13. OHSAD Kurultayı Sona Erdi

Antalya’da gerçekleşen 13. OHSAD Kongresi son gününde de oturumlarla devam etti.

Günün ilk, kongrenin ise 8. oturumu olan, “Tıbbı Cihaz ve Malzeme Sektörü” oturumu Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası Başkanı Metin Demir‘in moderatörlüğünde gerçekleşti.

TIBBİ CİHAZ SEKTÖRÜ BÜYÜK BİR DEVİNİM İÇİNDE:
Kürsüye ilk olarak Tıbbi Cihaz Onaylanmış Kuruluş ve Klinik Araştırmalar Dairesi’nden Fatih Topuz çıktı. Topuz, son yüzyılda inanılmaz bir değişim ve gelişim yaşandığını söyleyerek bu gelişimin hastalar için umut ışığı anlamına geldiğini kaydetti. Klinik cihazların hasta yaşamına etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak örnekler veren Topuz, pandeminin tıbbi cihazların ve sağlık sektörünün tüm taraflarının işbirliği içinde çalışmasının önemini yeniden ortaya çıkardığını söyledi. Küresel tıbbi cihaz pazarına ilişkin bilgiler de sunan Topuz, Türkiye’nin tıbbi cihaz sektöründe yıllık 4 milyar dolarlık hacme sahip olduğunu kaydetti. Tıbbi cihaz sektörünün geleceğine ilişkin bilgilendirmede de bulunan Topuz, tıbbi cihaz sektörünün hızlı bir devinim içinde olduğunu ve patent sayılarına da bu devinimin yansıdığını kaydetti.

ÜTS İLE TIBBİ CİHAZ TAKİBİ:
Topuzun ardından TİTCK Tıbbi Cihaz ve Koordinasyon Dairesi Başkanı Ömer Faruk Kuru, sunumunu gerçekleştirdi. Tıbbi cihaz üretiminde kayıt ve veri yönetimi konusunda bilgilendirmede bulunan Kuru, güvensiz tıbbi cihazların erken tespitinde ÜTS’nin etkinliği ve geri bildirim konusunda işlevselliğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Tıbbi ürünlerin takibinin bu sistem üzerinden gerçekleştirilebildiğini söyleyen Kuru, ürünün güvenliği konusunda gerekli testlerin yapılabildiğini, gerekirse ürünün eksik ya da güvenli olup olmadığının laboratuvar ortamında test edilebildiğini kaydetti. ÜTS’de stok takibi konusunda da geri bildirimler üzerinden inceleme yapılabildiğini söyleyen Kuru, özellikle deprem döneminde ÜTS’nin Tekil Takip konusunda etkinliğini gördüklerini kaydetti.

ABD VE JAPONYA SAĞLIK ENDÜSTRİSİNDE ÖNCÜ, TÜRKİYE’NİN İSE POTANSİYELİ BÜYÜK:
Kuru’nun ardından ise MLP Care Sağlık Grubu Tedarik Zinciri Direktörü, Dr. Mustafa Işık sunumunu gerçekleştirmek üzere kürsüye geldi. Konuşmasına başlamadan önce tıbbi ürünlerin tarihçesine ilişkin video sunum gerçekleştiren Işık, tıbbi cihazların geçirdiği evrimin ardından bugün yapay zekadan bahsedildiğini, ‘Doktorların yerini yapay zekanın alacağı’ tartışmalarından gündeme geldiğini kaydetti. ChatGPT’ye “tıbbi cihaz sektörünün nereye gideceği” sorusunu yönelttiğini açıklayan Işık, yapay zeka programının tıbbi cihaz sektörünün geleceğine ilişkin verdiği esprili yanıtları paylaştı. Sağlık endüstrisinin büyük bir sektör olduğunu rakamsal verilerle paylaşarak açıklayan Işık, dünya pazarının ABD ve Japonya öncülüğünde devam ettiğini, yüzde birlik dilime sahip olmasına rağmen Türkiye’nin bu alanda ciddi potansiyele sahip olduğunu kaydetti.

