"Akıllı ilaçlar nadir tümörlerde başarılı sonuçlar verdi"

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal: "Kanserde yenilikçi yaklaşım, akıllı ilaçlarla hedefe yönelik tedavidir. Şu anda kanser tedavisinde akıllı ilaçlar dönemindeyiz. Çünkü sürekli kanseri oluşturan bir yol ve onu bloke eden bir ila

ZEYNEP RAKİPOĞLU - Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal, kanserde yenilikçi yaklaşımın akıllı ilaçlarla hedefe yönelik tedavi olduğunu belirterek, "Şu anda kanser tedavisinde akıllı ilaçlar dönemindeyiz. Çünkü sürekli kanseri oluşturan bir yol bulunuyor ve onu bloke eden bir ilaç. Şu anda neredeyse bin civarında böyle ilacımız var. Akıllı ilaçların keşfedilmesi, bazı nadir tümörlerde çok başarılı sonuçlar verdi." dedi.

Kanser Haftası dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Turhal, vücutta oluşan hasarların hücreler tarafından kendiliğinden yenilendiğini, kanserin oluşumundaki ana sorunun, bu yenileme işleminin hiç durmaksızın devam etmesi ve oluşan hücrelerin vücudun normal çalışma fonksiyonlarına yardımcı hücreler olmamasından kaynaklandığını anlattı.

Kanser türlerinin akciğer, meme, kalın bağırsak, mide gibi organlar üzerinden sınıflandırıldığını aktaran Turhal, erkeklerde akciğer, kadınlarda ise meme kanserinin daha sık görüldüğü bilgisini verdi.

Türkiye'deki kanser verilerinin yaklaşık 5 senedir daha kabul edilebilir bir düzen içinde açıklandığını ifade eden Prof. Dr. Turhal, "Onlar da biraz geriden geliyor. En son birkaç hafta önce Dünya Kanser Günü'nde 2014 verileri açıklandı. Yıllar içinde kayıtlarımız olgunlaştıkça gördük ki, hakikaten Türkiye'de kanser, Batı Avrupa ve Amerika'yla kıyaslandığı zaman daha düşük. Erkeklerde kanser oranı dünya ortalamasının biraz üzerinde, kadınlarda ise ortalamanın dahi altında. Yıllar içinde baktığımız zaman da kanser aşağı yukarı aynı seyri izliyor. Belki hafif bir aşağıya doğru trend var." diye konuştu.

Bunun sigarayla olan çabaların sonucu olabileceğini söyleyen Turhal, "Bunu biraz tereddütle söylüyorum. Çünkü genellikle sigara çabalarıyla kanserin azalması, böyle 20-30 yılı alacak bir iş. 1-2 yıl içerisinde olacak bir şey değil. Yine de o da sigarayla olan mücadelemizde bize güç verir." dedi.

- "Obezite ve yağ fazlalığı kadın kanserlerini artırıyor"

Prof. Dr. Turhal, Türkiye'de yılda yaklaşık 175 bin civarında kanser vakasının görüldüğünü, 1 yıl içinde tanı konulan kanser hastalarının yaklaşık yüzde 40'ının hayatını kaybettiğinin altını çizdi.

Kanser hastalığında bir artış görülmediğini belirten Turhal, "Ancak şöyle bir şeyi biliyoruz ki, insanlar zatürre gibi başka basit sebeplerden ölmedikçe, daha uzun yaşadıkça, 3 tane hastalık öne çıkıyor. Bunlar kalp krizi, felç ve kanser. O anlamda belki kanser daha sık görülüyor. Eskiden kanser olup ölünürken, şimdi ameliyat oluyorsun ve yaşamaya devam ediyorsunuz." ifadelerini kullandı.

Kanserin önlenebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Turhal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kanserin önlenmesi için en azından risk faktörlerini azaltabiliriz. Bunların en başında gelen sigara. Sigaranın dışında da öne çıkan şeylerden biri de obezite. Bu yağ fazlalığı, özellikle kadınlık hormonlarının üretilmesine yol açıyor ve over, endometrium ve rahim kanseri gibi bazı kadın kanserlerini artırıyor. Ayrıca güneş ışınlarının kansere yol açtığını biliyoruz. Özellikle 6 yaşından önce güneş yanıklı olan maruziyetlerin buna yol açtığını biliyoruz. Çalışma koşullarıyla ilgili maruziyetler var. Asbest maruziyeti, evlerin bodrum katında biriken radon gazına bağlı kanserler ya da marangozların devamlı talaşa maruz kalmaları gibi. Alkol de kansere yol açan bir sebep, kaçınmak gerekiyor. Özellikle kadınlar, az miktarda bile alkol alsalar dahi kanser riskini artırıyor."

- Kanserde "akıllı ilaçlarla" hedefe yönelik tedavi

İnsan genom projesinden sonra, kanser genom projesine başlandığını belirten Prof. Dr. Turhal, teknoloji geliştikçe kanseri çoğaltan mekanizmanın bulunduğunu, bunu engellemek için kanseri bloke eden akıllı ilaçların keşfedildiğini söyledi.

