Astım, havayollarının çeşitli tetikleyici faktörlerle geçici olarak kasılması ve daralmasıyla karakterize bir hastalık. Bu tetikleyici faktörler arasında ev tozu akarları, polenler, hayvan tüyleri, küf mantarları gibi alerjenlerin yanı sıra, soğuk hava da bulunuyor.
Memorial Suadiye Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. İlkay Keskinel, özellikle soğuk havada efor gerektiren iş ya da egzersizlerin astım krizini tetiklediğini söyleyerek astım hastalarını uyarıyor.
"Normalde havayollarının iç yüzeyini örten ince bir sıvı tabakası vardır. Soğuk havanın sık ve derin solunmasıyla bu sıvı daha yerine yenisi konamadan buharlaşır ve akışkanlığını kaybeder. İstirahat halinde ya da hafif egzersiz sırasında insanlar daha çok burun yoluyla solunum yaparlar. Dondurucu soğukluktaki hava bile burun boşluğundan vücuda girdiğinde tamamen ısıtılıp nemlendirilebilir. Normal şartlarda, nefes aldığımızda burundan geçen hava nemlendirilerek ve ısınarak akciğerlere ulaşır.
Egzersiz sırasında ise daha hızlı ve derin nefes alıp verilir ve ağız solunumunun da devreye girmesiyle, akciğerlere giren hava yeterince nemlenip ısınamaz. Bu nedenden dolayı özellikle yurdumuzun büyük bir bölümünün kar altında olduğu şu günlerde, astımlı hastaların mümkün olduğunca soğuk havaya maruz kalmaması, mutlaka dış ortamda bulunmaları gerektiğinde ise ağız-burunlarını sıkıca örterek kısmen de olsa soğuk havadan kaçınmaları önerilir. Bunun yanında, ağız solunumu yerine burundan nefes almak, soğuk havanın ısınarak ve nemlenerek akciğerlere ulaşması açısından yararlı olacaktır."
KİRLİ HAVA DA ETKİLİ
Dr. Keskinel, soğuk havanın dışında, bacalardan yayılan duman ve kirli havanın da astım atağını tetiklediğini söyledi ve "Astımlı hastaların kış ayları boyunca da düzenli hekim kontrolünü aksatmaması, ilaçlarını düzenli kullanması ve “kurtarıcı” dediğimiz ilaç grubundan olan ve hızlı nefes açıcı özelliğe sahip ilaçlarını her zaman kolayca ulaşabilecekleri yerde bulundurmaları gerekir" dedi.