Alzheimer'ı belirti göstermediği dönemde tespit edebilen yöntem Türkiye'de

Türkiye'de kamu ve üniversite hastaneleri içerisinde ilk kez Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde uygulamaya alınan "amiloid PET" görüntülemesi sayesinde Alzheimer, belirtilerin ortaya çıkmadığı erken evrede tespit edilebiliyor.

Kamu ve üniversite hastaneleri içerisinde ilk kez Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde uygulamaya alınan "amiloid PET" görüntülemesi ile Alzheimer, belirtilerin ortaya çıkmadığı erken evrede tespit edilebiliyor. Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atay: "Alzheimer, belirtilerin ortaya çıkmasından yaklaşık 15-20 sene önce başlıyor. Bu yöntemde beyindeki 'amiloid' yüküne bakarak, hastada erken dönemde Alzheimer olup olmadığını belirliyor, hastalarımızın doğru tedaviye yönlendirilmelerini sağlıyoruz"

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Lütfiye Özlem Atay, öğretim üyeleri Prof. Dr. Ümit Özgür Akdemir, Dr. Öğr. Üyesi Erdem Balcı öncülüğündeki ekibin Alzheimer hastalığının erken tanısına ilişkin 2018'den bu yana yürüttüğü bilimsel çalışmalar sonuç verdi.

Beyinde, Alzheimer hastalığının kilit proteini olan "amiloid plak" birikimini ölçen "Amiloid Pozitron Emisyon Tomografisi (PET)" yöntemini, seçilmiş bazı hastalarda uygulayan uzmanlar, bu sayede hastalığın varlığını erken dönemde saptamayı başardı.

Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) Stratejik Ar-Ge desteği sağladığı çalışmalarla, ilerleyen yıllarda Alzheimer hastalığına karşı ulusal erken tanı modeli geliştirilmesi hedefleniyor.

- "Alzheimer, belirtilerin ortaya çıkmasından 15-20 sene önce başlıyor"

Prof. Dr. Atay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, nörodejeneratif hastalıkların görüntülenmesine yönelik uzun süredir çalışmalar yürüttüklerini, Türkiye'de bu konuda ilklere imza atan referans bir bölüm olduklarını vurguladı.

Nükleer tıpta, vücutta araştırılmak istenen bölgeye göre radyoaktif belirteçle işaretlenmiş farklı farmasötiklerin hastalara damar yoluyla verildiğini, en çok kullanılan farmasötiğin de "glikoz" (şeker) olduğunu anlatan Atay, bu sayede vücutta onkolojide çoğalan kanserli hücreleri tespit ederek, anormal dağılım olup olmadığının belirlendiğini ve yorumlandığını söyledi.

Prof. Dr. Atay, Alzheimer hastalığı gibi nörodejenaratif hastalıkların tespitinde ise farklı yöntemlerin devreye alınması gerektiğine işaret ederek, şu bilgileri paylaştı:

"Alzheimer ve diğer demans hastalığı tiplerinde, beyindeki nöronlar, bir süre sonra 'şeker' kullanamaz hale geliyor ve ölüyor. Ancak bu tablo, hastalık ilerlediğinde, unutma kaybı gibi ciddi belirtiler ortaya çıktığında oluşuyor. Oysa Alzheimer hastalığı, belirtilerin ortaya çıkmasından yaklaşık 15-20 sene önce başlıyor. Hastanın görünürde hiçbir şikayeti yokken beyninde istenmeyen 'amiloid' proteinleri birikmeye başlıyor. Bunlar yavaş yavaş beyin hücrelerinin ölümüne neden oluyor. Hastalığın ciddi semptomları da bu süreçten sonra ortaya çıkıyor."

- "Yöntemde beyindeki 'amiloid' yüküne bakıyoruz"

Bu durumdan hareketle yeni geliştirilen bir molekülün nükleer tıpta kullanıldığını, farklı ülkelerde de bu konuda çalışmaların sürdüğünü bildiren Atay, "Ülkemizde ilk kez Gazi Nükleer Tıpta, Hacettepe Üniversitesinden uzmanların da desteğiyle başlatılan çalışmayla, bu molekülü kullanmaya başladık. Bu çalışmayla ilgili yayınlarımız dünya literatüründe yer buldu. Şu an hem hastalarımıza hem de Sağlık Bakanlığı'mızın desteklediği başka bir proje çerçevesinde 'amiloid PET' görüntülemesini yapıyoruz." dedi.

