İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Akalın, Alzheimer hastalığının belirtilerinin 20 yıl önce başladığını söyledi.
Akalın, yaptığı açıklamada, beyin hastalıklarının daha iyi anlaşılması ve etkili tedavilerin geliştirilmesi için çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini ifade etti. Akalın, bugün pek çok ülkenin katıldığı ortak projelerle insan beynindeki hücreler arasındaki trilyonlarca bağlantının haritasının, çok gelişmiş üç boyutlu mikroskopi ve hücre boyama teknikleriyle gerçekleştirilmeye çalışıldığını belirterek, "Bu verilerden yola çıkılarak, bilgisayarların yardımıyla insan beyninin bir modelinin oluşturulması hedefleniyor. Ayrıca genetik teknolojisindeki gelişmeler, daha büyük DNA bölümlerinin daha kısa sürede ve daha etkin taranmasına olanak sağlıyor. Yakın gelecekte sağlıklı çalışan bir beynin fonksiyonu için kritik genlerin yanı sıra hastalıklardan sorumlu genlerin de saptanması kolaylaşacak" diye konuştu.
Akalın, beyin hastalıklarında yeni tedavi yöntemlerinin mümkün olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Toplumda en sık görülen ve ciddi etkileri olan beyin hastalıklarından biri olan inmenin tedavisinde, tıkalı damarın açılması için pıhtı eritici ilaç kullanılıyor veya anjiyografi ile mekanik olarak pıhtının çıkarılması, yani trombolizin halen tek etkin tedavi oluyor. Bu tedavi ancak inmenin başlangıcından itibaren sadece ilk 4.5 saat içinde uygulanabilir. Bu konuda yeni tedavi yöntemleri üzerinde çalışılıyor. Hipotermi, yani beyin soğutma tedavisi, kalp durması gibi durumlarda beyin hasarını azalttığı bilindiği için inmede de etkili olabileceği düşünülüyor. Bu konuda bir dizi klinik çalışma sürüyor."
Alzheimer'ın belirtilerinin ise 20 yıl önce başladığını vurgulayan Akalın, "Alzheimer hastalığı ile ilgili yapılan çalışmalarda, hastalığın unutkanlık belirtisi ortaya çıkmadan en az 20 yıl önce beyinde hasarın başladığı ve beyinde amiloid beta adlı bir maddenin biriktiği tespit edildi. Hastalığın belirteci olabilecek maddelerin kan ve beyin-omurilik sıvısında araştırılması ile erken tanıya ve riskin belirlenmesine yardımcı olunmaya çalışılıyor" dedi.
Multipl skleroz (MS) hastalığında, D vitamini eksikliğinin hastalığın ilerlemesinde önemli olduğu anlaşıldığını açıklayan Akalın, bu vitaminin takviyesinin tedavide de önemli bir aşama olmaya başladığını sözlerine ekledi.