Obezitenin tedavisinde aşırı kilolardan kurtulmayı amaçlayan diyet yöntemleri.
Her yaz mevsimin başlangıcında, özellikle hanımlar zayıflama amacıyla hangi diyet programının en etkili olabileceği konusunda araştırmalara, arayışlara başlarlar, tabii bu gruba bir de sağlıklı yaşam için hiç bir fedakarlıktan kaçınmayan beyleri ilave edersek gazete ve dergiler diyet programları önerileri ile dolar taşar, her yayın organında önemli ölçüde diyetle ile ilgili bir çok bilim adamının önerileri, kaldı ki bunların büyük bir çoğunluğu salata tarifleri şeklindedir, diyet reçeteleri ile doludur.
Bu konuya, diyet programlarının ne kadar etkili oldukları, biraz olsun açıklık getirebilmek için 2009 ılının Şubat ayında NJM ( The New England Jorunal of Medicine 360;9 February 26,2009) de yayınlanan zayıflama rejimleri üzerine olan bir yazıyı temel alarak daha doğrusu orijinal bir çalışmayı temel alarak yanına diyet rejimleri üzerine kendi düşüncelerimi de ilave ederek konu ile ilgili son gelişmeleri burada özetlemeye çalıştım.
Araştırma Dr. Frank Sack ve arkadaşları tarafından 27 kişilik bir çalışma grubu tarafından Başta, Harward Tıp Fakültesinde olmak üzere Amerika Birleşik devletlerindeki değişik Üniversiteler tarafından yürütülerek tamamlanmıştır.
Araştırmaya her biri 400 kişiden oluşan iki grup haltında toplanan aşırı kilolu ve obez 800 kişi katılmıştır. Seçilen erişkinlerin yaş ortalamasının 50 olmasına dikkat edilmiştir ve çalışma toplam iki yıl sürmüştür.
Kişilere günlük kalori alım miktarı hareket etme ve dinlenme düzeyleri göz önüne alınarak günde en az 750 kcal olarak hesaplanan aşağıda gösterilen dört değişik diyet programı uygulanmıştır.
Çalışmaya başlanmadan önce yapılan araştırmalar sonucu değişik diyet programlarının, örn. Atkins, Akdeniz diyeti gibi, incelenmesi sonucu tümüne uygun olabilecek aşağıdaki program hazırlanmış, ayrıca her gruba en fazla %1 doymuş yağ en az 20 g. Lifli yiyecek ilave edilmiş herkesin her 1000 Kcal için 150 mg veya daha az kolesterol alması sağlanmıştır.
Diyet programlarının özeti;
Düşük yağ-ortalama protein %20 Yağ - %15 Protein- %65 Karbonhidrat
Düşük yağ-yüksek protein %20 Yağ - %25 Protein %55 Karbonhidrat
Yüksek yağ-ortalama protein %40 Yağ - %15 Protein %45 Karbonhidrat
Yüksek yağ- yüksek protein % 40 Yağ - %25 Protein %35 Karbonhidrat
Ayrıca her katılımcının haftalık 90 dakika hafif egzersiz yapmaları sağlanmıştır.
Çalışma 2 yıl sürmüş; ilk 6 ayda önceleri hafta da bir, sonraları 4 hafta da 3 hafta, altı aydan sonra ise 4 haftada 2 hafta da bir olma üzere grup tedavileri uygulanmış, kişisel görüşmeler ise tüm iki yıl boyunca sekiz hafta da bir olarak planlanmıştır.
İlk 6 ayın sonunda tüm diyet türlerini alan katılımcılar ortalama 6 kg vermişler. 12 ayın sonunda ise tekrar kilo kazanmaya başlamışlar.
2.yılın sonunda %25 protein ve %15 protein oranında protein alan grubun kilo kaybı her iki grup için hemen hemen aynı olmuştur (her iki grupta yaklaşık ayrı ayrı 3.0ve 3.6 kg dır)
Diyetleri %20 yağ ile %40 yağ içeren grubun kilo kaybı da aynı olmuştur ( her iki grubunda 3.3 kg) yine diyetleri % 65 ve %35 içerenlerin kilo kaybı hemen hemen aynı olmuştur 2.9 ve 3.4 kg olmuştur. Araştırmayı tamamlayanların % 80’inin kilo kaybı 4 Kg’dır katılanların %14-%15 inin kilo kayıpları başlangıç kilolarının %10nuna ulaşmıştır. Tüm diyetler de doygunluk, açlık ve diyetlere memnuniyet duygusu hemen hemen aynı oranlarda sağlanmıştır. Grup toplantılarına katılımın kilo kaybı ile bağlantılı olduğu gözlenmiştir. (Her oturumda kişi başına kilo kaybı ortalama 0.2 Kg olarak saptanmıştır)
Sonuç olarak başarılı bir diyet programı öncelikle kalori hesaplanmasına bağlı olarak düzenlenmelidir. Temel olarak böyle bir diyet programında aşırı kısıtlamalar yer almamalı özetle her yiyecek türünden eşit ( Yağ, Protein, Karbonhidrat) oranda alınmalıdır. Bu tür beslenme alışkanlık haline gelmeli ve bir hayat felsefesi olmalıdır ayrıca yaşa ve yaşam tarzına bağlı olarak uygun düzeyde de spor yapılmalıdır.
Obezitenin tedavisinde bir süre doktor ve uzman diyetisyenin denetiminde üst düzeyde diyet uygulanmalı ve normal kiloya ulaşınca normal diyete geçilmelidir.
Programlanmış diyet, kalori açısından aynı zamanda diyabet ve kardiyovasküler hastalıklardan da korunmakta oldukça faydalıdır.
Kısaca düşük kalorili diyet programları alınan makronutrietlerin türüne bağlı olmaksızın kilo kaybedilmesine yardımcı olmaktadır
Şunu da her zaman hatırlanması gerekir ki kısa sürede aşırı diyet uygulamaları sonucun da bazen ters reaksiyonlar ortaya çıkmakta ve anoreksiya nevroza gibi dönüşü çok zor hastalıklara yol açmaktadır.
Sonuç olarak sağlıklı bir yaşam için her zaman uygun kilo gereklidir buda halk arasında dendiği düzgün yiyip içersen adam gibi yaşarsın deyiminin doğrulunu bir defa daha göstermektedir.
Prof .Dr. Mehmet İşbir