Anoreksiya hastası açlık ve yorgunluk hissetmez!

Kendilerini kilolu zanneden anoreksiya hastaları, aşırı diyet ve egzersiz yapar. Yorgunluk ve açlık hissetmeyen hasta gittikçe daha fazla zayıflar


Sanatçı İrem Derici'nin rahatsızlığıyla kamuoyunda yeniden gündeme gelen anoreksiya nevroza, daha çok ekonomik seviyesi yüksek toplumlarda ve 18-40 yaş arasındaki kadınlarda görülüyor. Yeme bozukluğuyla ortaya çıkan hastalık; daha çok mükemmeliyetçi, vücut ölçülerine çok dikkat eden ve takıntılı kişileri kendine kurban seçiyor. Anoreksiya nevroza teşhisi konan hastaların tedavi sonunda tam iyileşme ihtimali, istatistiklere göre yüzde 25 ila 50 oranında değişiyor Yeme bozukluğuyla ortaya çıkan ve hastalıklar zinciri olan anoreksiya nervoza, zaman zaman çok şiddetli olabiliyor ve kişiyi ölüme kadar götürebiliyor. Hastalığın oluş sebebi net olarak belli değil. Fakat psikolojik, kültürel ve biyolojik risk faktörlerinin ve ailesel kalıtsal faktörlerin de etkili olduğu düşünülüyor. Stresli yaşam, güvensiz ortamda yaşamak da riski artırıyor. Medical Park Fatih Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, modern kadının hastalığı anoreksiya nevroza sebepleri ve tedavi yöntemleri konusunda bilgi verdi...


TEKRAR KİLO ALMA KORKUSU OLUR

Hastalar, kiloları normal olsa da vücutlarının tamamını ve bazı bölgelerini kilolu zanneder. Kilo vermek için aşırı diyet ve egzersiz yapmaya başlar. Kilo vermeye başladıktan sonra tekrar kilo alma korkusu gittikçe artar. Diyetini daha da kısar ve egzersizini artırır. Böylece vücutlarında fizyolojik durum bozukluğu artar. Psikolojik bozukluk da artar ve tıbbi tedavi ihtiyacı ortaya çıkar. Hastalar açlık ve yorgunluk hissetmez, gittikçe zayıflar ve egzersizlerini artırmaya devam eder. Mankenler, balerinler ve bunlara hayranlık duyan genç kızlar daha çok risk altındadır. Anoreksiya nevroza, kadınlarda erkeklere göre 10 kat daha fazla görülür. Kadınlarda görülme sıklığı yüzde 1'e yakındır. Ekonomik seviyesi yüksek olan toplumlarda daha çok görülür. Anoreksiya nevroza gidişatı değişik olabilir. Hasta tamamen düzelebileceği gibi, süreç ölümle de sonuçlanabilir. Yüzde 25-50 oranında hasta çok az psikolojik ve fizyolojik hasarla tamamen düzelir. Birçok hasta kilo alma, depresyon ve yeme bozukluğu sorunu yaşar. Bu hastalık sonrasında obezite oluşumu çok nadirdir. Hastaların yüzde 5'i hayatını kaybeder. Bu, açlık neticesinde veya intihar sonucu oluşur. Açlık neticesi araya giren enfeksiyonlar da ölümlerde rol oynar. Tedavide ideal vücut kilosunun yüzde 90'ına ulaşılması için uğraşılması gerekir. Çoğu hastada bu hedefe varılamaz. Hasta, aile, hekim bu konuda çok zorlanır. Bir tür bıkkınlık ve yıpranma ortaya çıkar. Hasta tartılmaya giderken daha fazla kiloda görünmek için fazladan su bile içebilir. Hekim hastayı tıbbi açıdan bilgilendirmelidir.


KALORİ YAVAŞ YAVAŞ ARTIRILMALI

Hastanın, hastane tedavisine alınması gerekebilir. Bu tam zamanlı veya periyodik zamanlarda olabilir. Tedavinin ağız yolu ile verilmesi daha uygundur. Elektrolit bozukluğu gibi durumlarda veya enfeksiyonlarda, ağızdan hiç besin alınamadığı durumlarda damardan beslenebilir. İlk başta günde 1200-1800 kalorilik gıda yeterlidir. Bu miktar yavaş yavaş artırılır. Eğer bir anda fazla gıda ile yüklenilirse, mide dilatasyonu oluşup kusmalar başlayabilir. İleriki dönemlerde günde 3000-4000 kaloriye çıkılabilir. Yemekler az ve sık periyotlarla verilmelidir. Yemekler mutlaka gözlem altında yedirilmelidir. Ekipte mutlaka beslenme uzmanı, iç hastalıkları uzmanı ve psikiyatrist bulunmalıdır. Psikiyatrik yaklaşım iki önemli yoldan olmalıdır. Birincisi hastanın moralini yükseltmek, bir diğeri sosyal çevre ile ilişkilerini normalleştirmek ve yaşamında hedeflerine ulaşması için yol göstermektir.


