5 bin günle 9 bin gün aynı kefede olmayacak

2 milyon 743 bin kişiyi ilgilendiren İntibak Yasa Tasarısının hangi emeklilerin derdine derman olacağı bu yazı dizisinde anlatılıyor.

YAZIDİZİSİ
ŞERİF AKÇAN MERAK EDİLENLERİ YAZDI
ADIM ADIM İNTİBAK -1-


KİME DERMAN OLACAK
2 milyon 743 bin kişiyi ilgilendiren İntibak Yasa Tasarısının hangi emeklilerin derdine derman olacağını bu yazı dizimizde anlatıyoruz.

ZAMLI MAAŞLAR
Bugün intibak zammının nereden çıktığını anlattığımız yazımız, yarından itibaren kimin ne kadar zam alacağıyla sürecek.

YAZIYA BAŞLARKEN
Emeklilik sistemimizin son on yıl içindeki en önemli tartışmalarından birisi şüphesiz “intibak” konusu olmuştur. Daha çok SSK emeklileri için ama kısmen de Bağ-Kur emeklilerini ilgilendiren intibak mevzuunda çok şey söylendi, çok şey konuşuldu. Bu gidişle daha çok konuşulacağa benziyor. Siyasi partilerin seçim vaatlerinden tutun da işçi emekli derneklerinden konunun uzmanlarına kadar ülke gündemini aralıklı olmakla birlikte sürekli olarak meşgul eden konuların başında intibak gelmiştir.

Nitekim son seçimlerde tartışılan ciddi konulardan birisi de yine emekliler için intibak olmuştur. Seçime giren ve ülke barajını aşan partilerinde emeklilere verdikleri sözlerin başında intibak bulunmaktadır. İktidarından muhalefetine kadar ne zaman emekliler için mevzu açılırsa ilk söylenen söz intibak olmuştur.

Bu kadar çok intibak konuşulduktan sonra yaklaşık 9.5 milyon emeklimizde çok büyük bir beklenti oluştu. Bugün emekli olan hemen hemen herkes intibak sayesinde emekli aylığında dişe dokunur bir artış olacağını, gelir seviyesinin artacağını hesap ediyor.

İş o boyutlara vardı ki 50 yıldan bu yana emeklilik sistemimizde biriken problemlerin tek çözüm kaynağı intibak sanılmaya başlandı. İntibak denen şey bir tılsım ile bütün emeklilerin derdine çare olacak sanılıyor.

Az prim ödeyen de beklenti içinde, çok prim ödeyen de. Çok çalışan da beklenti içinde az çalışan da. Genç yaşta emekli olan da umudunu intibaka bağlamış, 60 yaşında emekli olanlar da. Bütün dertlerin devası intibak sanılıyor.

Peki, nedir bu intibak? Kime çare olacak, kime olmayacak? Kimlerin beklentilerine cevaz verecek kimleri hayal kırıklığına uğratacak? Kim sevinecek kim üzülecek? İntibak’ın gücü nereye kadar uzanacak, nerelere yetişemeyecek?

Kısacası yukarıdaki soruların cevabını bulmaya çalışacağız? Tabii ki yol haritamız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından hazırlanıp Bakanlar Kuruluna sunulan ve Bakanlar Kurulunda görüşülüp çerçevesi belirlendikten sonra imzaya açılan Kanun tasarısı olacak. İlk günkü yazımızda intibak nedir ne değildir onu anlamaya çalışacağız. Yarından itibaren ise kimin ne kadar intibak alacağı konularına değineceğiz.



Yakın bir zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmesi beklenen ve kamuoyunda “intibak yasa tasarısı” olarak bilinen tasarının ayrıntılarını sizlerle paylaşmaya çalışacağız. Bu arada TBMM’de komisyonlarda ve genel kurulda görüşmeler yapılırken tasarıda önemli değişiklikler olabileceğini belirtmeliyiz. Muhtemel değişiklikleri de zamanı gelince gazetemizdeki köşemizde ele alacağız.

Amacımız polemik yapmadan somut olarak tasarı ne getiriyor ne getirmiyoru sizlere doğru bir şekilde aktarmak olacak. Keza, intibak konusu yetkili veya yetkisiz, etkili veya etkisiz taraflarca yeterince tartışıldı ve konuşuldu. Konuşulanları tekrarlamaktan ziyade artık belli bir yola girmiş olan ve hemen hemen takvimi belirlenmiş olan bir konunun gerçek durumunu siz okuyucularımızla paylaşmak daha doğru olacaktır.

