Akademisyenler, depremi yaşayan gebe ve lohusalarla görüştü

Bartın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik ve Hemşirelik Bölümü akademisyenleri, depremden etkilenen Elbistan ve Afşin ilçelerinde çadır kentlerde kalan gebe ve lohusalarla görüştü.

Bartın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinden bir ekip, Kahramanmaraş'ın Elbistan ve Afşin ilçelerinde çadır kentleri gezerek gebe ve lohusaları dinledi. Ebelik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hacer Yalnız Dilcen: "Acıların daha da derinleşmemesi için mutlaka özellikle lohusa ve gebelere, sağlıklı nesillerin oluşabilmesi için travma sonrası stresle ilgili çalışma yapılmalı"

TÜBİTAK 1002 C Saha Araştırmaları Doğal Afetler Proje desteğiyle Bartın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hacer Yalnız Dilcen ile ebelik ve halk sağlığı hemşireleri Dr. Öğr. Üyesi Hanifi Dülger, Dr. Öğr. Üyesi Yeliz Çakır Koçak, araştırma görevlileri Güleser Ada, Feyza Bozkurt ile Doç. Dr. Beyza Dünya Aksu, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin ikincisinin merkez üssü Elbistan ile Afşin'de 2 bin 600'ün üzerinde çadırı ziyaret etti.

Ekip, yaptıkları yüz yüze görüşmelerde 64 gebe ve lohusa kadının psikososyal durumlarıyla ilgili tespit yaptı.

Ebelik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hacer Yalnız Dilcen, AA muhabirine, deprem sonrası gebe ve lohusaların psikososyal durumlarını değerlendirmek için bölgeye geldiklerini söyledi.

Elbistan ve Afşin'de çadır kentleri gezerek özellikle gebeleri ve lohusaları tespit edip deprem nedeniyle ağır travma yaşamış olanları dinlediklerini belirten Dilcen, depremzede kadınların ihtiyaçlarını tespit etmek istediklerini dile getirdi.

- "Kadınların anlattıkları ve yaşadıkları gerçekten bizi derinden etkiledi"

Dilcen, yaptıkları görüşmelerde enkaz altında kalan ve kurtulan gebelerin de bulunduğunu öğrendiklerini aktararak, "Kadınlar enkazdan nasıl çıktıklarını bize anlattılar. Kayıplarını anlattılar. Çocukları kaybolmuş onları anlattılar. Kadınların anlattıkları ve yaşadıkları gerçekten bizi derinden etkiledi. Deprem anını öyle değişik hikayelerle dinledik ki hepimizi derinden etkiledi." dedi.

Çadır kentlerdeki kadınlara ebe arkadaşlarının ve hayırseverlerin desteğiyle hazırladıkları, içlerinde ihtiyaç duyulan mama, çocuk bezi, kıyafet, süt sağma makinesi gibi malzemelerin olduğu çantalardan verdiklerini kaydeden Dilcen, "Onların söylemedikleri ihtiyaçları belirleyip onları giderdik. Kadınlar bize 'İyi ki geldiniz ve bizim derdimizi dinlediniz.' dedi. Onların çadırlarında her şey bol bol var ama dinlenilmeye, duyulmaya, sadece ne yaşadıklarını anlatmaya ihtiyaçları vardı. Gebelerin bu konuda kendilerini yalnız olmadıklarını hissetmeleri bile onları çok mutlu etti." şeklinde konuştu.

Dilcen, özellikle çadır kentlerde ebe ve halk sağlığı hemşirelerine ihtiyaç duyulduğunu ve alandaki gebelerin aşıları başta olmak üzere ihtiyaçlarının sürekli takip edilmesi gerektiğini aktardı.

- "Depremzede lohusa ve gebelere psikolojik destek verilmeli"

Yaşanan travmanın çok sıcak olduğuna işaret eden Dilcen, şunları kaydetti:

"Şu an olay o kadar sıcak ki... Bir süre sonra bu kişiler geceleri uyku, yeme sorunları ve dikkat toplamada güçlükler yaşayabilirler. Deprem gibi büyük travmalardan sonra kadınlarda depremde yaşadığı anılar tekrar tekrar gözlerinin önüne gelebilir. Acıları daha da derinleşebilir. Bu acılarının daha da derinleşmemesi için mutlaka özellikle lohusa ve gebelere, sağlıklı nesillerin oluşabilmesi için posttravmatik stresle (travma sonrası stres) ilgili çalışma yapılmalı. Bizim çalışmamızın amacı deprem yaşayan gebe ve lohusalarda psikososyal sağlık durumunun tespitini yapmak. Özellikle gebelerdeki posttravmatik stres bozukluğu, depresyon ve anksiyetelerini belirleyerek, ruh sağlığını nasıl etkilediğiyle ilgili çalışma yaptık. Bununla ilgili psikolojik destek verilmeli, yani bireysel ve gruplara psikoeğitimler ayrıca grup terapileri olabilir."

- "Çadırlarda ebelere ve halk sağlığı hemşirelerine büyük ihtiyaç var"

Deprem gibi doğal afetlerden sonra gebe ve lohusaların daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunun altını çizen Dilcen, "Kadınların ihtiyaçlarının belirlenmesi ve giderilmesi için ebelik hizmetlerinin aksatılmaması gerekmektedir. Özellikle çadırlarda bulaşıcı hastalıklar gibi halk sağlığı sorunlarının yaşanmaması için ebelere ve halk sağlığı hemşirelerine büyük ihtiyaç var. Bir ebe olarak bir kadının ve bebeğin bu taramalarımız sırasında hayatını kurtardık ve tespit edilmeyen, aşılanmayan bütün gebelerin sorunlarını belirleyerek çözümler bulduk. Bizim buradaki görevimiz bitmek üzere bundan sonra bizim yaptığımız desteği sağlamak için ebe çadırı olmalıdır. Taramalar için sağlık ekibinde ebe ve halk sağlığı hemşireleri mutlaka olmalıdır." ifadelerini kullandı.

 

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