2010 SUT Değerlendirme

Pratisyen Hekimlik Derneği Ankara Şubesi, 2010 Sağlık Uygulama Tebliğini değerlendirdi.

Pratisyen Hekimlik Derneği Ankara Şubesi'nin 2010 Sağlık Uygulama Tebliği değerlendirmesi şöyle :

Birinci basamak sağlık hizmetlerinin yaygın kullanımını sağlayabilmek için hizmetin önündeki tüm engellerin kaldırılması, birinci basamak sağlık hizmetlerinin tamamen ücretsiz olması ve 2TL’lik katılım payının kaldırılması gerekmektedir.

Kurum tabiplikleri, medikolar ve belediye tabiplikleri aynen sağlık ocakları gibi birinci basamak resmi sağlık hizmeti vermektedir (madde 2.1.1). Bu nedenle bu birimlerin hizmet alanlarında kısıtlamalara gitmek doğru değildir. 1 Nisan 2010 tarihinden itibaren SGK tarafından sadece kurum personeli ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin reçete bedelleri ödenmektedir (madde 4.2.7). Kurum hekimliklerince personelin bakmakla yükümlü oldukları, SSK’lı, ES’li, BAĞ-KUR’lu ve Yeşil Kart’lı yakınlarına da istek olduğu sürece hizmet vermemin önünde bir engel olmamalıdır.

Hekimin bağlı bulunduğu kurum, iç yönetmeliklerle hekimin görev alanına bir kısıtlama getirmediği sürece, SGK geri ödemelerde sıkıntı yaratmamalıdır. Bu birimlerde zaten ücretsiz verilen hizmetin SGK’ya ek bir maliyeti de olmamaktadır (madde 4.2.7). Aksine yazılan her reçete başına ayrıca 2 TL katılım payı alınmaktadır (madde 3.2.1.1). Medikolarda öğrencilere, belediye tabipliklerinde halka yönelik sağlık hizmeti de sunulmaktadır. SHÇEK gibi kurumlarda yatılı çocuk ve yaşlılara, Gençlik ve Spor Müdürlüklerinde ise sporculara yönelik sağlık hizmeti kurum hekimleri tarafından verilmektedir. Sadece kurum çalışanlarına ve bakmakla yükümlü olduklarına düzenlenen reçete bedellerinin ödenmesi durumunda kurum tabipliklerinde bu tür hizmetlerde aksamalar olacak, hizmet verilen kesimde mağduriyetler yaşanacaktır.

Aile hekimliği pilot uygulamasına geçilen illerde kurum hekimi personelin bakmakla yükümlü olduğu kişilere hizmet verememektedir. Tercih eden personelin, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kurum hekimine muayeneye getirmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır (madde 4.2.7). İşyeri hekimleri ve kurum hekimlerinin, yetkilendirildikleri kişiler haricindeki kişilere reçete düzenlemeleri halinde kurumca ödenen reçete bedellerinin bu reçeteyi düzenleyenlerden tahsil edilme hükmü vardır (madde 4.2.8). Her hekimin muayene ettiği her hastaya uygun görüyorsa reçete yazabilme hakkı vardır. Mevzuatına aykırı ise SGK bedelini ödemeyebilir. Kişinin sosyal güvencesinin olup olmaması ya da reçete bedelinin ödenip ödenmeyeceği hekimi değil geri ödeme kurumunu ilgilendiren bir ayrıntıdır.

SGK, hekimi cezalandırma yerine otomasyon sistemini güçlendirmelidir. Birinci basamak sağlık hizmeti verirken sık karşılaştığımız ve ilk tedavisini yaptığımız depresyon (madde 6.2.2.1), hipertansiyon (ek 2-A.13.4), migren (madde 6.2.19.1), peptik ulcus/ reflü (ek 2-A.13.6-7) gibi hastalıkların tedavisini düzenlerken yaşanan sınırlamalar hekimlik uygulamamızı zora sokmakta, hasta karşısında bizi \"reçetesi ödenmeyen/reçete yazamayan hekim\" durumuna düşürmektedir. Aile hekimliği sözleşmesi yapılan ya da yetkilendirilen hekimler aile hekimliği uzman hekiminin yazabildiği tüm ilaçları reçete edebilmektedir (6.1.1.7).

Bir pratisyen hekimin 6 günlük uyum eğitimi aldıktan sonra uzman hekim donanımında olmayacağı açıktır. Birinci basamakta çalışan uzman ya da pratisyen tüm hekimlerin alanın gerektirdiği tüm ilaçları reçeteleyebilmelerinin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Üçüncü basamak sağlık hizmeti veren resmi/özel hastanelerde çalışan pratisyen hekimlerin sundukları hizmetin bedelleri ödenmemektedir (madde 4.2.1.B.1.9 ve EK-10/B). Sayıları çok olmasa da bu hastanelerin değişik servislerinde yıllardır pratisyen hekimler çalışmaktadır. Bu uygulamayla hekimlerimizin hastanelerdeki konumları sıkıntıya girmiştir. Basamaklandırılmayan sağlık hizmetleri hem sağlık hizmetlerinin yanlış ve gereksiz kullanımına hem de sağlık giderlerinde artışına neden olacaktır.

Kurum tabipliklerinde hiçbir sıkıntı yaşanmadan başarıyla uygulanan sevk sisteminin kaldırılması (madde 3.1.1.1), personelin sağlığının kurum hekimi tarafından gözetiminde sıkıntılara neden olmaktadır. Sevk uygulamasının en azından kurum hekimliği olan kurumlarda tüm personeli kapsayacak şekilde (memur, sözleşmeli) tekrar getirilmesi gerekmektedir.

PRATİSYEN HEKİMLİK DERNEĞİ-ANKARA ŞUBESİ

Manşetler

DUYURU-4