ÖZEL HASTANELER ÖDÜLLENDİRİLSİN:
Işık’ın ardından Medipol Sağlık Grubu Satın Alma Müdürü Dr. İsmail Hızlı sunumunu gerçekleştirdi. Hızlı, tıbbi ürün satın alma ve tedarik zincirinde sürecin nasıl işlediği ve nasıl işlemesi gerektiğini örneklerle sıraladı. Tedarik fonksiyonunun evrimine ilişkin bilgiler veren Hızlı, yerli üretim yapan firmaların kamuya yüzde 15 daha yüksek fiyatla satış yapma imkanı olduğunu söyleyerek, buna ek olarak yerli malını kullanan hastanelere yönelik de ödüllendirme adımı atılabileceğini kaydetti. Hastanelerin satın alma ve tedarik zinciri fonksiyonunun çok hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Hızlı, satın alma departmanlarının şirketlerin stratejilerinin beynini oluşturduğunu düşündüğünü kaydederek, hastanelerde satın alma görevine getirilen kişilerin gerekirse sınava tabii tutulabileceği önerisinde bulundu.

SAĞLIK TURİZMİ TEŞVİKLERİ ARTIK LÜKS DEĞİL, ZORUNLULUK
Oturumun ardından  sponsor sunumlarına da kalındığı yerden devam edildi. The Prime Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Salih Kutluk söz aldı. Sağlık Turizmi teşviklerine ilişkin bilgilendirmede bulunan Kutluk, teşvik alımları konusunda The Orime Danışmanlık olarak uzun teşvik başvuru süreçlerini kadrolarıyla kolaylıkla halledebildiklerini söyledi. Şirket olarak bu hizmeti almak isteyen teşvik başvuru talebinde bulunanlara; eğitimden ihtiyaç duydukları diğer tüm başlıklara kadar kapsamlı hizmet sunduklarını söyleyen Kutluk, yaptıkları ve aldıkları toplam teşvik başvuru miktarlarına ilişkin verileri de paylaştı. Teşvik otomasyon sistemine ilişkin de bilgiler sunan Kutluk, tuttukları datanın teşvik başvuru sonuçlarına ne kadar sürede dönüş alınacağına ilişkin farklı raporlar sunduğunu ve bunu kendi sistemleriyle üretebildiklerini kaydetti. Kutluk, daha önce sağlık turizmi teşviklerinin bir lüks iken bugün bir zorunluluk haline geldiğini de söyledi.

SAĞLIK TURİZMİ VE YURTDIŞI YATIRIMLAR KONUŞULDU:
Sponsor sunumunun ardından, “Sağlık Turizmi ve Yurtdışı Yatırımlar” başlığıyla 9. oturuma geçildi. Moderatörlüğünü yürüttüğü oturumda ilk sözü alan Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Tarık Sönmez, Bakanlık olarak hem genel hem de Turquality desteği verdiklerini, tanıtım desteği kapsamında 1 milyar TL’lik destek sağladıklarını söyledi. Sönmez, “2023’te hızlandık. Yeni destek unsurlarını da ihdas ettik” diye konuştu.

EN GÜÇLÜ YANIMIZ, HEKİMLERİMİZ:
Sönmez’in ardından Hizmet İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gazi Yiğitbaşı sunumunu gerçekleştirdi. Sağlık turizmi pazarının her geçen gün değiştiğini ve geliştiğini söyleyerek, kademeli olarak başka modele geçilmesi gerektiğini belirten Yiğitbaşı, özellikle talep eden ülkelerle Türk sağlıkçılarının vereceği şekilde eğitim işbirliği yapılabileceğini kaydetti. Farklı modellerin sık sık önlerine geldiğini ve bu modellere ilişkin Türk sağlık sisteminin ciddi tecrübeye sahip olduğunu da söyleyen Yiğitbaşı, sağlık işletmeciliğinde de Türkiye’nin ciddi bir ilerleme kaydettiğini vurguladı. Türkiye’nin satış ve pazarlamadan sağlık hizmetlerine kadar dünyaya model olacak tecrübeyi kazandığını söyleyen Yiğitbaşı, “Bunlar bizim güçlü yanlarımız ama en güçlü yanımız ne diye sorarsanız, hekimlerimiz derim! Yurtdışında 10 yıllık tecrübeye sahip bir hekimin, bizim 1 yıllık tecrübeye sahip hekimlerimiz gibi ameliyat yapamadığını görüyoruz. Hekim kapasitemiz çok güçlü. Biz bu gücümüzü sağlık turizminde kullanabiliyoruz” dedi.

