Gebelik düşünen kadınlarda gebeliğe ve sonrasına ait kaygıların olmasının gayet normal olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Uzm. Dr. Levent Alaybeyoğlu, gebeliğe hazır olmanın bebek için katlanılması gereken fedakarlıkları kabul etmekten geçtiğine vurgu yaptı.
Doğadaki tüm canlılar, üremeye ve soylarını devam ettirmeye programlanarak doğarlar. Annelik içgüdüsü hemen hemen tüm canlılarda bulunur. Normalde vahşi yaşamın birer simgesi olarak gösterilen timsah ve aslan gibi canlıların yavrularına karşı ne kadar sevecen ve koruyucu olduğu hayretle izlenir.
İnsanoğlu, dünyada en gelişmiş canlı olarak kabul edilir. Pek çok hayvanda üreme dönemi yılın belli dönemiyle sınırlı iken insanda gebelik için her ay bir şans doğmaktadır. Ancak dilerse bir çift tüm bir yaşamı boyunca gebeliği isteyerek engelleyebilir. Bu da insanoğluna, bir sorun olmadığı sürece, gebeliği zamanlama fırsatını vermektedir.
Sağlıklı bir gebelik için temel şart, gebeliğin önceden planlanmasıdır. Bu da hem kadın, hem de erkeğin gerek ruhsal, gerek sosyoekonomik gerekse de bedensel olarak hazır olmasını gerektirir. Plansız ve istemsiz oluşan gebeliklerin sonuçları, planlı olanlara göre daha kötü olmaktadır. Özellikle kadının gebelik için çok hazır olmadığı durumlarda gebelik izleminde, doğumda ve hatta doğum sonrası bakımda sorunlarla daha sık karşılaşılmaktadır.
Gebelik düşünen kadınlarda gebeliğe ve sonrasına ait kaygıların olması gayet normaldir. Öncelikle bir çocuk sahibi olmanın getireceği sorumluluk düşünülür. “Bebeğime bakabilecek miyim?”, “altını değiştirebilecek miyim?” gibi sorularla başlayan endişeler, kimi zaman “çocuğumu ideal koşullarda okutabilecek, yetiştirebilecek miyim?” boyutuna kadar uzanır. Çalışan ve kariyerine önem verenler, doğacak çocuğun bazen işinde yükselmesine engel oluşturabileceğini düşünebilir. Bunların dışında fiziğine ve dış görüntüsüne önem veren her kadının aklına kısmen de olsa gebeliğin vücudunda meydana getirebileceği deformasyonlar takılabilir. Bu gibi kaygılar gayet doğal ve insancıldır. Ancak gebeliğe hazır olmak demek, bebek için katlanılması gereken fedakarlıkları kabul etmekten geçer.
Doğal olarak yalnızca anne adayının gebeliğe hazır olması yeterli değildir. Baba adayının da bunun bilincinde olması gerekir. Unutulmamalıdır ki, annelik ve babalık, hayat boyunca doğru olarak oynanması gereken bir roldür ve dönüşü yoktur.
Gebeliğe psikolojik ve fiziksel olarak hazırlanmanın yanında, sosyoekonomik olarak da hazır olmak gerekir. Doğacak çocuğun bakımı, okul öncesi ve okul aşamaları da düşünülmelidir. Günümüzde teknolojinin gelişmesi çok olumlu olsa da tüketim ekonomisi açısından ihtiyaçları arttırıcı bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Çocukların gelişim ve eğitimi için harcanan para, aile bütçesindeki en önemli kalem olarak dikkat çekmektedir.
Yukarıda sıralanan tüm koşulların yerine getirildiğini varsayarsak sıra, anne adayının gebelik öncesi sağlık kontrolüne gelir. Gebeliğin planlandığı zamandan en az 6 ay öncesinde bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına muayene olunması önerilir. Genel sağlık muayenesi ve rutin jinekolojik muayene dışında, gebelikte bebeği etkileyebilecek hastalıklara karşı annenin bağışıklık durumuna, tiroid fonksiyonu da dahil olmak üzere diğer kan testlerine de bakılır. Anne ve baba adayının taşıyıcısı olabileceği hastalıklar sorgulanır. Anne adayının sağlıklı bir gebelik geçirebilmesi için ideal boy-kilo oranında olup olmadığı değerlendirilir. Gebe kalmayı ya da gebeliğin sürdürülmesine engel teşkil edebilecek rahim ağzında erozyon, yumurtalıklarda kist ve/veya rahimde myom gibi kadın genital sistemini ilgilendiren hastalıkların varlığı araştırılır ve gerekirse tedavisi sağlanır.
Sağlıklı bir gebeliğin oluşmasında önceden hazırlık en önemli rolü oynar. Bunda da kadın ve erkeğin ortak hareket etmesi gerekir, hayatın her döneminde olması gerektiği gibi.