Ambulans sirenleri deprem bölgesindeki doktorları motive etmiş

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgeye giden ilk ekipte yer alan doktor Murat Kar, Elbistan'da görev yaptığı hastanenin yakınlarında ambulans sireninin çalmasına ilk kez bu kadar sevindiğini söyledi.

Deprem bölgesine giden ilk ekipte yer alan doktor Murat Kar: "Çok fazla ölüm vardı. Onları görüyor, üzülüyorduk. Sonra bir ambulans sesi duyunca, herhalde bir canlı geliyor, diye çok mutlu oluyorduk"

Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli Kar, 6 Şubat'taki depremlerin ardından deprem bölgesine giden gönüllü sağlık çalışanları ile görev yaptı.

Sağlık ekibiyle bir hafta boyunca depremin ağır bilançosuna şahit olan Kar, yaralı olarak getirilen depremzedelerin hayatlarına dokunduğu için çok mutlu.

Doktor Murat Kar, AA muhabirine, daha önce Adıyaman ve Şanlıurfa'da çalıştığından, bölgeyi tanıdığı için gitmeyi çok arzuladığını söyledi.

Gönüllü olduktan sonra müdürlük ve hastane başhekimliği tarafından görevlendirildiğini anlatan Kar, "Uzun bir yolculuktan sonra bölgeye ulaştım. Çünkü giderken Nurdağı'ndaki yollarda yarık oluşmuş, viyadükler kapalıydı. Ulaşım bizi çok zorladı. Fakat biz bir an önce oraya gidip, insanlara yardım etmeyi amaçlamıştık ve bir şekilde ulaştık." dedi.

- "Mahşer herhalde böyle bir şey"

Depremin çok fazla şehirde etkili olduğuna dikkati çeken Kar, depremde hasar görmeyen Elbistan'daki hastanede görev yaptığını kaydetti.

Bir hafta ilçede kaldığını dile getiren Kar, "Mahşer dünyada nasıl görülebilirse o aklımıza geldi. Mahşer herhalde böyle bir şey. Hava çok soğuktu, eksi 10-15 derecelerdi. Serumlar bile çok soğuktu. Onları da ılıtmaya çalışıyorduk." diye konuştu.

Murat Kar, o anlarda fiziki yorgunluğun hiç önemli olmadığını ancak psikolojik olarak o tablodan çok etkilendiğini ifade ederek, bir insana, bir bebeğe yardımcı olduklarında tüm yorgunluğun gittiğini aktardı.

- "Sürekli artçılar oluyordu ama hizmet sunmaya devam ediyorduk"

Elbistan'daki devlet hastanesinin son dönemde yapıldığını ve izolatörlü olduğunu vurgulayan Kar, depreme dayanıklı bir hastanede görev yaptıkları için de çok rahat çalıştıklarını kaydetti.

Hastanenin iki depremden de hasar almadığına işaret eden Kar, "Sürekli artçılar oluyordu ama hizmet sunmaya devam ediyorduk. Depreme dayanıklı bir hastane olduğu için biz gönül rahatlığıyla, kafamızda hiçbir kuşku olmadan sağlık hizmeti vermeye devam etmiştik." ifadelerini kullandı.

Kar, gelen her hastanın bir hikayesinin olduğunu, ailesini kaybeden çocukların çaresiz bakışlarının kendisini çok fazla etkilediğini belirtti.

Soğuğa rağmen insanların 5-6 gün sonra enkaz altından canlı çıkmasının kendilerini umutlandırdığını dile getiren Kar, şunları kaydetti:

"İnsan öyle durumlarda umutsuzluğa da düşebiliyor. Çok fazla ölüm vardı. Onları görüyor, üzülüyorduk. Sonra bir ambulans sesi duyunca, herhalde bir canlı geliyor, diye çok mutlu oluyorduk. Yani saatlerce, günlerce enkaz altında kalmış olmasına rağmen canlıydı ve bu bizim bütün stresimizi alıyordu. Ümitle işimize sarılıyorduk. Ambulans sesine seviniyorduk. Onların hayata tutunmasına bir nebze de olsun faydamız olduysa ne mutlu bize."

Manşetler

DUYURU-4