Önce Beykoz Devlet Hastanesi'nde, sonra Amerikan Hastanesi'nde devam eden 4 saatlik müdahaleye rağmen Koç 56 yaşında hayatını kaybetti.
Meltem ERSOY / GAZETE HABERTÜRK
Şok... Dün sabah Türkiye ve ekonomi dünyasının uyandığı günü bundan daha iyi anlatan bir kelime yok. Türkiye'nin en köklü ve büyük holdingi Koç Holding'in kaptan köşkündeki isim Mustafa Koç, kalbinin durması sonucu hayatını kaybetti. Hayati durumu belirsizliğini korurken Amerikan Hastanesi'ne nakil haberi gelince Nişantaşı'na doğru yola çıktım.
Amerikan Hastanesi'nde tedirgin ve moralsiz bir bekleyiş vardı. Resmi açıklama yapılmadan yaklaşık 30 dakika önce yoğun bakımda kötü haber duyuldu. Haberi alınca hastaneye koşan Suzan Sabancı Dinçer, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Mustafa Taviloğlu, Cem Hakko, Bülent Eczacıbaşı, Cem Boyner, Ümit Boyner, Murat Özyeğin gibi aile dostu isimler gözyaşlarını tutamadı.
'Başınız sağolsun' taziyeleri arasında Semahat Arsel, Rahmi Koç, Ali Koç ve eşi Nevbahar Koç hastanenin üst katındaki özel bölüme geçtiler. Çiğdem Simavi ve Ömer Koç, aşağıdaki bir bölümde aralıklarla taziyeleri kabul etti. Tabii bu esnada hastane daha da büyük bir ziyaretçi akınına uğradı. Ahmet Nazif Zorlu, Tuncay Özilhan, Ethem Sancak, Erdoğan Demirören ziyaretçilerden yalnızca birkaçıydı.
Bir süre sonra Ali Koç, aşağıya indi. Ben de herkes gibi ağzımda büyüyen kelimelerle 'Başınız sağolsun' dedim. Bu beklenmedik ölüm karşısında büyük üzüntü içinde "Hiçbir sorun yoktu. Çok mutluydu, enerjikti, zayıflıyordu, spor yapıyordu. Demek ki (alnını göstererek) burada ne yazıyorsa o" sözleri ağzından döküldü. Sanıyorum ki; bu sözler, dün hastaneye gelen herkesin yüzüne yansıyan ortak ruh halini en güzel yansıtan sözlerdi. Ölüm karşısında herkes çaresiz, alnında ne yazıyorsa o. Türkiye büyük bir ismi çok erken kaybetti ve her ölümde olduğu gibi kelimeler kifayetsiz.