2009 yılında ilk olarak İzmir'de kullanılmaya başlayan motorize ambulans sistemi, tüm Türkiye'ye örnek oldu. Her gün onlarca hastaya müdahale eden motorize ekipler, özellikle trafiğin yoğun olduğu veya kara ulaşımının olmadığı yerlerde vakalara hızır gibi yetişiyor.
2005 yılında, İzmirli Dr. Kubilay Arslankeçecioğlu'nun önerisiyle 2009 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen motorize 112 ekipleri, özellikle trafiğin yoğun olduğu veya kara ulaşımının olmadığı yerlerde vakalara hızır gibi yetişiyor. Gündüz saatlerinde çalışan motorize ekipler, 112 Komuta Merkezi tarafından yönlendirilerek yoğun trafik ve dar sokakları aşarak dakikalar içerisinde vakalara ulaşıp vatandaşların hayatını kurtarıyor. İzmir'de 12 saat boyunca çalışan, doktor, paramedik ve acil tıp teknisyenlerinden oluşan 8 motorize 112 ekibi, zamanla yarışarak ilk müdahaleyi gerçekleştiriyor.
Zamanla yarış kask kamerasında
Ekiplerin vakalara ulaşmak için gösterdiği yoğun çaba kask kameralarına da yansıyor. Her türlü hava şartlarında yüzlerce kilometre yol katederek vakaya en hızlı ulaşan ekiplerin özellikle yoğun trafikte ve trafiğe kapalı alanlardaki vakalara ulaşma anları, kask kameraları tarafından da görüntüleniyor.
Motorize ambulans, İzmir'den Türkiye'ye örnek oldu
2005 yılında gerçekleşen bir maratonda ilk olarak motorize ambulansı önerdiğini, kendi motosikletiyle bunu denediğini ve ilerleyen süreçte de bunun kabul gördüğünü anlatan İzmir İl Ambulans Servisi Başhekim Yardımcısı Dr. Kubilay Arslankeçecioğlu, "Bu öneri herkesin hoşuna gitti ve tüm Türkiye'de dikkat çekti. Sağlık Bakanlığımız da bunun akabinde 2009 yılında 52 adet motosiklet satın aldı ve motorize sistemi İzmir'de ilk olmak üzere tüm Türkiye'de başladı. 365 gün İzmir ve dış ilçeler dahil olmak üzere motosikletli ekipler, ilk müdahale için çalışmakta. Diğer iller de buna katıldı ve şu anda 7 ilde sürekli olarak motorize ekipler çalışmalarına devam ediyor. İki motosiklet olarak başladığımız bu görevde şu anda 8 motosiklete çıktık. Doktor, paramedik ve acil tıp teknisyenlerinden oluşan motorize ekiplerimiz özellikle yazlık ilçelerde çok daha aktif görev alıyor. Festivaller, büyük organizasyonlar; örneğin Teknofest İzmir'de aktif görev aldılar" dedi.
"12 saatte ortalama 7-8 hastaya ulaşıyoruz"
Mesai yaptıkları 12 saat boyunca yaklaşık 7-8 hastanın hayatını kurtardıklarını söyleyen İzmir İl Ambulans Servisi Motosikletli Acil Sağlık Ekipleri Sorumlusu Parademik Halil Gölcük, "Günde 12 saat esasına göre çalışmaktayız. İzmir'in yoğun olan bölgeleri, trafiğe kapalı alanları, özellikle Kemeraltı ve Karşıyaka Çarşısı gibi alanlarda aktif görev almaktayız. Motosikletlerimizde her türlü acil müdahale için ekipmanlarımız vardır. Solunum cihazları, travma ekipmanları gibi malzemeler vardır. Görev alacak arkadaşlarımız seçilirken büyük motor ehliyeti tecrübesine dayanarak seçimler yapılır. Göreve başladıktan sonra da motosiklet eğitimi ve ileri sürüş eğitimleri veriyoruz. İzmir'de yaz aylarında özellikle Çeşme, Gümüldür, Dikili, Çandarlı bölgesine ağırlık vermekteyiz. Kış aylarında da İzmir'in merkezinde, yoğun olan bölgelerde çalışmaktayız. İzmir'de istatistik olarak 3-5 dakika arasında vakaya ilk ulaşma zamanımız var. Biz ulaştıktan sonra arkadaşlarımız gerekli acil yardım yapıyor ve ardından gerekirse transport için ekip çağırıyoruz. Daha sonra vaka tamamlanıyor ve 12 saatte ortalama 7-8 hastaya ulaşıyoruz" diye konuştu.
Emniyet şeridi uyarısı
Emniyet şeritlerinin kendileri için önemli, vatandaşlar için de hayati olduğunun altını çizen, yaklaşık 10 yıldır İzmir'de 112 ekiplerinde, son 5 yıldır da motorize ambulans olarak çalışan Acil Tıp Teknisyeni Bilal Yılmaz ise, "Klasik Ambulanslar, büyük araçlar olduklarından, bunlar trafik içerisinde bize göre daha yavaş seyrediyorlar. Biz daha küçük, daha atik, daha kıvrak hareket edebiliyoruz. Bizim onlara göre ulaşma sürelerimiz yarı yarıdan daha fazla fark ediyor. Büyük bir ambulans İzmir'de şehir içerisindeki vakalara yaklaşık 10 dakika içinde ulaşırken, biz vakalara 3-5 dakika arasında ulaşım sağlıyoruz ve erken müdahaleye başlıyoruz. Biz vakalara gittiğimiz zaman tepe lambalarımız açık, sirenlerimiz açık bir şekilde gidiyoruz ve diğer sürücülerden de bizleri daha çok fark etmelerini diliyoruz. Motosikletler trafik içerisinde biraz zor fark ediliyor diğer araçlar tarafından. Mesela ne kadar ambulans olsak da, sirenlerimiz açık olsa da fark edilmemiz biraz zor oluyor. Bizi gördükleri zaman bize sakince yol vermelerini, emniyet şeridini işgal etmemelerini istiyoruz. Çünkü çok kritik vakalara da gidebiliyoruz. Mesela geçtiğimiz aylarda Çevreyolu Bayraklı Tüneli'nde bir yangın vakası vardı. Oraya ilk ulaşan bendim. İlk gittiğim zaman içerisi zaten dumandan gözükmüyordu. Yani dışarıya kadar duman çıkmıştı. Emniyet şeridi işgal edildiği için normal bir ambulans gelemedi oraya. Öncelikle ben ulaştım. Olay yerindeki vatandaşların, yaralıların durumlarını değerlendirdim. Acil önceliklerini değerlendirip onları sıraya koydum. Ondan sonrasında olay yerine gelen ambulanslarla onların hastanelere sırayla nakil olmasını sağladım. Kriz anlarında, deprem zamanlarında, yangın zamanlarında, afet zamanlarında vatandaşlarımız çok panik oluyor. Sevdiklerine ulaşmaya çalışıp emniyet şeridini de bu yüzden ihlal ediyorlar. Farkında olarak ya da olmayarak belki kendi sevdiklerini de zor duruma düşürebilirler" açıklamasında bulundu.