Ayakta tedavi bitince göreve başlama ile ilgili görüş yazısı

Devlet Personel Başkanlığının 25.04.2013 tarih ve 6005 sayılı kararı ile, ayakta tedavi gören Devlet memurunun tedavisi bittikten sonra görevine başlamasının gerekip gerekmediği hususunda görüş bildirdi.

Uygulamaya esas görüşler veren Devlet Personel Başkanlığı bu kararına göre;

1- Devlet memurunun hastalanması sebebiyle sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat ederek muayene edilmesi sırasında ya da muayene sonrası tetkik ve tahlillerde geçirdiği sürelerde memurun izinli sayılır.

2- Ancak bu iznin muayene süresi, tetkik ve tahlil süresi ile sınırlıdır.

3-Devlet memuruna verilen bu iznin suistimal edildiği yönünde kanaate varılması halinde kamu kurum ve kuruluşlarınca ilgililerden sağlık kurum ve kuruluşlarında muayene edildiğine veya muayene sonrası tetkik ve tahlil yaptırdığına dair belge istenebilir.

4- Muayene sonrasında tabip tarafından hastalık raporu verilmediği takdirde Devlet memurunun söz konusu sürelerin bitiminde görevine başlaması gerekir.

5- Muayene sonrasında tabip tarafından hastalık raporu verilmediği takdirde söz konusu sürelerin bitiminde görevine başlamayan Devlet memuru hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 inci maddesi çerçevesinde işlem yapılabilir.

İŞTE O GÖRÜŞ YAZISI

ÖZET: Hastalanması sebebiyle sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat ederek ayakta tedavi gören Devlet memurunun tedavisi bittikten sonra görevine başlamasının gerekip gerekmediği hususunda( 25.04.2013- 6005).

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 105 inci maddesinde, "Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı halinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hallerinde ise oniki aya kadar izin verilir.

Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır.

Bu maddede yazılı azami süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için, iyileştiğine dair raporu (yurt dışındaki memurlar için mahalli usüle göre verilecek raporu) ibraz etmesi zorunludur. İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.

Bunlardan gerekli sağlık şartlarını yeniden kazandıkları resmi sağlık kurullarınca tespit edilen ve emeklilik hakkını elde etmemiş olanlar, yeniden memuriyete dönmek istemeleri halinde, niteliklerine uygun kadrolara öncelikle atanırlar.

Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır.

Hastalık raporlarının hangi hallerde, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği ve süreleri ile bu konuya ilişkin diğer hususlar, Sağlık, Maliye ve Dışişleri Bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşleri alınarak Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir.

Ayrıca, memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hallerinde, bu hallerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır." hükmü yer almaktadır.

29/10/2011 tarihli ve 28099 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları ile Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'te Devlet memurlarının hastalanması halinde sağlık kurum ve kuruluşlarına nasıl müracaat edeceği veya söz konusu sürelerde memur hakkında nasıl bir işlem yapılacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamakta olup, adı geçen Yönetmeliğin "Hüküm bulunmayan haller" başlıklı 11 inci maddesinde ise "Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde 5510 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatı çerçevesinde işlem yapılır." hükmü yer almaktadır.

31 Aralık 2009 tarihli ve 27449 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Personelinin Sağlık Hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Devrine İlişkin Tebliğin 2 nci maddesinde "Kamu personeli ve bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri, devir tarihinden itibaren, kurum tabiplikleri dahil birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurum ve kuruluşlarına, sevkli olarak veya doğrudan, T.C. kimlik numarası ve kimlik tespiti için gerekli bir belge (nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport) ile birlikte, sağlık karnesi olmaksızın müracaat edebileceklerdir. Kamu personeli için ayrıca, hasta yollama kağıdı (hasta sevk kağıdı) düzenlenmeyecektir.

Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmesi bulunan sağlık hizmet sunucuları, devir tarihinden itibaren müracaat eden kişinin sağlık yardımlarından yararlanma haklarının olup olmadığının tespiti için, SUT'ta belirtilen istisnalar hariç olmak üzere, Sosyal Güvenlik Kurumu bilgi işlem sistemi (MEDULA, MEDULA-optik, eczane provizyon sistemi) üzerinden, T.C. kimlik numarası ile hasta takip numarası/provizyon alacaklardır." hükmü yer almaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 14/01/2010 tarihinde yaptığı Kamu Personelinin Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Alınması İle İlgili Duyuruda; "Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularınca yapılan muayeneleri sonucu istirahatlı bırakılmalarına gerek görülmeyen veya ayakta tetkik ve tedavileri sağlanıp da iş görebilecek duruma gelen sigortalılar için, müdavi hekimlerce SUT eki "Çalışabilir Kağıdı" (EK-11/A) düzenlenecektir." denilmekte idi. Ancak, 25/03/2010 tarih ve 27532 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete"de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği ile çalışabilir kağıdı yürürlükten kaldırılmıştır.

Diğer taraftan, 657 sayılı Kanunun 124 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre mezkur Kanunun 125 nci maddesinde sıralanan disiplin cezalarından birisinin verileceği belirtilmektedir.

Yukarıda yer verilen hüküm çerçevesinde,

- Devlet memurunun hastalanması sebebiyle sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat ederek muayene edilmesi sırasında ya da muayene sonrası tetkik ve tahlillerde geçirdiği sürelerde memurun izinli sayılması gerektiği; ancak bu iznin muayene süresi, tetkik ve tahlil süresi ile sınırlı olduğu,

-Devlet memuruna verilen bu iznin suistimal edildiği yönünde kanaate varılması halinde kamu kurum ve kuruluşlarınca ilgililerden sağlık kurum ve kuruluşlarında muayene edildiğine veya muayene sonrası tetkik ve tahlil yaptırdığına dair belge istenebileceği,

- Muayene sonrasında tabip tarafından hastalık raporu verilmediği takdirde Devlet memurunun söz konusu sürelerin bitiminde görevine başlaması gerektiği,

- Muayene sonrasında tabip tarafından hastalık raporu verilmediği takdirde söz konusu sürelerin bitiminde görevine başlamayan Devlet memuru hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 inci maddesi çerçevesinde işlem yapılabileceği,

mütalaa edilmektedir.

memurlar.net

Manşetler

DUYURU-5