Üniversite-sanayi iş birliği projeleri dahilinde, Nişantaşı Üniversitesi'nce geliştirilen NishKİT Sporadik Alzheimer Riski PCR Tanı Kiti, Sağlık Bakanlığı'ndaki tüm yasal prosedürleri tamamlayarak resmi ve özel sağlık kurumlarının kullanımına açıldı.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Nişantaşı Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Aynur Müdüroğlu ile Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Merkezi'nden Prof. Dr. İhsan Kara ve Dr. Mehmet Oktar Güloglu'nun çalışmalarıyla geçen yıl geliştirilen kit, Sağlık Bakanlığı'ndan onay alarak ruhsatlandırma sürecini tamamladı.
Tanı kiti, Bakanlığın Ürün Takip Sistemi'nde (ÜTS) yer almaya başladı. Bu gelişmeyle birlikte artık resmi ve özel sağlık kurumlarında da kullanılabilecek olan tanı kiti, alzaymıra yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olacak.
Tanı kitinin, yanak içi ve dilden DNA örneği alarak 6 genin taramasını dünyada ilk olarak yapabildiği ve 2 saat içinde hızlı bir şekilde sonuç verebildiği belirtiliyor.
- "Tanı kitinin artık ulaşılabilir olması dilerim ki erken tanımlama için herkese umut olur"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Nişantaşı Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Müdüroglu, alzaymırın, tedavisi olmayan ve tüm dünyada en çok görülen nörodejeneratif hastalık olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Hastalık ailesel ve sporadik alzaymır olarak ikiye ayrılıyor. Ailesel alzaymırın görülme sıklığı yüzde 1-5 değişiyor. Sporadik, yani kendiliğinden oluşan alzaymır hastalığı ise yüzde 95 oranında ve yaşla birlikte görülme oranı artıyor. Hastalığın görülme sıklığı 60 yaş sonrası yüzde 15, 80 yaşından sonra da yüzde 50 artış gösterebiliyor. Geliştirdiğimiz tanı kiti ile kişinin kendiliğinden gelişen alzaymır riskinin olup olmadığını kontrol edebiliyoruz. Tanı kitinin artık ulaşılabilir olması dilerim ki erken tanımlama için herkese umut olur."
Tanı kitini geliştirmeden önce alzaymırın oluşum mekanizmasında en riskli genleri tespit ettiklerini aktaran Müdüroğlu, "Alzaymır hastalığına neden olan ve en çok görülen 6 gen ve varyantlarının taramasını yapıyoruz. Kişinin dudak içi ve dilinden bir DNA örneği alıyoruz. Bu DNA'da bahsedilen 6 gen üzerinde inceleme yapılıyor. Buna göre analiz ederek yüksek riskli veya düşük riskli olduğunu bulabiliyoruz. Böyle bir tespiti yapmamızdaki sebep, yapılan pek çok bilimsel çalışmanın, çevresel etmenlerin alzaymır hastalığını ötelediği veya oluşumuna engel olduğunu göstermesidir." ifadelerini kullandı.