TÜRKİYE SAĞLIK TURİZMİNDE İLK 10’DA:
Prof. Yiğitbaşı’nın ardından Memorial Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Genç sunumunu gerçekleştirdi. Cumhuriyetin 100. yılını kutlayarak söze başlayan Genç, sağlık turizmini tetikleyen faktörlere ilişkin bilgilendirmede bulundu. Bunlar arasında, değişen fiyatlar, seyahat kolaylığı ve artan sigorta maliyetleri olduğunu söyleyen Genç, İngiltere’de tedavi bekleyen kişi sayısının pandemiden önce 3,5 milyon iken şimdi 8 Milyon İngiliz’in çeşitli hastalıklar sebebiyle tedavi olmak için sıra beklediğini söyledi. İngiltere gibi farklı ülkelerde karşılanmayan bu gibi sebepler yüzünden hastaların başka ülkelere giderek tedavi olma yolunu seçmek zorunda kaldığını belirten Genç, hastaların önce hasteyi değil ülkeyi, onun ardından hangi hastaneye gideceğini seçtiğini söyledi. Genç, burada kalitenin belirleyici olduğunu da kaydeden Genç, hastaların tedavi ile tatili birleştirdiğini de söyleyerek, “İnsanlar kendilerini kaliteli sistemlere teslim ediyor. Şu an 50 milyar dolarlık dünya pazarı var sağlık turizminde. Bu rakamın 2031’de 180 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Türkiye ise ilk 6 ile 10 arasında” dedi.

SAĞLIK TURİZMİ BİR DEVLET POLİTİKASI:
Genç’in ardından USHAŞ Genel Müdürü Murat Mercan sunumunu gerçekleştirdi. USHAŞ’ın bir kamu şirketi olduğu vurgusuyla söze başlayan ve sağlık turizmi konusunda yetkilendirilen tek kamu şirketi olduğunu söyleyen Mercan, USHAŞ’ın sektörün büyümesi konusunda yetkilendirilen tek kamu kurumu olduğunun altını çizdi. Belirlenen hedefler doğrultusunda görevlerini gece gündüz yapmaya çalıştıklarını söyleyen Mercan, sorumluluklarının ciddiyeti içinde hareket ettiklerini, çalışmalarını da diğer kamu kurumlarıyla bir istişare içinde yürüttüklerini kaydetti. Mercan, sağlık turizminin bir devlet politikası olduğunu daha önce de söylediklerini, bunun en önemli göstergesinden birinin de USHAŞ’ın kurulması olduğunu kaydederek, temel prensiplerinin ortak akıl olduğunu 2022’deki OHSAD toplantısında da dile getirdiğini vurguladı. Mercan’ın sunumunun ardından sabah oturumları tamamlandı.

“BÜTÇEYİ DİKKATLİ KULLANMAK ZORUNDAYIZ”
Öğle yemeği molasının ardından sunumlara devam edildi. GSS Genel Müdürü Doç. Dr. Eren Usul, “Sağlık Finansmanı ve Geri Ödeme Sistemleri” konusunda bir sunumda bulundu. Usul, Genel Sağlık Sigortası’nın işleme biçimine ilişkin bilgileri aktarırken, SGK ve Sağlık Hizmet sunucuları arasındaki protokollerle satın almanın gerçekleştiğini söyledi. GSS’nin kişiye yönelik koruyucu tanı ve tedavileri, ilaçları, refakatçi giderleri ile yurtdışı sağlık giderlerinin finansmanını sağladığını söyleyen Usul, sözleşme ve protokollerle hizmet alımı yaptıklarını kaydetti.

Toplamdaki tüm sağlık harcamalarının 79’unun kamu sağlık hizmeti olarak oluştuğunu da sözlerine ekleyen Usul, kamu sağlık harcamalarının tedavi içindeki payının 187.17 Milyar TL, 2022’deki ilaç harcamalarının 91 Milyar TL’ye ulaştığını söyledi. Sağlık harcama miktarının giderek arttığını söyleyen Usul, finansman kararı vermek ve ellerindeki bütçeyi uygun kullanmak zorunda olduklarını belirterek, “Nüfusumuz giderek artıyor ve yaşlanıyor. Ciddi bir kronik hastalık yükümüz var. SGK kayıtlarına göre her yıl 1 milyon kişi diyabet tanısı alıyor. Sağlığa başvuru ve talepler artıyor. Yenilikçi tedavilerin de sistem içinde yer alması için karar vermeniz gerekiyor. İşte bu kaynağın bu kadar kriter gündemdeyken, nereye harcanacağınıza iyi karar vermemiz gerekiyor. Neyi ne şekilde finanse edeceğim, kısıtlama getirecek miyim bunların artık daha efektif konuşulması gerekiyor” dedi.

