68 ilde örgütlenmesi bulunan ve 20 bin aile hekimini temsil eden Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu'nun Genel Sekreteri Dr. Erkut Coşkun, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"Acil nöbeti, ASM nöbeti, butik ASM derken; şimdi de sıra Villa Tipi ASM’de. Aile Hekimliği’nin bitirilmesi noktasına adım adım yaklaşılırken, bir yandan da vatandaş üzerinde algı operasyonu yapılarak yanlış bilgilendirmeye neden olunmaktadır.
Aile Hekimliği’ne geçilene kadar "gecekondu tipi" devlet kurumlarında hizmet veren Pratisyen Hekimler, bir gecede Aile Hekimi ilan edilmişlerdir. Devletin o güne kadar tamir edemediği her yeri onarmış; boyası dökülen duvarları boyatmış; yetersiz elektrik tesisatlarını güçlendirmiş; bekleme salonlarını ergonomik koltuklarla donatmış; LCD televizyonlarda eğitim yaparak; acil çağrı butonlu tuvaletlerin, tuvalet kağıdını, havlusunu, el dezenfektanını ve güzel kokulu sabunlarını her gün kontrol ederek; tüm odaların ısı ayarını son teknoloji ile ölçerek; nedense o zamana kadar yapılamayan özürlü rampalarını santimetre hesabıyla "olmadı yeniden" tekrar tekrar yaptırarak; aşıları korumak için tek sistem yetmez deyip iki hatta üç ayrı sistemden kontrol ederek, gecekondu tipi sağlık ocaklarını, konforlu aile sağlığı merkezlerine dönüştürmüşlerdir.
Etik dışı ilişkiler...
Açılmasına kendilerinin onay verdiği binalar için "Mevcut bazı Aile Sağlığı Merkezlerinin fiziki koşullarının devleti temsil etmek açısından şık olmadığı, vatandaşta güven algısı oluşturmadığı" açıklaması bir talihsizliktir.
İlk günden itibaren insanüstü bir gayret gösteren ve bu esnada hasta bakma kalitesi ile hasta memnuniyetini en üst seviyeye çıkaran; bebek aşılamada dünya çapında başarılara imza atan; birçok başarılı işin arkasında birinci planda bulunan Aile Hekimleri, bugün hiç hak etmedikleri bir töhmet altındadırlar.
Sayın Bakanımızın "eczanelerle aile hekimleri arasındaki etik dışı ilişkiler" sözünü açıklaması gerekmektedir. Çünkü bu söz, özveri ile çalışan aile hekimlerine çok büyük bir haksızlıktır. Bununla birlikte etik dışı ilişkiler varsa; bundan haberi olup da karşıdan izleyen bir devlet görüntüsü de halkın gözünde Bakanlığımızı zor duruma düşürecek bir durumdur.
"Haftanın 7 günü 12 saat hizmet" olur mu?
Yine aynı açıklamada, yanlış algı yönlendirmesiyle, "vatandaşta 'benim aile hekimim burada' güveni olacağı" söylenmektedir. Oysa ki, planlanan "haftanın 7 günü 12 saat hizmet" sunumu, Aile Hekimliği’nin bitiş noktasıdır. Vardiyalı nöbet sistemine geçiş demek olan bu sistemde, vatandaş çoğu zaman kendi aile hekimini bulamayacağı gibi,; aile hekimi de kendisine bağlı nüfus üzerindeki hakimiyetini yitirecektir. Düzenli giden aşılama ve izlem programları aksayacak, aile hekimliği ile gelinen nokta geriye gidecektir.
Yaptığı açıklamalarda, oluşturduğu projelerde hiçbir şekilde Aile Hekimlerini ve Aile Hekimliği Federasyonunu muhatap almayan Sayın Sağlık Bakanı ne yapmaya çalışmaktadır? Amaç, oturmuş bir sistemi yerle bir etmek değilse ki böyle olduğunu düşünmek istemiyoruz, aile hekimlerinin ve onların temsilcisi sivil toplum kuruluşlarının paydaş olduğu bir plan oluşturulması gerekmektedir.
Hem de vakit çok geç olmadan…"