Öncelikle intibak nedir oradan başlayalım. Nereden ortaya çıktı. Kamuoyunu yıllarca meşgul eden bu konunun esası nedir?

İntibak, sözlük anlamına baktığımızda en basit şekli ile uyum sağlamadır. Bir diğer anlamı ise iki şeyin ölçülerinin bir birini tutmasıdır. Bu tanımlara baktığımızda emeklilik sisteminde intibak daha çok ikinci anlama uymaktadır.

Gerçekten de emeklilik sisteminde aylık bağlama işlemlerinde yapılan düzenlemeler neticesinde ortaya çıkan eşitsizliğin belki de adaletsizliğin ortadan kaldırılması intibakın esasını oluşturuyor.

Bazen de, prim matrahları aynı olmakla birlikte çalışma gün sayıları farklı olan kişilerin aynı tutarda aylık almasını düzeltmeye yönelik çalışmanın ta kendisidir. Örneğin, 3600 gün, 5000 gün 7000 gün ve hatta 9000 gün gibi farklı çalışma günleri olan kişilerin neredeyse aynı miktarda aylık?alması sonucu vicdanları rahatsız eden?uygulamanın düzeltilmesidir intibak.

Neden eşitsizlik oluştu?
Peki emekli aylıklarında eşitsizlik neden oluştu? Bu sorunun cevabı aslında çok basit. Değişik tarihlerde aylık bağlama sisteminde değişiklik yapılmasının sonucudur. Bu gerekçe herkes tarafından rahatlıkla anlaşılabilir. Belki bundan başka söz bile gerek yok denebilir. Doğrudur, sistemde oynamalar intibak ihtiyacını doğurmuştur. Ancak, nedir bu oynamalar. Biraz daha sizleri aydınlatmak ve kafanızdaki soru işaretlerini gidermek adına sebeplere değinmekte fayda olduğunu düşünüyorum.

Birinci olarak, emekli aylığının ilk defa bağlandığı dönem itibariyle farklı aylık bağlama oranı uygulanması ve bu durumun dönemsel gelişim göstermesidir. Açacak olursak, bazı yıllarda veya dönemlerde aylık bağlama sistemi farklı olmuştur. Hesaplama sistemindeki bu farklılık aylık tutarlarının da farklılaşmasına sebep olmuştur. Örneğin; 1982 öncesi ile sonrası arasında farklı aylık hesaplama sistemleri uygulandığı için ilk defa aylık bağlanan kişilerin aylıklarında farklılıklar meydana gelmiştir.

İkinci olarak, sigorta primi kesintisine esas olan kazançlar ile asgari ücret farklılıklarına rağmen bu farklılıklar dikkate alınmadan üst gösterge ve alt gösterge geçişlerinde bu farklılıklar dikkate alınmadan aylık bağlanmasıdır. Daha şık bir ifade ile kişinin gelirine göre aylık hesaplaması yapılmamıştır.

Yine, 1988 yılına kadar tek bir gösterge tablosu kullanılmasına rağmen, 1988 yılından itibaren bunun yanı sıra üst gösterge tabloları da yasalarla uygulanmaya başlanmıştır. Doğal olarak tek gösterge tablosundan çift gösterge tablosuna geçiş emekli aylıklarında dönemsel farklılıklara sebep olmuştur. Bilerek veya bilmeyerek sistem temelinden değiştirilirken bugün için ortaya çıkan problemler zamanında öngörülememiştir.

Daha da önemlisi 4447 sayılı Kanunla Ocak 2000 yılından geçerli olarak emekli aylığı hesaplama sitemi tamamen değiştirilmiştir. Nedir bu değişiklik diyecek olursak, gösterge sisteminden vazgeçilmiş, kişinin çalışma hayatı süresince adına ödenen primlerin dikkate alındığı ve ödenen primlerin gelişme hızı ve TÜFE’nin % 100’ü ile güncellendiği bir sisteme geçilmiştir.

Bu değişiklik sonrası, 2000 yılından sonra emekli olanların hem 2000 öncesi çalışmalarına ait kısmi aylığının, hem de 2000 sonrası primlerinin gelişme hızı ve TÜFE’nin %100’ü ile güncellenmesi, 2000 öncesi emeklilerin ise aylıklarının sadece TÜFE veya aylık artışlarıyla artırılması ve gelişme hızından pay alamaması 2000 öncesi ve sonrası emekliler arasında farklılaşmaya yol açmıştır.

