Almanların yüzde 11'i gelotofobik

Sağlıklı bir insan için neşe ve sempati kaynağı olan gülümseme, gelotofobisi yani dalga geçilme korkusu olanlar için bir kâbus olabilir. Almanların yüzde 11’i gelotofobik.

Genç kadın için etrafındaki kişilerin gülmesinden daha kötüsü olamaz. Çünkü biri güldüğü zaman vücudu kasılıyor. Titremeye başlıyor ve terliyor. İnsanların kendisine güldüğünü düşünüyor. Sonra kaçma refleksi devreye giriyor. Biraz iyi hissederse kaçmamaya çalışıyor. Kendi kendine "sakin olmalısın" diyor.

Bu tarz kişiler, yani kendilerine gülünmesinden ya da dalga geçilmesinden büyük korku duyan gelotofobikler için masum bir gülüş bir işkence gibi gelebiliyor. Almanların yaklaşık yüzde 11'i gelotofobik. Zürich Üniversitesi'nden psikolog Willibald Ruch, "Bunların yarısı hafif belirtiye sahip, yüzde dördü açık, geri kalanı ise çok güçlü belirtiler gösteriyor" diye konuşuyor

Ruch ve meslektaşları, 73 ülkeden 22 bini kişinin katıldığı bir çalışma yürüttüler. Buna göre gelotofobi dünya genelinde bir sorun. Batı ülkelerinde nüfusun yüzde 2'si ila yüzde 13'ü bu sorundan muzdarip. Danimarka yüzde 2 ile en düşük, Romanya ise yüzde 13 ile en yüksek orana sahip. Bazı Afrika ve Asya ülkelerinde ise durum çok daha kötü.

Şüphesiz kimse kendisine gülünmesinden hoşlanmaz. Ancak psikologlar için önemli olan konu şu: Normal olan nedir ve fobiye ulaşan sınırlar nerede? Baden-Württemberg'den psikolog Michael Titze, gelotofobiklerde gülünç duruma düşme konusunda paranoyaya varan bir korku olduğunu belirtiyor.

Bir restoranda konuşup gülen müşterilerin ya da trende gülen yolcuların yanından geçmek gelotofobisi olanlar için bir kâbus gibi. Titze, söz konusu fobinin köklerinin çoğunlukla çocukluğa kadar uzandığını belirtiyor. Özellikle ergenlik döneminde evden yeterli ölçüde bağımsızlığını ilan edemeyen "uslu" çocukların etkilendiği kaydediliyor. Aileleri tarafından çok sıkı kontrol edilen bu çocuklar, ebeveynlerinin ifadesiz mimiklerine maruz kalıyor ve duygularını kolayca anlayamıyor. Dolayısıyla çocuklar ileride gülmeyi olumlu duygularla bağdaştıramıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Manşetler

DUYURU-4