Eczacılar olarak bu konuda kendilerine düşen görevi özveriyle yerine getirmeye çalıştıklarını vurgulayan Üney, sığınmacılara Türkiye’nin 26 bin noktasındaki eczanelerce verilecek ilaç hizmetinin belirli kurallar dahilinde ve kurumsal bir organizasyon çerçevesinde olması gerektiğine dikkati çekti. Kamplardaki sığınmacıların ilaç ve sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesi ilaç hizmetinin tüm Türkiye çapında sürdürülmesine yönelik Başbakanlık genelgesi yayımlandığını anımsatan Üney, protokol yapılmadan yürürlüğe konan uygulamayla eczacıların mağdur edildiğini savundu.
Üney, şu görüşleri dile getirdi:
"Gelinen aşamada, gittikçe artan sayıda insana verilen bu hizmetin eczanelerimizin finansal sürdürülebilirliği açısından hukuksal bir zemine oturtulması zorunlu hale gelmiştir. İlaç hizmetinin kesintisiz verilmesi açısından mültecilere ilaç temini artık tek bir protokol çerçevesinde belirli kurallara bağlanmalı ve karşımızda tek bir muhatap olmalıdır. 31 Mart’a kadar somut bir adım atılmadığı takdirde bu tarihten sonra mültecilere ilaç temininde ortaya çıkacak sorunlarda bütün sorumluluk AFAD’a ait olacaktır."
Adana Eczacılar Odası Başkanı Ersun Özkan da 31 Mart’tan sonra eczacıların ilaç veremeyecek duruma gelebileceğini söyledi. Özkan, aylık 500 bin Suriyeli sığınmacının eczanelerden reçeteleriyle ilaç hizmeti aldığını kaydetti.