Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, AA'nın sorularını yanıtladı: (1)

"(Deprem bölgesinde) 1914 refakatsiz çocuğumuzun 1824'ünü, kimlik kontrolü ve doğrulamasını yaptıktan sonra ailelerine teslim ettik"

"(Kamu TİS Çerçeve Protokolü kapsamı dışında kalan Bakanlık personeli) Daha önce mağduriyetlerini giderdik. Önümüzdeki süreçte de inşallah 15 Mayıs itibarıyla arkadaşlarımızı bu ücret dengesizliğine ezilmeyecek şekilde, gerekirse ek protokolle o arayı telafi ederiz. Hiç kuşku duymasınlar, hiç endişe etmesinler"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin ardından,1914 refakatsiz çocuğun, 1824'ünü, kimlik kontrolü ve doğrulamasını yaptıktan sonra ailelerine teslim ettiklerini bildirdi.

Yanık, Osmaniye'de Anadolu Ajansı (AA) muhabirlerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü'nün kapsamı dışında kalan Bakanlık personeli için ek bir çalışma yapılıp, yapılmayacağına yönelik soru üzerine Yanık, Bakanlık bünyesinde özellikle yatılı kuruluşlarda çalışan bakım ve destek personellerinin bir kısmının kapsam dışında kaldığını belirtti.

Bu kişilerin geçen yıllarda imzalanan protokolde de kapsam dışı kaldığını hatırlatan Yanık, "Hemen ek protokollerle, ek birtakım hakları kendilerine temin ettik. Burada da bakanlık çalışanı arkadaşlarımızı, mesai arkadaşlarımızı hiçbir şekilde mağdur etmeyiz. Ben dün itibarıyla sendikalardan, iş kollarından arkadaşlarımızla da görüştüğümüzde çok açık bir biçimde söyledim. Daha önce mağduriyetlerini giderdik. Önümüzdeki süreçte de inşallah 15 Mayıs itibariyle arkadaşlarımızı bu ücret dengesizliğine ezilmeyecek şekilde, gerekirse ek protokolle o arayı telafi ederiz. Hiç kuşku duymasınlar, hiç endişe etmesinler, biz daha önce nasıl onların hakkını onlardan daha çok gözettik ve savunduysak bundan sonraki süreçte de aynısını yaparız." şeklinde konuştu.

Yanık, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden sağ çıkarılan refakatsiz ve devlet koruması altına alınan çocukların son durumlarına ilişkin soru üzerine, şu yanıtı verdi:

"Bizim kayıt altına aldığımız, bize ulaşan 1914 çocuğumuz oldu. Şükürler olsun, bunlardan çok önemli bir kısmını ailelerine kavuşturduk. 1914 refakatsiz çocuğumuzun 1824'ünü kimlik kontrolü ve doğrulamasını yaptıktan sonra ailelerine teslim ettik. 21 çocuğumuzun halen tedavisi hastanelerde devam ediyor. Bunlardan 58 çocuğumuzu tedavileri tamamlandıktan sonra kuruluş bakımımıza aldık. Halihazırda iki çocuğumuzun kimliği henüz daha tespit edilemedi. Çünkü önemli bir kısmı yeni doğan veya bir yaş altı bebeklerdi. Onlardan ikisinin henüz daha kimliğini belirleyemedik ama gerisinin tamamının şükürler olsun kimlikleri belirlendi. Maalesef kayıtlarımızdaki 11 çocuğumuz tedavileri devam ederken hayatlarını kaybettiler. Bunun dışında bize bilgisi gelip de yapılan ihbarlar üzerine çalışmalarımızın neticesinde de 551 çocuğumuzun zaten depremde hayatını kaybetmiş olduğunu tespit ettik."

Bakan Yanık, bakacak bir yakını ve ebeveyni olmayan refakatsiz çocukların, yakınlarının tespitinde DNA testi de dahil olmak üzere, her türlü kimlik doğrulama imkanının kullanıldığının altını çizerek, "Emin olmadan asla herhangi bir teslim süreci söz konusu olmadı. Kimliklerini tespit edip, yakınlarını tespit ettiğimiz çocuklarımızda da önceliğimiz ailelerine ulaştırmak. Eğer ailenin bakıp gözetecek durumu yoksa ya da ailenin tespitiyle ilgili henüz işlemler devam ediyorsa o çocukları bakım kuruluşlarımızda gözetim altında tutuyoruz." dedi.