Yıl sayısı ile hesap değişti
Emekli aylıklarında farklılaşmanın ana sebeplerinden birisi de yaşlılık aylığının hesabına esas ortalama yıllık kazancın tespitinde esas alınacak yıl sayısının değiştirilmesidir. İlk dönemler sadece kişilerin prim ödediği son beş yıl aylık hesabına dahil edilirken, bu sisteme ilave olarak son on yılın çalışmalarının da hesaba dahil edildiği bir sisteme geçilmiştir. Haliyle bu durum emekli aylıklarının farklılaşmasının bir diğer sebebi olmuştur.

Hükümetler emekli aylıklarını sadece kişilerin ödedikleri primler ve çalıştıkları gün sayılarına bakarak belirlemek istememişlerdir. Başka bir ifadeyle, sigortacılık mantığına bağlı kalınmamıştır. Bunun yerine, bağlanacak aylığın belirli bir tutarın altında kalmaması amacıyla belirlenen asgari aylık tutarının hesaplanmasına ilişkin yöntem de belirlenmiştir. Yani, normalde ödediği prime göre daha az aylığa hak kazandığı halde bir taban aylık belirlenmiş ve altta kalanlar bu tabana çıkarılmıştır.

Son olarak, bağlanmış olan aylıklarda yapılacak artışın yöntemi ile aylık bağlamaya esas prime esas kazançların gelecek yıllara taşınması yönteminin farklılaştırılması ve bu durumun fiili sonuçları da dönemler itibarıyla farklı aylıkların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Bu sebepleri açıkladıktan sonra hangi dönemlerde farklı emekli aylığı bağlama sistemleri uygulandığına bakalım;
Aylık hesaplama usullerine göre emekliler;
- 1/1/1982 öncesi emekliler,
- 1/1/1982-31/12/1987 arası emekliler,
- 1987/Süper Emekliler
- 1/1/1988- 31/12/1999 arası emekliler,
- 2000-2008 arası emekliler,
- 2008 sonrası emekliler,
Görüldüğü üzere altı farklı dönemde altı farklı aylık hesaplama sistemi uygulanmıştır. İşte bu farklılıklar bizi bugün intibak yapmaya zorlamaktadır.


7 MİLYON EMEKLİ KAPSAM DIŞI




 

İntibak’a giden nedenleri açıkladıktan sonra 2011 yılı sonu itibarıyla toplam emekli sayılarına bakalım. Tablodan görüleceği üzere toplamda yaklaşık 5 milyon 780 bin SSK emeklisi (tarım SSK dahil), 2 milyon 250 bin Bağ-Kur (tarım Bağ-Kur dahil) ve 1 milyon 855 bin emekli sandığı olmak üzere toplamda 9 milyon 928 bin emekli bulunmaktadır. Yine tablodan çıkardığımız sonuca göre de 2011 yılı içinde SGK’nın toplam emekli aylık ödeme tutarı 91 milyar 600 milyon TL civarındadır. 10 milyona dayanan emekli sayısı içinde intibaktan kaç kişi ve kimler faydalanacak? Merak edilen konuların başında bu soru gelmektedir.

Memur emeklilerinin aylıklarının ek gösterge ve katsayı esasına göre hesaplanması sebebiyle değişik tarihlerde bağlanan aylıklar arasında farklılık bulunmamaktadır.

BAĞ-KUR aylıklarının ise, gerek basamak sisteminin 2008’e kadar devam etmesi, gerekse 01/07/2003 tarihinden sonra bağlanan bütün aylıkların 01/07/2003 tarihinde yürürlükte bulunan gelir tablosuna göre hesaplanması sebebiyle aylıklar arasında önemli bir farklılaşma oluşmamıştır.

SSK aylıklarındaki bariz farklılaşma ise 2000 öncesi?emekliler?ile 2000 sonrası emekliler arasında ortaya çıkmıştır. Bu sebeple intibak kapsamı 2000?yılından önce emekli olan 2.743.371 SSK emeklisi ile sınırlı tutulmuştur. Bu çerçeveden baktığımızda aşağıdaki tablodan 2000 yılı öncesi SSK’dan emekli olan kişi sayısı görülmektedir. Buna göre intibaktan yararlanacak kişi sayısı toplamda 2 milyon 743 bin kişi ile sınırlı kalmaktadır. Toplamda bu kadar kişi intibak ile ilişkilendirilmektedir. Tabloda gösterirsek liste şöyle oluşuyor.

Aylık Türü Kişi Sayısı
Yaşlılık 1.635.384
Malullük 31.258
Ölüm 1.076.789
Toplam 2.743.371

İntibaktan faydalanabilecek gruplara baktığımızda 2000 yılından önce SSK’dan yaşlılık aylığı, ölüm aylığı ve malullük aylığı alan grupları görüyoruz.

Türkiye Gazetesi

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