Prof. Dr. Turhal, kanser tedavisi konusunda Türkiye'de de, dünyada olan çalışmaların uygulandığına işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Kanserde yenilikçi yaklaşım, akıllı ilaçlarla hedefe yönelik tedavidir. Şu anda kanser tedavisinde akıllı ilaçlar dönemindeyiz. Çünkü sürekli kanseri oluşturan bir yol ve onu bloke eden bir ilaç bulunuyor. Şu anda neredeyse bin civarında böyle ilacımız var. 690 civarında kanseri ilerleten yol bulunmuş durumda. Her 3-5 günde bir ilacın kanseri bloke etmesini başardığını öğreniyoruz. Akıllı ilaçların keşfedilmesi, bazı nadir tümörlerde çok başarılı sonuçlar verdi."

İmmunoterapinin de hedefe yönelik bir tedavi olduğuna değinen Turhal, "İmmunoterapi, moleküler genetik analizler yapılarak, kanserin çoğalma yolunu saptayıp, ondan sonra da onu bloke edecek ilaçlar vermektir." dedi.

Turhal, kemoterapi sürecinde yan etkileri azaltmak için uygulanan yenilikçi yöntemlerin olduğuna da dikkat çekerek, "Daha iyi bulantı ilaçları, kabızlığı ve saç dökülmesini önleyen yöntemlerimiz var. Akıllı ilaçlar, malum akıllı oldukları için kemoterapi gibi yan etkiler yapmıyorlar. Bazı alerjik reaksiyonlar yapabiliyorlar ama hastalar onu çoğunlukla hissetmiyor." diye konuştu.

Kanser tedavisinde kullanılan cihazlarda da yeni teknolojiler geliştirildiğine işaret eden Prof. Dr. Turhal, "Bunlardan biri de radyoterapi cihazları. Akıllı cihazlarla, insan vücudunun normal yerlerine zarar vermeden doğrudan tümörü hedefleyen, nefes alma, verme sırasındaki değişiklikleri dahi faktör ederek, tedavi uygulanıyor." bilgisini paylaştı.

- "Kanserin erken tanısında fiziki muayene işin yüzde 95'i"

Prof. Dr. Serdar Turhal, Türkiye'nin, kanser hastalığının tedavisi için sürdürülen endüstri destekli çalışmalarda oldukça iyi bir durumda olduğunu vurgulayarak, fakat 80 milyonluk bir ülkenin daha yüksek bir potansiyele sahip olduğunu, çalışmaların artması için gayret gösterdiklerini söyledi.

Kanserde erken tanı ve teşhisin önemine işaret eden Turhal, şöyle devam etti:

"Korkularımız nedeniyle bu tetkikleri yapmaktan kaçınıyoruz. Kansere erken tanı konduğunda şifa buluyorsunuz ama geç olduğu zaman tedavilerimiz daha çok hayatı uzatmak, ölümü geciktirmek için oluyor. Onun için bütün gayretlerimizi erken tanı üzerine yapıyoruz. Erken tanı için birtakım öneriler var. Senede bir doktora görünmek, gereken tetkiklerin yapılması gibi. Erken tanı demek, sürekli PET çektirelim anlamına gelmiyor. Doktorun, ne gibi riskler olduğuna ve bunun için hangi tetkiklerin yapılması gerektiğine karar vermesi lazım. Fiziki muayene ve hastanın dikkatli bir şekilde dinlenilmesi hala işin yüzde 95'i, o pahalı tetkikler ancak onlara yardımcı olabilecek şeyler. Bunun için doktorların söylediği yollardan gidilmesi en önemlisi."

- Vücuttaki mikropların kanser oluşumundaki rolü

Prof. Dr. Turhal, her insanın vücudunda yaklaşık 2,5 kilogram "mikrobiyata" adı verilen bakterilerin olduğunu ve mikrobiyatanın kanser hastalığının oluşumu ve tedaviye olan cevabı konusundaki rolüyle ilgili çalışmaların yapılmasının önemli bir gelişme olduğunu belirtti.

Bu bakterilerin insan vücudundaki işlevlerde ve çalışmalarda önemli rol oynadığının düşünüldüğünü aktaran Turhal, "Mikrobiyatanın, kanser gibi bu tür hastalıkların ön habercisi olduğu ya da bu hastalıklarla mücadelede etkili rolleri olabileceği düşünülüyor. Bununla ilgili araştırmalar yapılıyor. Henüz sonuçlanmış bir şey yok ama mikrobiyata, önümüzdeki yıllar için ilgi çeken araştırma yürüttüğümüz bir konu." dedi.

Kanserin tedavi sürecine de değinen Prof. Dr. Serdar Turhal, bu süreçte hastaların medikal onkoloji doktorlarıyla birlikte hareket etmesi ve bu konuda ihtisaslaşmış merkezlerde tedavi almaları gerektiğinin altını çizdi.

Hastalara kanser tedavisiyle ilgili çalışmalara katılmaları önerisinde bulunan Prof. Dr. Turhal, "Yani 'Biz denek miyiz, kobay mıyız?' diye düşünmemeleri lazım. Bu çalışmalar, hastalarımıza normal şartlarda verme imkanımız olmayacağı birtakım ilaçları verme imkanı tanıyor. Bir doktorun hastasına zarar verecek bir şey yapması mevzu bahis olamaz. Zaten bu çalışmalar, Sağlık Bakanlığının denetiminde yapılıyor." diye konuştu.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