Dünya Gazetesinden RESUL KURT'un yazısı;
Yıllar önce SSK Genel Müdürlüğü'nde genç bir sigorta müfettiş yardımcısı olarak çalışmaya başladığımda bugün gelinen noktayı hayal bile etmek mümkün değildi.
1995 yılında SSK sigorta müfettişliğine birlikte başladığımız arkadaşlarımızdan bazıları çok hızlı yükseldi, Oğuz Karadeniz henüz 4-5 yıllık müfettiş iken SSK Genel Müdür Yardımcısı oldu.
Bu çerçevede Oğuz Karadeniz, Erkan Aydın (mekanı cennet olsun), Mustafa Kuruca gibi arkadaşlarımızla sigortalıların/emeklilerin hayatını kolaylaştırmak için projeler geliştirmek, sistemdeki yanlışları/hataları düzeltmek için çabaladıkça SSK bünyesindeki yontulmaktan hoşlanmayan bürokratik oligarşiyle de mücadele etmek zorunda kaldı.
Hatırlıyorum da, sigortalıların hizmet dökümlerinin internet üzerinden görüntülenebilmesi, herkesin çalıştığı gün sayısını ve prim tutarını internetten görebilmesi için çalışmalar yapıldığında bazı bürokratlar şiddetle karşı çıkmış, gerekçe olarak da "Yarın öbür gün kan davası olan birisi SSK sitesinden kanlısının işyerini tespit edip öldürürse ne olurmuş!"Ö. Zihniyeti görüyor musunuz? Bu zihniyet yıllarca kurumun önündeki en büyük handikap ve yüz karası oldu. Yine, çok sigortalı çalıştıran, çok prim ödeyen işverenlere en azından bir teşekkür plaketi verelim dediğimizde aynı bürokrasi "olmaz da olmaz" tavrında ısrar etmişti.
Bu bürokratik oligarşi halen de aynı zihniyetle SGK içerisinde sath-ı müdafaaya başka kisvelerle devam ediyor, işi yokuşa sürmekten, vatandaşa eziyet etmekten hiç vazgeçmiyor. Zaten okurlarımız bu köşeden zaman zaman yaptığımız değerlendirmelerden bunu anlayabilirler.
O dönemlerde sosyal güvenlik bu kadar önemsenmiyordu, sağlığa ulaşmak bu kadar kolay değildi. Emeklilik için başvurduğunuz tarihten sonra yıllarca beklemeniz gerekiyordu, en basit gün dökümünü almak bile torpiliniz yoksa günlerce sürüyordu. Sağlık Karnesi, vizite kağıdı, dilekçe-evrak-doküman vatandaşı canından bezdirdiği gibi, birçok kişi SSK hastanelerinden en basit ağrı kesiciyi almak için bile saatlerce beklemek zorunda kalıyordu.
Sağlık hizmetlerinden yararlanmak için SSK'lılarda 90-120 günün doldurulması, Bağ-Kur'lularda ise 120-240 günün doldurulması gerekiyordu.
SSK'lılar (istisnai bazı durumlar hariç) eczaneden ilaç alamadığı gibi özel hastanelerde bırakın muayene/ameliyat olmayı, kapısından bile giremiyordu. SSK'lar devlet hastanesine, üniversite hastanesine ancak desturla girebiliyordu.
***
30 günle sağlık-1 günde emeklilik
AK Parti ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki politikaları ile bugün gelinen noktada artık bir yılda 30 günü olan herkes sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyor, SSK'lı, Bağ-Kur'lu, Memur, Emekli, İşçi-Köylü-Esnaf ayrımı olmaksızın herkes özel-devlet-üniversite hastanelerine eşit şekilde gidebiliyor.
Bunda şüphesiz yıllar önce SSK'da kabukların kırılmasına sebebiyet veren başta şimdi Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Karadeniz, merhum Erkan Aydın, Mustafa Kuruca gibi 1995 dönem arkadaşlarımızın büyük payı var. Bugün SGK Başkanlığı'nda vizyon sahibi yöneticiler var. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in çabalarıyla ciddi bir değişim yaşanıyor, SGK Başkanı Yadigar Gökalp İlhan, Mustafa Kuruca, Ali Pekten, M. Ali Sağlam, Cevdet Ceylan ve Adem Onar olmak üzere aynı iyi niyetli çalışmalar devam ediyor. Hizmet kervanı yola devam ediyor.
Her yıl mayıs ayında sosyal güvenlik haftası kutlanıyor. 13-19 Mayıs tarihleri arasında sosyal güvenlik haftası etkinlikleri kapsamında bütün SGK müdürlükleri çeşitli çalışmalar ve aktiviteler yapıyor. Önceki gün SGK İstanbul İl Müdürlüğü'nün sosyal güvenlik haftası etkinliklerinde idik. Dün teşekkür yazısına karşı çıkılan bir kurumda bugün SGK müdürlüklerinin ev sahipliğinde işverenlere plaketler veriliyor. Önceki günde en fazla prim ödeyen Denizbank, Finansbank, TEB, Akbank, İDO, Bilgi Üniversitesi gibi kurumlara plaketler verildi. Artık SGK tarafından işverenler sigortasız işçi çalıştıran potansiyel hırsız olarak görülmüyor, paydaş ve hizmet ortağı olarak değerlendiriliyor.
SGK Kurumsal İletişim daire Başkanı dostum İlhan İşman da SGK İstanbul'un resepsiyonunda büyük bir heyecanla SGK Web TV'yi ve yapmak istediklerini anlattı.
SGK İstanbul'un çiçeği burnunda başarılı, çalışkan bir il müdürü var, Murat Göktaş. SGK'da müfettişlik, il müdür yardımcılığı, SGK müdürlüğü gibi görevlerde hizmet ettikten sonra şimdi de İstanbul İl Müdürlüğü'nün başında. 2008 yılında 12 olan hizmet birimi sayısı bugün yerinden hizmet anlayışıyla 26'ya çıkmış. Tüm Türkiye'de Ocak 2009 yılında 9 milyon 533 bin 683 olan sigortalı sayısı Ocak 2013 döneminde 12 milyon 408 bin 971 olmuş, bunun bugün toplam (4/a, 4/b, 4/c) 4 milyon 548 bin 73 kişisi İstanbul'da çalışıyor. Kayıt dışı çalıştırılan 49 bin 52 kişi ile ilgili işlem yapılarak işverenlere idari para cezası uygulanmış. Alo 170 hattı ile kayıt dışı çalıştırılması konusunda ciddi denetimler yapılmaya başlanmış.
2012 yılında 6 bin 937 sağlık tesisine İstanbul ve Trakya Bölgesi'nde 5 milyar 200 milyon 305 bin 475 TL ödeme yapılmış ve sağlıktaki memnuniyet yüzde 76 olarak gerçekleşmiş.
2009 yılında İstanbul'da ortalama 85 günde emekli aylığı bağlanırken, 22 günde emekli aylığı bağlanabiliyor. SGK İstanbul'un hedefi 1 günde emekli aylığı bağlayabilmek. Bu hayal değilÖ
Evet, SGK artık kabuğunu kırdı. Umarız zaman zaman dile getirdiğimiz sorunlarda yeni yönetimle çözüme kavuşturulur ve hizmette memnuniyet hep artar.