Astım tedavisinde ailelerin korkusu: “Kortizon”

Kortizon deyince tedavisinden ziyade yan etkileri akla geliyor. Ancak alerjik bronşit ya da diğer adıyla astım ataklarının önlenmesinde en etkin tedavinin kortizon olduğu belirtiliyor. Peki, iyileşmenin başka yolu yok mu?

Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak N. çocuk astımının, tekrarlayan öksürük, hırıltı, nefes darlığı atakları ile seyreden kronik bir hastalık olduğunu, tekrarlayan nefes alamama durumunun sıklıkla acil servislerde sonlandığını belirtiyor. Çeşitli tedaviler sonunda açılıp evine gönderilen çocukların ise 10 gün geçmeden yeniden sıkışma ve atak yaşadığının altını çiziyor. Öncelikle atakların önlenmesinin çok önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Yonca Tabak N. bronş yüzeyindeki yanığın iz bırakmasının kalıcı hasarlar oluşturduğunu ve ileri yaşlarda astımın kronikleşebileceğini vurguluyor.

 

Kortizon Nasıl Kullanılmalıdır?

 

Prof. Dr. Yonca Tabak N. tedavi amaçlı sürekli kortizon kullanımından, yan etkileri nedeniyle birçok ailenin korktuğunu, hatta fobi düzeyinde kaçındığını belirtiyor. Ailelerin bilmediği en önemli noktanın, miligram dozunda kullanılan kortizonların, astım tedavisinde sadece ataklar sırasında kullanılmasının gerektiğini söylüyor. Kortizonlu ilaçların sprey şeklinde olanlarının, havayolunun sadece yüzeyini tedavi eden mikrogram dozunda; yani tablet kortizonların binde biri dozunda kullanıldığını, kana karışma oranının ise son derece düşük olduğunu söylüyor. Hava yolunun yüzeyinde sadece % 20’sinin emildiğini ve emilen bu miktarın hızlı bir şekilde vücuttan uzaklaştırıldığını sözlerine ekliyor. Uygun dozda ve yıllarca kullanıldığında kortizona bağlı olarak yan etki görülme olasılığının son derece düşük olduğunu belirtiyor. Sprey kortizon tedavisinin mutlaka bir çocuk alerjisi uzmanı kontrolünde kullanılması ve kortizonlu ilaçları ailelerin kafasına göre kesip başlamaması gerektiğinin altını çiziyor.

Başka bir tedavi var mı?

Prof. Dr. Yonca Tabak N. bilinmesi gereken diğer önemli bir konunun ise kortizonlu ilaçların kullanıldıkları sürece etkili olduğunu belirtiyor. Kullanıldığı sürece bronş yüzeyindeki yangının baskılandığını ve atakları önlediğini söylüyor. Bronşun o hale gelmesine yol açan alerjinin veya alerji dışı nedenin bulunup tedavi edilmesini öneriyor. 5 yaşından önce alerji testi yapılmaz görüşünün son derece yanlış olduğunu, astım ya da alerjik bronşit tanısı almış her hastanın yaşına göre kandan veya deriden alerji testi yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Çıkan sonucun çocuk alerjisi uzmanı tarafından değerlendirilip çocukta alerjiye sebep olan çevresel ve beslenme önlemlerinin alınması gerektiğini vurguluyor.  Tüm bu koşullar sağlandıktan sonra, 3-5 yıl süren dilaltı damla aşı tedavisi ile çocuğun alerjik maddeye alıştırılması sonucu hastalığa kökten çözüm getirebileceğini dile getiriyor.

Manşetler

DUYURU-4