GEÇ KALINMIŞSA YOĞUN BAKIM ŞART

Ağır hipotansiyon, kalp yetmezliği, kalpte ritim bozukluğu, şiddetli enfeksiyonlar, sepsis, septik şok, karaciğer veya böbrek yetmezliği, solunum yetmezliği ve şuur bulanıklığı oluştuğunda yoğun bakım tedavisi gerekebilir. Eğer daha önce yapılması gerekli olan tedaviler gecikmişse, yoğun bakım tedavisini gerektirecek durumlar ortaya çıkar. Yeterli ve gerekli tedaviyi almamış olanlar yoğun bakım tedavisine ihtiyaç duyar.


ANOREKSİYA VÜCUTTA NE GİBİ SORUNLARA YOL AÇIYOR?

Cilt: Kişilerin cilt renkleri koyulaşır, ellerde ve ayaklarda ödem dediğimiz şişlikler oluşur.
Kalp: Kalp hızı yavaşlar, tansiyon düşer.
Mide-bağırsak-karaciğer: Tükürük bezleri büyür, mide boşalması yavaşlar, kabızlık gelişir ve karaciğer fonksiyonları bozulur.
Kan: Kansızlık oluşur, beyaz küreler azalır. (Enfeksiyona meyil oluşur)
Böbrek: Kanda üre yükselir, böbrek yetmezliği oluşur. Elektrolit dengesi bozulur, potasyum seviyesi düşer.
Hormonal sistem: Kan şekeri düşer, seks hormonları azalır, tiroid hormonu azalabilir.
Kemik: Osteoporoz ve kemik erimesi meydana gelir.
İrem Derici'nin önünde uzun bir yol var
İrem Derici'nin durumu, yanda bahsedilen duruma tıpatıp benziyor. Zamanında gerekli ön tedavileri başlanmadığından acil olarak yoğun bakım tedavisine alınması çok uygun. Kendisinin daha önceki TV söyleşilerinden, hastalığının farkında olmadığı anlaşılıyor. Bu konuda bir tıbbi tedavi de yapılmadığından, yoğun bakım tedavisini gerektirecek bir duruma girmiş. Yoğun bakım tedavisinden çıktığı zaman daha uzun bir tedaviye gireceği için, yukarıda tedavi bölümünde anlattığım safhaları geçirecektir. Bu da uzun bir yol. İnşallah bu safhaları atlatır ve iyileşen yüzde 25-50 arasındaki gruba girer.


Doç. Dr. Hakan Atalay/Okan Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı
HASTALAR KENDİ DURUMUNDAN ŞİKAYETÇİ DEĞİLDİR

Anoreksiya nevroza, psikiyatride 'yeme bozuklukları' arasında sayılmaktadır. Esas özelliği; kişinin enerji alımını kısıtlaması ve sonuçta kilo kaybetmesi ve beden ağırlığının normalin altına düşmesidir. Bazıları tüm bedenini şişman olarak görürken, bazıları da zayıf olduğunun farkında olmakla birlikte bedeninin bazı kısımlarını şişman görebilir. Kişi sık sık tartılır, bedeninin bazı kısımlarını ölçer ya da ayna karşısından ayrılmaz. Doktora genellikle aile üyeleri tarafından götürülür, çünkü kendisi durumundan şikayet etmez. Doktora, yememenin ortaya çıkardığı psikolojik ve bedensel sorunlar yüzünden gider. Beslenme yetersizliğinden kaynaklanan bu sorunlar; diş çürümelerine, hormonal düzensizliklere (adetlerin kesilmesi), sindirim güçlüklerine, bağırsak hastalıklarına, kansızlığa, böbrek hasarına, hatta beyin küçülmesine kadar uzanabilir. Kimi durumlarda hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekir. Tedavide öncelikli olarak bedenin fizyolojik dengesinin kurulması, beslenmenin düzenlenmesi esastır. Aynı zamanda psikofarmakolojik ve psikoterapötik müdahalelere de başlanır. Yatırılması gerekmeyen ve uygun zamanda başlanmış ilaç ve psikoterapiyle izlenen hastalarda, hastalığın seyri tedavi görmeyen olgulardan çok daha olumludur ve ölüm nadir görülür.


Didem SEYMEN
SABAH

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