Prof. Dr. Atay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu görüntüleme yönteminde hastalarımıza damardan 'amiloid' proteinine bağlanan radyoaktif bir belirteç veriyoruz ve beyindeki 'amiloid' yüküne bakıyoruz. Ayrıca görsel değerlendirmenin yanında ekibimizden gerçekleştirdiği özel bir program sayesinde amiloid yükünün sayısal değerini de ölçüyoruz. Bu ölçüm sistemi de ülkemizde ilk, yakın zamanda patent başvurusunu yapmayı planlıyoruz.

Görüntüleme yöntemiyle hastada erken dönemde Alzheimer hastalığı olup olmadığını belirliyoruz. Ölçüm sistemi sayesinde bunu sayısal olarak da ispatlıyoruz. Bu sayede hastalarımıza çok erken dönemde doğru tanı koyarak, doğru tedaviye yönlendirilmelerini sağlıyoruz."

- Hastalık belirtisi ortaya çıkmadan 15-20 yıl önce tanı konulabilecek

Prof. Dr. Lütfiye Özlem Atay, bu tetkikin ciddi aile öyküsü bulunan, diğer bazı tetkikler sonucunda hastalıktan şüphe duyulan ve nöroloji uzmanlarının yönlendirdiği seçilmiş hastalara uygulandığının altını çizdi.

Alzheimer'ın amiloid plaklarının birikmesi sonucu sinsi şekilde ilerlediğini vurgulayan Atay, "Örneğin, 70 yaşında Alzheimer hastalığı ortaya çıkan bir kişinin beyninde aslında bu hastalığa yol açan amiloid plakları ortalama 50 yaşından itibaren toplanmaya başlıyor. Hasta, 70 yaşına kadar Alzheimer'la ilgili hiçbir belirti vermiyor, kan testi, MR, bilişsel testleri temiz çıkıyor. Aşikar belirtiler ortaya çıktığında hastalık çoktan başlamış oluyor. Kullandığımız yöntem sayesinde hastalara 50'sinde bile, yani amiloid plaklarının beyinde ilk oluşmaya başladığı evrede, hastanın henüz hiçbir şikayeti yokken tanı koyabiliyoruz." diye konuştu.

- "Hastalarımızın yeni tedavilere erken dönemde yönlendirilmesini sağlayacak"

Ortalama ömrün uzadığına ve 65 yaşın üstündeki her 10 kişiden 1'inin de Alzheimer hastalığına yakalandığına dikkati çeken Atay, dünyada bu hastalığa karşı, beyindeki amiloid yükünü temizlemeye odaklanan yeni ilaç tedavileri üzerindeki çalışmaların da sürdüğüne işaret etti.

Prof. Dr. Atay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Son dönemde Alzheimer'a karşı geliştirilen bir ilaç onaylandı, yakında Avrupa'da da onayı çıkacak. Bu ilaçların kullanımında en önemli şart, hastanın amiloid PET taramasının pozitif çıkması, yani erken dönem Alzheimer hastası olması olacak. Hastanemizde kullandığımız amiloid PET taraması bu açıdan çok önemli. Dünyadaki gelişmelerle paralel ülkemizde de Alzheimer'ın erken dönemde tanılanması, doğru tedaviye, yeni geliştirilen ilaçlara hastalarımızın erken dönemde yönlendirilmesini de sağlayacak."

- "Hedefimiz ulusal tanı modelimizi geliştirebilmek"

TÜSEB'in desteklediği ulusal tanı modeli geliştirilmesine yönelik projede de nöroloji, psikoloji, biyokimya, genetik, nükleer tıp, radyoloji gibi farklı uzmanlık alanlarıyla işbirliği içinde olduklarının altını çizen Atay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hedefimiz Alzheimer gibi nörodejenaratif hastalıklara karşı kendi ulusal tanı modelimizi geliştirebilmek. Çünkü hem dünyada hem de ülkemizde yaşlı nüfustaki artışı dikkate aldığımızda bir Alzheimer pandemisiyle karşı karşıyayız. ABD'de şu an 13 milyon, ülkemizde ise 700 bin kayıtlı Alzheimer hastası var. 2050'de Alzheimer hastası sayısının dünya genelinde 150 milyona, ABD'de 50 milyona, ülkemizde ise 5 milyona ulaşacağı öngörülüyor."

Prof. Dr. Atay, amiloid PET görüntülemesi sonucunda erken dönemde Alzheimer saptanan veya saptanmayan hastaların görselleri üzerinden de bilgi verdi.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