Antalya'nın Muratpaşa ilçesinde 2006'da kanser hastası babasını kaybeden evin tek çocuğu 30 yaşındaki Erdem Candar, 13 ay önce felç olan yatalak annesi 56 yaşındaki Birgül Candar'ın tekrar yürüyebilmesi ve konuşabilmesi için emek harcıyor.
Evin temizliğini yapan, komşularına tarif sorarak yemek yapmasını öğrenen Candar, sürekli bakımını özenle yaptığı annesinin saçlarını tarıyor, hastaneye sırtında taşıyor.
Candar, hayırseverlerin yardımıyla annesini götürdüğü rehabilitasyon merkezinde, konuşma terapisti kontrolünde annesini fizik tedaviye sokuyor.
Annesinin yeniden konuşabilmesi için büyük mücadele veren Candar, tedavi bitiminde döndükleri evlerinde, annesine tek tek kelimeleri ve harfleri ezberletmeye çalışıyor.
Sevinçlerini annesiyle paylaşacağı günün hayalini kuruyor
Candar, sevinçlerini ve üzüntülerini annesiyle paylaşacağı günün hayalini kurarak, ona yaklaşık 1,5 ayda 40 kelime öğretebilmiş.
Oğlunun gün boyu başından ayrılmadığı Birgül Candar, aynanın karşısında dudak hareketlerine bakarak, Erdem, su, doktor, domates, ayna, kitap gibi kelimeleri söyleyebiliyor.
Layıkıyla bakabilmek için işini bırakmak zorunda kalan Candar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, annesinin felç yüzünden bir daha konuşamadığını ve yürüyemediğini ifade etti.
"Hayalim pilot olmaktı"
Her zaman sırtında taşıyarak tuvalete, hastaneye götürdüğünü vurgulayan Candar, "Bütün bakımlarını tek başıma yapmak zorundaydım. Başka kardeşim yok, babamı 2006'da kanserden kaybettim. Babam hastalanınca okuldan ayrıldım, kafelerde garsonluk yaptım, kuryelik yaptım, çalışmak zorundaydım. Babam için okulumu, annem için işimi bırakmak zorunda kaldım. Oysa hayalim pilot olmaktı." diye konuştu.
Candar, tek amacının annesini iyileştirmek, yeniden konuştuğunu görmek olduğunu vurguladı.
Yaşadığı zorlu süreçte hayırseverlerden gelen yardımların işe yaradığını belirten Candar, şöyle devam etti:
"Annemin el protezleri de yardımla geldi. Hayırseverler tarafından tedavisi sağlanıyor. Fizik tedavi ve konuşma terapisti eğitimi alıyor. Doktorlarımız 3-4 ay sonra konuşabileceğini söylemişti, ama annem bir ayda kelimeleri söylemeye başladı."
"Hayırseverlerin desteğiyle ayakta duruyoruz"
Kendisi çalışmadığı için sadece devletin bağladığı dul ve yetim aylığından yararlandığını dile getiren Candar, kirada oturduklarını, annesinin tedavi maliyetleri yüksek olduğu için 13 aydır hayırseverlerin desteğiyle ayakta durduklarını anlattı.
Annesinin "Erdem" kelimesini söyleyebilmesinin kendisini çok heyecanlandırdığını aktaran Candar, şunları kaydetti:
"Aylardır bunu duymayı bekliyordum. Kelime hazinesi gelişmeye başladı. Bir, iki kelime derken 40 kelimeye ulaştı. Her gün saatlerce kelime, harf ezberletiyorum. Gerçekten çok zor. Çünkü ciddi bir rahatsızlık geçirdi ve beyninin sol tarafını kaybetti. Biz zorlayarak, sağ tarafta konuşma merkezi oluşturmaya çalışıyoruz. Başarılı gidiyor, konuşmayı öğrenecek diye hayal ediyorum. Hiç umutsuzluğa kapılmadım."
"Maddi zorluk çekiyoruz"
Candar, konuşma eğitimi sürecinde aynanın da büyük işlevi olduğunu öğrendiğini belirterek, annesinin aynadan dudak hareketlerine bakarak, harf ve kelimeleri söyleyebildiğine dikkati çekti.
"Aynada yapabildiğini görünce isteği artıyor. Aynada dudaklarını, dil hareketlerini kavramaya çalışıyor. Epey yol katettik." diyen Candar, yumurta kırmasını bile bilmezken annesi için yemek yapmasını öğrendiğini söyledi.
Maddi zorluk çektiklerini vurgulayan Candar, evin eşyalarına kadar hayırseverler tarafından gönderildiğini belirterek, destek olanlara teşekkür etti.
Candar, "Annemi hayata bağlamaya kararlıyım. Konuşabilmesi için mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Muhabbet etmeyi, ona dertlerimi sevinçlerimi anlatmayı çok özledim." dedi.