faydaları bulunmakta." diye konuştu.

Jakab, Avrupa bölgesinde gerekli uzmanlığa ve gerekli siyasi kararlılığa sahip olduklarını, dolayısıyla "Avrupa Halk Sağlığı Acil Durumlarına Hazırlıklılık ve Yanıt Bölgesel Eylem Planı"nı hayata geçirebileceklerinin altını çizerek, Türkiye'nin hem hazırlılık hem de insani çabalar konusunda kazandığı başarı konusunda Sağlık Bakanı Koca'ya teşekkür etti.

"Türkiye'nin yaklaşımı çok etkileyici"

DSÖ olarak Suriye yaklaşımında BM kararı ve hükmü gereğince son derece aktif rol aldıklarını vurgulayan Jakab, Gaziantep'te bir bölgesel ofislerinin bulunduğunu, Suriye savaşı boyunca sağlık koruması, aşılama gibi programları hayata geçirdiklerini söyledi.

Türkiye'deki hükümetle yakın ilişkilerinin olduğunu, Suriye'den gelen mültecileri birlikte korumak için önemli bir işbirliği içinde olduklarını ifade eden Jakab, "Türkiye'nin yaklaşımı çok etkileyici çünkü evrensel sağlık güvencesini tüm bu nüfusa sağlamakta. Türk doktorlarının, Suriye doktorlarını eğitmesi ve burada son derece işlevsel hale getirmesi son derece önemli bir örnek teşkil ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