Böbrek taşının, Türkiye'de en yaygın görülen hastalıklardan birini oluşturduğuna dikkat çeken uzmanlar, aşırı kilolu ve hareketsiz kişilerde daha fazla görülen böbrek taşı, tedavi edilmediğinde böbrek kaybına yol açabildiğini söyledi.
Böbrek taşı sorununun görülme sıklığı yaz aylarında artığını ifade eden Uzm. Dr. Çelik, bunun en önemli sebebinin ise sıcak havalarda vücudun ihtiyacı kadar su tüketilmemesi olduğunu söyledi. Nefroloji uzmanı Çelik, aşırı sıcaklarda vücuttaki suyun terleme yoluyla kaybedildiğine dikkat çekerek, "Eğer yeterli sıvı alınamazsa idrar miktarı azalıyor ve bol idrar ile vücuttan kolayca atılması mümkün olan maddeler birbirine eklenerek taş oluşumuna neden oluyor. bu taşlar bir kum taneciğinden 7 santime, hatta bazen daha büyük ölçülere kadar değişiklik gösterebiliyor. Taşların varlığı genellikle bel bölgesinde ya da böbrek ile idrar torbası arasında bulunan böbrek yolundaki konumuna göre karın ve kasık bölgesinde ağrı ile anlaşılıyor. Bazen bulantı, bazen kusma hatta ateş görülebiliyor. Ağrının şiddeti ise hastadan hastaya değişebiliyor" dedi.
Böbrek taşları bazen böbrek fonksiyonunu bozuncaya veya kalıcı hasarlar oluşturuncaya dek belirtisiz büyüyebildiğini ifade eden Uzm. Dr. Çelik, "Böbreğinde taş olduğunu bildiği halde bir uzmana başvurmakta geç kalarak organ kaybı yaşayan hastalar da oluyor. Taşın böbrekte oluşturabileceği sorunların bulunduğu yere göre değişiklik gösteriyor. Taşın, böbrekte üretilen idrarı mesaneye taşıyan 'üreter'in ağzına yerleşmesi idrar çıkışının azalmasına ya da durmasına neden oluyor. Bu durumun uzun sürmesi halinde idrarın geriye dönüp böbreğe baskı yaptığını ve şişmesine neden oluyor. Hidronefroz olarak adlandırılan bu durum bize o bölgede taşa bağlı ya da bir başka nedenle oluşmuş tıkanıklığı gösteriyor" diye konuştu.
Böbrekte taşı oluşumunun neden olduğu bir başka hastalık ise böbreğin bakteriyel enfeksiyonu ile ortaya çıkan pyelonefrit olduğunu belirten Uzm. Dr. Çelik, "Taşın bulunduğu bölgede oluşan enfeksiyon doğru ve zamanında tedavi edilmediği takdirde hastayı böbrek yetmezliğine götürebiliyor. Her iki durumda da taşa müdahale edilerek böbreğin geri döndürülmesi mümkün oluyor. Ancak taşların geri dönülemeyecek kadar zarar verdiği ve böbreğin alınmasının söz konusu olduğu hastalar da oluyor. Erken tanı için hastanın kendisinde ve ailesinde taş öyküsü varsa böbreğin yılda en az bir kez ultrason ile takip edilmesi gerekiyor. Bir böbreği alınmış hastaların ise 3-6 aylık aralıklarla takip edilmeleri ve diğer organın çok iyi korunması gerekiyor" ifadelerini kullandı.