25 yaşından sonra yeme alışkanlıkları ve hormonal dengeler değişiyor. Hareketsiz yaşam da buna eklenince metabolizma hızı doğal olarak yavaşlıyor ve vücut yağ oranı artıyor; kilo alımı kaçınılmaz hale geliyor.
Dinlenme durumunda, organların çalışması, vücut ısısının korunması gibi yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesi için gerekli olan zorunlu enerji harcamasına 'metabolizma hızı' deniyor... Bu hız düşünce de diyet yapılsa bile kilo vermek zorlaşıyor. Yaş, cinsiyet, uyku süresi, sürekli açlık hali, ateşli hastalıklar, fiziksel aktivite ve hormonlar da metabolizma hızını etkiliyor.
OBEZİTE ARTIYOR
Cosmopolitan dergisinden Özge Zeki; 25 yaşından sonra düşüşe geçen 'metabolizma hızı'na karşı neler yapılması gerektiğini diyetisyen Turgay Köse'ye sordu...
Hormonlar yaşla beraber neden değişiyor?
İlerleyen yaşla birlikte kortizol ve diğer adrenal hormonlar artarken, bazal metabolizma hızı düşüyor. Obezite sıklığı ise artıyor.
KIZARTMA YEMEYİN
Peki, 25 yaşından itibaren formda kalmak için neler yapmak gerekiyor?
Sık aralıklarla, azar azar beslenmek, her ne sebeple olursa olsun öğün atlamamak, aşırı tuz, şeker ve yağ içeren besinlerden kaçınmak şart. Tabii ki sigara ve alkolden uzak durmak gerekiyor. Diyette bol su ve sıvı gıdalar tüketmek, lif içeren (kuru baklagiller, kepekli tahıllar, sebze ve meyveler gibi) besinlerin tüketimine ağırlık vermek formda kalmak adına önemli. Yiyecekleri kızartmak yerine; haşlama, ızgara, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri ile hazırlamak gerekiyor.
Ayrıca egzersiz yapmak da gerekiyor mu?
Kilo fazlalığı olsun olmasın herkesin fiziksel aktivitesini artırması sayısız fayda sağlar. Dünya Sağlık Örgütü formda kalabilmek adına haftada 100, yaşam süresi ve kalitesini artırmak için 150; kilo verebilmek için 250 dakika orta seviyede aktivite yapılmasını şart koşuyor.
ÖNCE TEST YAPILIYOR
Diyete başlamadan önce yapılması gereken testler hangileri?
Şeker, kolesterol değerleri, karaciğer enzimleri, böbrek fonksiyonları, kan sayımı gibi parametrelerin yanında insülin değerleri (açlık, tokluk), tiroid veya seks hormonları gibi ölçümler gerekebilir. Diyetisyen de vücut bileşim analizi cihazı ile kişinin yağ, kas, su oranını ve ideal ağırlığını saptayabilir, metabolizma hızını ölçebilir. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog tarafından yapılacak klinik muayenenin ardından elde edilen kan tahlil sonuçları yorumlanır ve kişi kendine uygun diyet programına alınır.
ÖĞÜN ATLAMAK ZARAR VERİYOR
En sık yapılan diyet hatası; öğün atlayarak ve sürekli aç kalarak kilo vermeye çalışılması oluyor. Diyet ürünlerinin aşırı tüketimi, kepekli ürünlerin düşük enerji içerdiğinin zannedilmesi de çok sık tekrarlanan hatalar arasında yer alıyor.
Spor yapmadan kilo verilebileceği inancı da hâlâ geçerliliğini koruyor ama bu çok yanlış bir inanç! Büyüme, gelişme çağında ya da emzirme döneminde sürekli aç bırakan diyetlerle kilo vermeye çalışmak da yarardan çok zarar getirir.
Diyet konusunda çıkan her habere de inanmamak gerekiyor. Biraz araştırma yapmak ve zayıflamak için uzmanlara danışmak çok önemli.
SADECE DİYET YETERLİ OLMAZ
Zayıflama programı kişiye özel ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandıracak özellikte olmalı. Aksi takdirde kısa vadede sonuç alınabilir ama uzun vadede sorun tekrar edebilir.
KÜÇÜK DEĞİŞİKLİKLER
Özellikle günümüzde gittikçe yaygınlaşan obezite sorununun tedavisinde sadece diyet yapmak yeterli olmaz; beraberinde ciddi bir egzersiz programı uygulamak ve hatta yaşam tarzında değişiklik yapmak da gerekir.
Kısa mesafelerde taşıt kullanılmaması, bina içinde asansör yerine merdiven tercih edilmesi, alışverişe tok karnına çıkılması, her lokmadan sonra çatal ve kaşığın tabağa bırakılması önemli... Tabağa fazla yemek alınmaması gibi davranış değişiklikleri de hayata geçirilmeli. Bu küçük değişiklikler bile ciddi farklar yaratabilir.
KONTROLDEN GEÇİLMELİ
Bilinçsizce, kulaktan dolma bilgilerle yapılan diyetler ciddi sorunlara yol açabilir. Herhangi bir diyete başlamadan önce şeker, kolesterol değerleri, kan sayımı, tiroid fonksiyonları gibi sağlık kontrollerinden geçmek şart.