Dişlerimiz; doğal olarak konuşmak, yemek yemek, gülmek gibi bir gün içerisinde sürekli tekrar ettiğimiz basit ama önemli hareketleri rahatlıkla yapabilmemizi sağlar. Ne zaman ki, dişimizde bir sorun çıkar; ancak o zaman, dişlerimizin sadece yemek eylemi için değil, başta konuşmak olmak üzere birçok, işimize yaradığını anlarız. Ağız-diş sağlığı hayatımızı sandığımızdan çok daha fazla etkiler. Araştırmalar göstermiştir ki; ağız ve diş sağlığımız, genel vücut sağlığımız, psikolojimiz, yeme-içme alışkanlıklarımız, çalışma ve başarı performansımızın çok büyük bir alt yapısını oluşturur.
DOĞRU SES, DOĞRU GÜLÜMSEME
Sağlıklı dişlere sahip olmadan yediklerimizin tadına varmamız mümkün değildir. Bozuk ve sağlıksız bir diş yapısıyla ısırma, koparma, çiğnemede aksaklıklar yaşamamız kaçınılmazdır. Özellikle sindirim sorunu bu nedenle ortaya çıkar. Konuşurken sesleri doğru ve düzgün bir şekilde çıkaramayız. Estetik anlamda istediğimiz gülüşe sahip olmadığımız için istediğimiz gibi gülemez, insanlarla rahat iletişim kuramayız. Dişlerimizle ilgili sorunları çözmek için yapılan çeşitli tedaviler var. Cerrahi müdahaleler olsun ya da diş telleri ile yapılan ortodonti tedavileri olsun; birçok alternatif sadece işlevsel anlamda değil, estetik anlamda da bize çözümler sunabiliyor. Ancak bu alternatifler bazen gülüşümüzü güzelleştirmede yetersiz kalabiliyor. Fakat bu, çözümü olmayan bir problem değil. Dijital teknolojiler bu tür durumlarda diş hekimlerinin ve hastaların imdadına yetişiyor. Teknolojinin son 20 yılda gösterdiği gelişmeyle beraber, bilgisayar destekli dizayn ve üretim sistemi diş hekimliğine de kısa sürede dahil oldu. Diş hekimliğinde devrim niteliğinde olan bu yöntem, dijital diş hekimliği kavramını da ortaya çıkararak sınırsız imkan ve donanımları beraberinde getiren, esnek bir sistem oluşturdu. Diş hekimleri ve protez teknisyenleri için birçok işlevsel avantaja sahip olan bu sistemler, kullanılan malzeme ve tekniklerle beraber uzun ömürlü protez tedavilerine olanak sağlıyor.
BAŞARILI SONUÇLAR
Dijital diş hekimliği sisteminin sunduğu çözümler, modern diş hekimliğinin her alanını kapsıyor. Sadece hekimler için değil, hastalar açısından da tatmin edici sonuçlar veriyor. Öncelikle hastaların kendileri için uygun, etkili tedaviler arasından seçim yapmasına imkan veriyor. Tedavi öncesinde hastanın yüzü ve yapılması planlanan estetik diş tedavilerini bir araya getirerek gerçeğe en yakın görselleri oluşturmak ve hastaya yapılacak tedavi hakkında faklı seçenekler sunmak mümkün. Hastalar bu sayede yapılması planlanan tedavi konusunda doğrudan bilgilendiriliyor ve kafasındaki soru işaretlerinden kurtulabiliyor. Dişlerin şekilleri, renkleri, ağız içerisinde nasıl durdukları, en önemlisi tedavi sonrası kişinin nasıl gülümsediği sisteme dahil programlarla kolaylıkla görülebilir hale geliyor.
DİJİTAL SİSTEM GELENEKSEL TEDAVİDEN ÇOK DAHA TATMİN EDİCİ
CAD-CAM adlı dijital sistemlerin prensibi; bilgisayar destekli dizayn ve üretime dayalı. CAD-CAM'erle gülüş tasarımının yanı sıra; tek seansta 'inley only' adı verilen porselen dolgular, tam seramik kaplamalar, implant üstüne yerleştirilecek ayakları üretmek ve ağza yerleştirmek mümkün. Ekstra işlem görmesi gereken bir malzeme kullanılmadığı taktirde tek seansta üç üyeli köprü yapılabiliyor.
