Astım tedavisinde doğru bilinen yanlışlar

Kirli hava, sanayileşme, havadaki nem oranının yüksekliği astım hastalığı için tetikleyici rol oynuyor. Astım, dikkat edilmediği ve kontrol altına alınmadığı takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor.

Özel BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsüm Duç Erol, Türkiye’de her 100 erişkinden 5-7’sinde, her 100 çocuktan 13-15’indegörüldüğüne dikkat çekti. Uz. Dr. Erol, astım konusunda toplumda yaygın ancak yanlış olan pek çok düşüncenin giderilmesi için hastalıkla ilgili doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi.

Astım, bulaşıcı bir hastalıktır: Astım, altta genetik faktörlerin bulunduğu ve çevresel faktörlerle tetiklenebilen bir hastalıktır. Bir enfeksiyon hastalığı olmadığından bir kişiden diğerine bulaşması söz konusu değildir.

Astım tedavisinde kullanılan spreyler alışkanlık/bağımlılık yapar, ciğerleri kurutur; bir kez başlandığında bir daha hiç bırakılamaz: Astımda sprey ya da kuru toz şeklinde ilaçların kullanılmasının bağımlılık yapması söz konusu değildir. Bu konudaki yaygın inanışının tam tersine, tüm ilaç uygulama şekilleri arasında ‘en zararsızıdır’ denebilir. Ağızdan (tablet ya da kapsül) ve enjeksiyon şeklinde (damardan ya da kas içine) ilaç uygulandığında, verilen doz kana karışır, tüm vücuda yayılır. Oysa sprey/kuru toz uygulayıcıları kullanıldığında, sistemik uygulamaya göre çok daha küçük miktarda ilaç (mikrogram düzeyinde) verilmektedir. Bunun sebebi; ilacın hedef bölgeye vücutta dolaşmadan, doğrudan ulaşmasıdır. Bu yolla ilaç verilmesinin bağımlılık yapması söz konusu değildir. Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar akciğerleri kurutmaz. Uzun araştırmalar sonucu geliştirilmiş olan bu ilaçlar, hekim tarafından olası yarar ve zararı göz önüne alınarak hastaya verilmektedir.

Kortizon, çok zararlıdır, ne olursa olsun kullanılmamasını gerektirecek pek çok yan etkisi bulunmaktadır: Zararsız olduğu düşünülen ilaçların dahi yan etkisi olabilir. Önemli olan, ilacın beklenen yararının potansiyel zararından büyük olmasıdır. Yani eğer o ilacı kullanmamak hastaya yarardan çok zarar verecekse, hasta ilacı kullanmalıdır. Astımlı hastalarda kortizon içeren toz ya da sprey şeklinde ilaçlar kullanılır. Nefes yoluyla alınan ve kana çok düşük düzeylerde geçebilen kortizonun neredeyse hiç yan etkisi yoktur. Kimi hastalarda sprey şeklindeki kortizon kullanımına bağlı ses kısıklığı ya da kuru öksürük gibi şikayetler çok basit bir önlemle, yani spreyi kullandıktan sonra ağzın çalkalanmasıyla önlenebilir.

Astımın asıl tedavisi alerji aşılarıdır: Alerji aşıları, ancak belli bir yaş grubundaki ve az sayıda alerjene karşı alerjisi olan hastalarda uygulanır. Bu kararı ancak bir alerji uzmanı vermelidir. Ne yazık ki, günümüzde pek çok astım hastası, aşıyı astımlarını ortadan kaldıracak bir kurtarıcı olarak görmektedir. Aşı sadece belli bir alerjene karşı kişinin duyarlılığını ortadan kaldırabilir. Oysa her astım, alerjik olmadığı gibi; alerjik astımlarda da sadece aşı tedavisi asla yeterli olamaz. Her durumda öncelikle kişinin astımı tedavi edilmelidir. Çünkü aslında geri dönüşlü belirtileri olan astım hastalığı uygun şekilde tedavi edilmediğinde akciğerlerde kalıcı hasar bırakabilmektedir.

Kendini iyi hissettiğinde ve şikayetler azaldığında, ilaçlar bırakılabilir: Astım şikayetleri ortadan kalksa da, ilaçları azaltma ya da bırakma kararı, asla hasta tarafından kendi kendine verilmemelidir. Astım her ne kadar geri dönüşlü belirtilerle seyretse de; eksik tedavi bronşlardaki daralmanın kalıcı hale gelmesine neden olabilir. Bu konuda doktora güvenilmeli ve ilaçların ne kadar süre ile kullanılması kararı uzmanlara bırakılmalıdır.

Astımlı hastalar spor yapmamalıdır: Doğru tedavi edilen ve iyi takip edilen astım, kişinin hayatını etkilemez. Astımlı hasta, doktorunun önerisi doğrultusunda spor yapabilir. Egzersiz öncesi ısınma hareketlerinin yapılması, egzersiz yapılırken burundan nefes alınıp verilmesi, soğuk havalarda maske takılması, egzersizden 15 dakika önce nefes açıcı ilaçlar alınması astımlı hastaların daha rahat egzersiz yapmalarına olanak sağlar. Bunun yanında, spordan ziyade; örneğin çok tozlu bir spor salonu ya da aşırı su buharı ile dolu kapalı bir havuz hastanın şikayetlerini başlatabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Hamilelikte astım ilaçları bebeğe zararlıdır: Astımlı hastaların yaklaşık üçte birinde gebelik sırasında astım belirtileri hafifler, üçte birinde değişmez, üçte birinde ise kötüleşir. Hamilelikte kullanılabilecek astım ilaçları doktor önerisi doğrultusunda güvenle kullanılabilir. Bebeğe asıl zarar verecek olan hekimin kontrolü altında verilecek olan ilaçlar değil, annenin astıma bağlı tedavi edilmemiş sorunlarıdır. Bu nedenle, astımlı hastaların gebelik boyunca hekim kontrolünde olmaları gerekmektedir.

Astım hastalığının kesin tedavisi yoktur: Astım uygun tedaviyle tam kontrol altına alınabilir, hiç astım hastası değilmiş gibi yaşamlarına devam edebilirler. Ancak müzmin bir hastalık olması nedeniyle hayatlarının bir döneminde bir tetikleyici ile astım belirtileri ortaya çıkabilir.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