Kimliği belirlenemeyen çocukların bundan sonra hayatlarına nasıl devam edeceklerine yönelik bir soru üzerine Yanık, "Biz tabii ki yavrularımızın bir şekilde kimliklerini tespiti çalışmalarına devam edeceğiz. Eğer kimlik tespiti noktasında sıkıntı olursa gayet tabii ki onların kimliklendirilmesi, vatandaşlık anlamında da kayıt altına alınmalarıyla ilgili yasal prosedürü ayrıca takip edeceğiz." diye konuştu.

- "Yeni koruyucu ailelik sistemi üzerinde çalışıyoruz"

Birinci Çocuk Şurası'nda alınan "Afet durumlarında refakatsiz kalan çocuklara yönelik yeni bir koruyucu ailelik modeli uygulanacağına" ilişkin maddenin detaylarının sorulması üzerine Yanık, 2022'de TÜİK'le Türkiye'de ilk kez Çocuk Profili Araştırması yaptıklarını belirterek, bunun yaklaşık 22 milyon 18 yaş altı çocuğun profilinin tespiti, ihtiyaçları, davranış biçimleri ve tepkilerini öğrenmek açısından son derece önemli bir araştırma olduğunu vurguladı.

Çocuk Şurası'nda, Türkiye Çocuk Profili Araştırması'ndan çıkan sonuçların yanı sıra özellikle son dönemde yaşanan afet ve acil durumların da değerlendirildiğini ifade eden Yanık, şöyle konuştu:

"Özellikle afet ve acil durum hallerini kapsayacak koruyucu ailelik modeli şu anda bizim zaten çocuk koruma mekanizmamızın en önemli unsurlarından birisi. Hala devam ediyor. Dolayısıyla refakatsiz kalan çocuklarımızın da içine dahil olacağı bir koruyucu aile sistemini yeniden değerlendireceğimiz, çocuklarımızın o afet ve acil durum hallerine, travmatik hallerine uygun, onları adeta destekleyecek ve rehabilite edecek bir yeni koruyucu ailelik sistemi üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte inşallah bütün taraflarla, Sağlık Bakanlığımızla, ilgili akademik çevrelerle, Milli Eğitim Bakanlığımızla belki, paydaş kurumlarla da beraber bu alanda çalışacağız ve yeni bir koruyucu ailelik sistemini oluşturacağız."

Bakan Yanık, önümüzdeki süreçte Çocuk Şurası'ndan çıkan sonuçlar itibarıyla Çocuk Koruma Sistemi Mevzuatı'nın da oluşturulacağını vurgulayarak, çocuk hizmetlerini tek bir çocuk hizmetleri yönetmeliği altında topladıklarını anlattı.

Yanık, "Çocuk koruma sistemi bunun tamamlayıcı unsurlarından birisi olacak." ifadelerini kullandı.

Özellikle, anne çocuk sağlığı ve çocukların çok erken dönemden itibaren sağlıklarının takibi noktasında, annenin gebelik süresinden itibaren aile hekimliğiyle koordineli bir biçimde sağlık ve sosyal hizmet takibinin birlikte yapılacağı bir sistemin de kurulacağını bildiren Yanık, şunları kaydetti:

"Bir dezavantaj durumuyla alakalı önleyici ve koruyucu hizmet yapabilmek için ya da o dezavantajı engelleyebilmek için öncelikle erken tanılamanın, erken tespit etmenin önemi tartışmasız. Bu sağlıkta da böyle, diğer meselelerde böyle. O yüzden biz de çocuklarımızla alakalı anne çocuk sağlığı açısından, gebelik zamanından başlayarak takibi noktasında özel dikkat sağlıyoruz. Bunu da aile hekimlerimizle, sosyal hizmet merkezlerimiz üzerinden takibini yapacağız."

Yanık, sosyal yardım yararlanıcısı ailelerin diyabet ve Tip 1 diyabet hastası 14 yaş altı çocuklarına insülin sensörü verdiklerini hatırlatarak "Burada da çocuklarımızla alakalı sağlık ve sosyal hizmet takibini inşallah birlikte yapacağız. Öbür taraftan Çocuk koruma sisteminde kalite değerlendirme araçlarını inşallah güçlendireceğiz ve bunlar için de izleme, değerlendirme sistemini ayrıca kuracağız." ifadelerini kullandı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı koordinasyonuyla yapılan çalışmalara da değinen Yanık, "Çocukları destekleyecek bütün mekanizmaları, onların yeteneklerini ortaya çıkaracak ve birtakım yeni yetenekler aşılayacak mekanizmaları da beraber kuruyoruz. Çocuk Şura'mız bu anlamda çok bütüncül bir değerlendirmeyi bir arada yaptığımız bir çalışma oldu. Çok da güzel sonuçları çıktı." değerlendirmesini yaptı.

(Sürecek)

Manşetler

DUYURU-4