10. OTURUMDA “DEĞER BAZLI ÖDEME” TARTIŞILDI:
Usul’un sunumlarının ardından oturumlara kaldığı yerden devam edildi. Onuncu oturumda “Değer Bazlı Ödeme” başlığıyla, Değer Temelli Sağlık Hizmeti Derneği Başkanı Prof. Dr. Haluk Özsarı moderatörlüğünde, konuklar sunumlarını gerçekleştirdi.

GSS Genel Müdürü Usul, oturumun ana başlığını oluşturan “Değer Temelli Ödeme” konusunda da değerlendirmede bulunarak, etkin bir ödeme modeli oluşturulmasının kaçınılmaz olduğunu, hem ilaç hem de tıbbı konularda bu örnekler uygulandığını söyledi. Türkiye’nin sosyal gerçeklerini de dikkate almak gerektiğini söyleyen Usul, “Hem tanı hem de ilaç için bu sisteme yavaş yavaş geçilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

TEDAVİ HARCAMALARI ARTTI:
Usul’un ardından, kürsüye Acıbadem Üniversitesi SBF Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Çelik çıktı. Dünya örnekleri ve Türkiye için getirilebilecek çözüm önerileri konusunda bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. Çelik, sağlık sistemi üçgeninin “Hasta, Sunucu ve Ödeyici”den oluştuğunu söyledi. Türkiye’de hastaların tedavi için yaptıkları harcamanın arttığını, TÜİK verileriyle paylaşan Prof. Dr. Çelik, ABD’de ve İngiltere’de sağlık harcamalarının değer bazlı ödeme perspektiflerine ilişkin bilgiler sundu.

TESTLERİN SİSTEME GİRMESİ, KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİNİN ÖNÜNÜ AÇAR
Usul’un ardından Araştırmacı Tıp Teknolojileri Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Elif Özman Pusat sunumunu gerçekleştirdi. Pusat, tıbbi cihazların satın alınma tercihlerinde devrede olan faktörleri sıralayarak, yenilikçi ürünlerin daha çok geri ödeme kapsamına girdiğinde ve kamu hastanelerince tercih edildiğini söyledi. Bu sebeple, bu yenilikçi ürünlerin geri ödeme kapsamına girmesinin çok önemli olduğunun ama bu konuda da bazen sıkıntılar yaşandığının altını çizen Pusat, OECD verileriyle sağlık harcamalarının yüzde 10 ile yüzde 30’unun yanlış tanı ve tedavi için harcandığını hatırlattı. Pusat, “Tanı ve tedavide testlerin doğru teşhisin yapılabilmesi için ne kadar önemli olduğunu örneklerle de görüyoruz. Testlerin sisteme girmesinin kişiselleştirilmiş tedavinin önünü açılabileceği kanaatindeyiz” dedi.

EN KAPSAYICI GSS TÜRKİYE’DE:
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli ise sunumuna, ilaç harcamalarının son 5 yılına ilişkin veriler paylaşarak başladı. TÜİK verilerine göre, Türkiye nüfusunun giderek yaşlandığını, 65 yaş üstü nüfusun giderek arttığını söyleyen Dr. Dereli, geleceğe ilişkin sağlık politikalarını planlarken, bu noktanın özellikle üzerinde durulması gerektiğini vurguladı. Dereli, “Biz giderek yaşlanıyoruz, çok zenginleşemeden yaşlanıyoruz. Bundan sonra ekonomik büyümeyi hangi nüfus nasıl yapacak düşünülmesi gerekiyor. Ayrıca bu nüfus sağlıklı yaşlanmıyor, çok sağlıksız yaşlanıyor. Diğer yandan Türkiye nüfusunun yaşam süresi, diğer ülkelere paralel şekilde artıyor. Sonuçta sağlık talebi devam edecek nüfusun, sağlık talebi devam edeceği yılları da artıyor.  Türkiye dünyanın en kapsayıcı GSS uygulamalarından biri. BM ülkeleri içinde Türkiye gibi kapsayıcı GSS’ye sahip 40 ülke var ama bu ülkeler içinde en kapsayıcısı, Türkiye” dedi.

