Avrupa'da son 500 yılın en büyük kuraklığının yaşandığı ihtimali üzerinde duruluyor. 2050'ye kadar yaklaşık 216 milyon insanın, iklim değişikliğinin tetiklediği kuraklık sebebiyle yurdundan olabileceği değerlendiriliyor. Her yıl 12 milyon hektardan fazla arazi çölleşiyor.
Başta İspanya, Portekiz, Fransa ve İtalya olmak üzere yaz aylarında aşırı sıcaklar ve orman yangılarına teslim olan Avrupa'da İtalya, İspanya, Fransa, Almanya ve İngiltere'de kuraklık, yetkilileri ve halkı endişelendiriyor.
Avrupa Birliği (AB) Ortak Araştırma Merkezi'nin hazırladığı "Drought in Europe 2022" raporuna göre kıta genelinde son 500 yılın en büyük kuraklığının yaşandığı ihtimali üzerinde duruluyor.
Merkezin İngiltere'yi de dahil ederek yayımladığı Temmuz 2022 kuraklık raporuna göre, Avrupa topraklarının yüzde 44'ü kuraklık tehdidiyle yüz yüze.
AB topraklarının yüzde 44'ü "uyarı", yüzde 9'u ise "alarm" seviyesinde kuraklık riski altında bulunurken Avrupa'da kuraklıktan en çok etkilenen ülkenin, İtalya olduğu görülüyor. Kıtadaki en şiddetli kuraklık da bu ülkedeki Po Nehri havzasında yaşanıyor.
Rapora göre, İspanya’da su rezervlerindeki doluluk oranı da son on yılın ortalamasından yüzde 31 düşük ölçülüyor.
Portekiz'de hidroelektrik enerjisi üretmek için kullanılan suyun son 7 yıl ortalamasının yüzde 50 oranında gerilemesi dikkati çekiyor.
Aşırı sıcaklar, özellikle Fransa, Romanya, İspanya, Portekiz ve İtalya'da tarımı olumsuz etkiliyor.
AA muhabirinin, Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan "Rakamlarla Kuraklık 2022" raporundan derlediği bilgilere göre de kuraklığın küresel boyuttaki olumsuz etkileri hızla şiddetleniyor.
Dünya genelinde insanların, iklim ve çevresel krizlerin etkilerini en çok su yoluyla hissettiğine; 1970'den bu yana hava, iklim ve su tehlikelerinin tüm afetlerin yüzde 50'sini, tüm ölümlerin de yüzde 45'ini oluşturduğuna işaret edildi.
Bu dönemde çevre kaynaklı can kayıplarının yüzde 90'ının, gelişmekte olan ülkelerde meydana geldiği kaydedildi.
- 2,3 milyar insan kuraklıkla yaşıyor
Kuraklığın, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir kalkınmaya yönelik en büyük tehditler arasında yer aldığının altı çizilerek yaklaşık 2,3 milyar insanın kuraklıktan muzdarip bölgelerde yaşadığı belirtildi.
2040 yılına kadar dünya genelinde her dört çocuktan birinin su kıtlığı yaşayacağı tahmin ediliyor.
Kuraklığın, 1970'den 2019'a kadar yaklaşık 650 bin insanın ölümüne doğrudan sebep olduğu, küresel boyutta yaklaşık 55 milyon insanın kuraklıktan doğrudan etkilendiğine dikkat çekildi.
Yaklaşık 160 milyon çocuğun, halihazırda şiddetli ve uzun süreli kuraklığa maruz kaldığı belirtilerek bu durumun, gelişmekte olan ülkelerde özellikle kadın ve kız çocuklarının eğitim, sağlık ve emniyetine ciddi tehdit oluşturduğunun altı çizildi.
- Arazi restorasyonuyla önlem alınabilir
Bu tehditlerle mücadele kapsamında küresel boyutta acil önlemlerin alınması çağrısı yapılarak sürdürülebilir arazi ıslahı ve ekosistem restorasyon politikalarının kuraklıkla mücadelede hayati öneme sahip olduğu değerlendirildi.
2020-2022 yıllarında kuraklık kaynaklı acil durumla karşı karşıya olan ülkeler Afganistan, Angola, Brezilya, Burkina Faso, Şili, Etiyopya, Irak, İran, Kazakistan, Kenya, Lesoto, Mali, Moritanya, Madagaskar, Malavi, Mozambik, Nijer, Somali, Güney Sudan, Suriye, Pakistan, ABD ve Zambiya şeklinde sıralanıyor.
2000-2019 döneminde 1,4 milyardan fazla kişinin kuraklıktan etkilendiği aktarılarak kuraklık, selden sonra dünyada en çok insanı olumsuz etkileyen doğal afet olanak nitelendirildi.
- Her yıl 12 milyon hektar çölleşiyor
Kuraklık sorununun ekosistem üzerindeki yıkıcı etkilerine atıf yapılan raporda ayrıca. her yıl 12 milyon hektardan fazla arazinin çölleşmeye uğradığı bildirildi.
İklim değişikliğinin, özellikle dünyanın birçok hassas bölgesinde kuraklık riskini artırması beklenirken 2050 yılına kadar yaklaşık 216 milyon insanın bu sebeple göçe zorlanabileceği tahmin ediliyor.
- Arazi kayıpları 5 kat artabilir
129 ülkenin, gelecek birkaç on yıl içinde iklim değişikliği kaynaklı kuraklığa maruz kalma oranında artış yaşayacağı öngörüsü paylaşılırken küresel ısınmanın tahmin edildiği gibi 2100 yılına kadar 3 santigrat dereceye ulaşması durumunda, kuraklık kaynaklı tarımsal arazi kayıplarının bugünkünden 5 kat fazla olabileceği uyarısı yapıldı.
2050 yılına kadar 4,8-5,7 milyar insanın, en az bir ay boyunca su kıtlığıyla karşı karşıya kalabileceği öngörülüyor.
Kuraklığın, Afrika'yı diğer tüm kıtalardan daha fazla etkilediği dikkati çekerken bu kıtanın küresel boyutta kuraklık krizi yaşayan bölgelerin yüzde 44'ünü oluşturduğu görülüyor.
AB ve Birleşik Krallık'ta kuraklıktan kaynaklanan yıllık ekonomik kaybın da halihazırda 9 milyar avro olduğu hesap edildi.
Bu rakamın, etkin bir iklim programı hayata geçirilmezse 65 milyar avroyu geçebileceği vurgulandı.