TÜRKİYE 'DE ÇOK YENİ
CAD-CAM sistemi aslında yeni değil. 30 yıl önce ilk sistem; İsviçre'de Zürih Üniversitesi'nde Prof. Mörman adlı bir diş hekimi tarafından geliştirilmiş. Ancak o zamanlarda sistem günümüz diş hekimliğinde yapılan geleneksel tedavi yöntemleri kadar başarılı değilmiş. Buna rağmen sistemin patenti diş hekimliği sektörünün en büyük firmalarından biri tarafından satın alınmış ve ARGE çalışmaları günümüze kadar hızlanarak devam ettirilmiş. Bugün kullandığımız CAD-CAM cihazları sistemin beşinci jenerasyonuna ait. Şu an CAD-CAM sisteminin geleneksel tedavi yöntemlerinden üstün olduğunu kanıtlayan 500'ün üzerinde bilimsel çalışma bulunuyor. Bu sistem ile şimdiye kadar 12 milyon hasta tedavi edilmiş. ABD'de, Japonya'da ve Almanya'da diş hekimlerinin yüzde 15'i kliniklerinde bu sistemi kullanıyor.Bununla birlikte bu sistemin ülkemizde yeni kullanılmaya başlandığını söyleyebilirim. Şu an için Türkiye'deki dental kliniklerin sadece yüzde 2'sinde var. n Hasta geldiğinde önce ortodonti tedavisi gerekip gerekmediğine bakıyoruz. Sonrasında protez planlaması işin içine giriyor. Bu noktada büyük ölçüde dijital diş hekimliğinden ve CAD sisteminden faydalanıyoruz. Önce ağız içerisinden kalem boyutlarında bir kamera ile görüntüler alınıyor. Sonra bu görüntüler bilgisayarda işleniyor. Oluşturulan dijital model üzerinde yapacağınız restorasyonu şekillendiriyorsunuz. Daha sonrasında da bilgisayar destekli üretim sistemi, tasarımınızı seramik bir bloktan kazıyor. Diş hekimi, üretilen protezi hasta ağzına takıyor ve tedavi tamamlanmış oluyor. n Estetik bir gülüşe sahip insanların kendilerine olan güveni artıyor ve bu da toplum içindeki davranışlarını ve psikolojilerini etkiliyor. Bunun dışında örneğin estetik görünümü bozan çapraşık dişler uzun dönemde dişeti problemlerine de sebep olabiliyor. Bu tür problemlerin çözümü hastalara estetik bir gülüş kazandırmanın yanı sıra, ileride yaşanabilecek problemlerin de önüne geçmiş oluyor.
AĞIZ İÇİ KAMERA SAYESİNDE ÖLÇÜ SIRASINDA BULANTI YAŞANMIYOR
Hastalarındiş tedavilerini kabul etmesindeki en önemli engel; uzun tedavi seansları ve hastaların gerçekten yüksek estetik beklentisiydi. Yüksek kalitede ve çekici diş renginde restorasyonlar, dijital teknolojiler sayesinde artık daha kolay. CAD-CAM sistemleri ile uzun tedavi seansları olmadan, tek seansta, uzun ömürlü ve estetik tedaviler mümkün. CAD-CAM; tüm seramik dolgular, kuronlar ve venerler için sadece bir randevuda gerçekleştirilen, bilgisayar destekli bir uygulama. Bundan 10-15 yıl önce telefonla fotoğraf paylaşmak bile hayalken, günümüzde dünyanın neresinde olursanız olun görüntülü konuşma yapabiliyorsunuz. Bu teknolojik gelişme diş hekimliğinde de hızla ilerledi, öyle ki ağız içinden görüntü almak için kameranızı dişlerin üzerinde dolaştırmak yeterli oluyor. Yaklaşık 8-10 dakikalık bir işlem sonrasında hastanızın dişini üretmiş ve 45 dakika içerisinde tedaviyi bitirmiş oluyorsunuz.
EK BİR İŞLEME GEREK YOK
Bu sistemlerde ağız içerisinden ek bir işleme gerek duyulmadan alınan dijital görüntüler, sanal modelleme için yeterli olup ek bir ölçü aşamasına ihtiyaç duyulmuyor. Bu sayede hem süre kısalıyor, hem de ölçü sırasında hastanın duyabileceği rahatsızlıklar kolaylıkla önleniyor. Özellikle ağzına ölçü kaşığı yerleştirilmesinden hoşlanmayan ya da bulantı refleksi geliştiren hastalar için mükemmel bir çözüm sunuyor.