YÖNETİCİLER DİYALOG KURMALI:
Kongrenin son oturumu OHSAD Başkanı Dr. Reşat Bahat Moderatörlüğünde gerçekleşti. “Geleceğin Sağlık Yöneticileri” başlığıyla düzenlenen oturumda, ilk sunumu İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu yaptı. Memişoğlu, tarşh sahnesinde yer alan dünya liderleri üzerinden geleceğin sağlık yöneticilerinin nasıl olması gerektiği konusunda değerlendirmelerde bulunan Memişoğlu, makam masalarının iletişimin önünü kesen bir numaralı faktör olduğunu söyledi. Kendi İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü sürecinde de makam masasını ihtiyaç duymadığını söyledi. Memişoğlu, yöneticilerin yapmak zorunda olduğu şeyin diyalog kurmak olduğunu söyledi.

Memişoğlu’nun ardından Liv Hastaneleri Grup Koordinatörü Meri İstiroti sunumunu yapmak üzere kürsüye geldi. İstiroti, bugünkü yöneticilerin özelliklerini ve olması gerekenleri sıraladı. Sürekli öğrenen, araştıran, tıbbi dönüşümlere ayak uyduran ve ekip yönetebilenlerin de, sağlık yöneticileri için aranan özelliklerden olduğunu söyleyen İstiroti, “10 yıl sonra sağlık yöneticilerinin nereye evrileceği” konusunda detaylı bilgiler paylaştı.

İstiroti’nin ardından Demiroğlu Bilim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Birkan Tapan sunumunu gerçekleştirdi. Sağlık yöneticiliğinde çok geniş bir çalışma alanı olduğunu ve alanın güçlü kurumsallaşmış STK’ları bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Tapan, alanın akademik veriler ve bilgiler bakımından da güçlü noktada olduğunu kaydetti. Karizmatik liderlerin Türk toplumunda sevildiğini, dolayısıyla sağlık yönetiliğinde karizmatik bir kimliğin ve deneyimin öne geçireceğini söyleyen Prof. Dr. Tapan, araştıran ve sorgulayan yöneticilere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Sağlık politikalarının da farklı faktörlerin etkisiyle gelecekte değişeceğini söyleyen Prof. Dr. Tapan, geleceğin sağlık yöneticilerinin de, değişimlere ayak uyduran, çalışanlara önderlik eden, ilişki kurma ve sürdürmede de etkili kişiler olması gerektiği vurgusunda bulundu.

Prof. Dr. Tapan’ın ardından Volitan Global CEO’su Ufuk Eren kürsüye geldi. Sunumunda yapay zekanın dünyaya etkileri ve gelecekte yapay zekanın varacağı evrenin insanlığın gidişatını nasıl değiştireceğini örnekleriyle anlattı. Yapay zekanın dünya liderlerinin toplantı gündemlerini değiştirecek kadar dünyanın kaderinde etkili olacağı açıklamasında bulunan Eren, yapay zekanın sağlık sektörünü de derinden etkileyeceğini kaydetti.

Eren’in ardından Kalite Yönetim Sistemleri Danışmanı Dr. Derya Demir Şahin sunumunu gerçekleştirdi. Sağlık yöneticilerinin hangi deneyimleri edinmesi, hangi eğitimleri alması ve nereye yönelmesi gerektiği konusunda sunumunu detaylandıran Şahin, “Sağlık yöneticisi kimdir? Bu konuyla ilgili ortak bir fikrimiz, değer yargımız var mı acaba? Sağlık yönetimi mezunlarına sağlık yöneticisi diyoruz ama bu fikirde hemfikir miyiz?” diye sordu. Sorularının gerekçesini detaylandıran Şahin, “Ülkemizde sağlık yöneticisi yetiştiren okulların sağlık idaresine ilişkin eğitim programlarını görüyoruz. Peki sahada gördüğümüz, gerçekleşen durum o eğitimlerin amacını karşılıyor mu ya da yeterli mi?” sorularını yöneltti. Ön lisans, yüksek lisans gibi eğitimlerle sağlık yönetimi eğitimi verildiğini söyleyen Şahin, sağlık yönetim birimlerinin farklı fakültelere bağlandığını, neden bir standardizasyon sağlanmadığını merak ettiklerini vurgulayarak, bunun her üniversitenin farklı metodoloji ile mi eğitim verdiği sorusunu akıllara getirdiğini kaydetti.

OHSAD Kongresi’nin son oturumunda son sunumu İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümü Araştırma Görevlisi Gözde Tetik gerçekleştirdi. Sağlık yönetimleri bölümlerinde programların standartlaştırılması, akredite edilmesi ve staj konusunda belli standartlara erişmeye çalıştıklarını söyleyen Tetik, “Türkiye’de sağlık yönetiminin 60 yıllık geçmişi var. Teknolojik gelişmeler çok hızlı. 5-10 yıl içinde değişim olmasından bahsediyoruz ama hala şöyle bir problemimiz var. 80 tane lisans bölümümüz var. 2 açıköğretim programımız var. Öğrenci mezun ediyoruz ama hastaneler dışında eczanelerde, kamu kurumlarında çalışma imkanı yok mu?” dedi.  Sağlık yönetimi mezunlarının hangi pozisyonlarda çalışabildikleri konusunda bilgilendirmede bulunan Tetik, hangi pozisyona hangi kriterlerle yükselebileceği sorusununu kendilerinin de sorduğunu, poziyon değişikliği olmadığı durumlarda sağlık yöneticilerinin iş memnuniyetlerinin düşebildiği ve sektör ya da kurum değiştirebildiklerini kaydetti.

Tetik’in sunumunun ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Oturum Moderatörü ve OHSAD Başkanı Reşat Bahat, kapanış konuşmasında, katılımcılara, sponsorlara ve kurultayın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek kongre finalini verdi.

TEMATİK OTURUMLAR:

MALPRAKTİS UYGULAMALARI TARTIŞILDI:
Kongrenin 3. gününde tematik oturumlar da devam etti. OHSAD Yönetim Kurulu Danışmanı Av. Adem Keskin ve OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi Av. İlkşan Urlu Moderatörlüğünde, Yargıtay 12. Ceza Dairesi Başkanı Ahmet Er, Av. Ümit Erdem ve SHGM Mevzuat İşleri Dairesi Başkanı Şeyhmus Ertekin, Malpraktis Uygulamaları konusunda sunumlarını gerçekleştirdi.

SGK-MEDULA UYGULAMALARI,E-NABIZ,TELETIP
Bir diğer tematik oturumsa, SGK-Medula Uygulamaları, E-Nabız ve Teletıp başlığıyla gerçekleşti. OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi Serdal Serin Moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, SBSGM Veri Yönetimi Daire Başkanı Dr. Özgür Sezer, SHGM SUT Dairesi’nden Ersin Karabulut, SBSGM Veri Yönetimi E-Nabız Kıdemli Test Uzmanı Nezih Çetinkaya, SGK Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü Medula Hastane Koordinatörü Miyase Gülay ve SGK Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü Medula Eczane Yazılımcısı Tuncay Turan sunumlarını gerçekleştirdi.

GSS MEVZUAT VE UYGULAMALARI TARTIŞILDI:
Kongrenin son gününde gerçekleşen tematik oturumlardan bir diğeri ise, “GSS Mevzuat ve Uygulamaları” başlığında gerçekleşti. İstişare toplantısı niteliği taşıyan oturumda, GSS Genel Müdürü Doç. Dr. Eren USUL, GSS Genel Müdür Yardımcısı Dr. Kerim ABATAY, Sözleşme ve Uygulama Daire Başkanı Doç. Dr. Lütfiye Yasemin GÖNDER, Rehberlik, ARGE Daire Başkanı Dr. Ahmet Bülent DÖKER ve Genel Müdür Danışmanı Av. Cem Gürkaynak sunumlarını gerçekleştirdi.

EĞİTİMLER KONGRENİN SON GÜNÜNDE DE DEVAM ETTİ:
Ana oturumlar ve tematik oturumlar sürerken kongrenin son gününde eğitimlere de devam edildi. Dr. Feza Şen ile Av. Canberk Şen katılımcılara Özel Sağlık Kuruluşlarında Mesul Müdürlük Yönetimi konusunda eğitim verirken, son eğitim programında ise; Av. Ferhat Doğrusöz, Özel Sağlık Kuruluşlarında Kişisel Verilerin Korunması ve Verbis Uygulamaları konusunda katılımcılara eğitim verdi.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