Sorun tartıda değil obezitede!

Sorun tartıda değil obezitede!

Obezite, sadece tartıdaki rakamın büyüklüğü nedeniyle değil, aynı zamanda şeker hastalığından kansere, birçok ciddi hastalığa neden olduğu için de önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Biz de bir obezite merkezine konuk olduk, adım adım yapılanları gözlemleyip, sizlere aktarmak istedik.

Dünya Sağlık Örgütü, obezite sorununu 21. yüzyılın en önemli sağlık sorunu olarak kabul ediyor. Dünyadaki gelişmiş bütün ülkelerde olduğu gibi şişmanlık, ülkemiz için de giderek artan bir toplumsal sağlık sorunu oluyor. Günümüzde tedavi edilebilir bir hastalık olan obezite, başta tip 2 diyabet olmak üzere hipertansiyon, kalp damar hastalıkları (kalp krizi, inme başta olmak üzere damar tıkanması ile seyreden pek çok hastalıklar) ile meme, prostat, rahim ve kalın bağırsak kanseri oluşumunda da önemli bir risk faktörü olarak gösteriliyor. Ayrıca kireçlenme, safra kesesi taşı oluşumu, reflü, varis hastalıkları, kadınlarda âdet düzensizlikleri, kısırlık, doğum zorlukları, uyku apne sendromu, uyku bozuklukları ve depresyon dâhil pek çok rahatsızlığın oluşumunda obezitenin ciddi etkisi bulunuyor.

Endokrinolojik değerlendirme
Memorial Hastanesi Kilo Kontrolü ve Obezite Tedavi Merkezi’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Kağan Güngör, “Obezite, basit anlamda fazla kilo anlamına geliyor. Fakat aslında obezite, insan vücudundaki yağ oranının artmasıyla ortaya çıkıyor. Normal değerlerde erkeklerde vücudun yüzde 25’inin, kadınlarda ise yüzde 30’unun yağ olması gerekiyor. Bu rakamlar aşıldığında ise obezite ortaya çıkıyor” diyor. Her şişman obez olmuyor. Obez denilmesi için vücut kitle indeksi, yani boyun kiloya oranı ortaya çıkarılmalı.Vücut kitle indeksi, vücut ağırlığının kg. cinsinden değerinin boyun metre cinsinden değerinin karesine bölünmesi ile (kg/m²) hesaplanıyor. Örneğin 70 kilo ve boyu 1.70 olan birinin beden kitle indeksi: 70: (1.70x1.70)=24.2’dir. Ortaya çıkan sonuç 18.5-25 arasında normal, 25-30 ise kilolu, 30’dan fazlaysa obez olarak kabul ediliyor.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. E. Yasemin Sancak, obezitenin artma nedeninin teknolojinin artmasıyla ortaya çıkan hareketsizlik ile daha fazla rafine edilmiş besinlerin tüketilmesi olduğunu belirtiyor. Sancak: “Stres faktörü de devreye girince, hormonal dengeler etkileniyor ve kilo kontrolü içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Şok diyetleri uygulamak da kişileri kilo almaya itiyor. Çok zorlanarak yapılan genellikle yasaklarla psikolojik olarak da baskı altında hissedilen diyetler daha kolay kilo alınmasına neden oluyor.”

Dyt. Yasemin Sancak, obezite tedavisinde izlenen basamakları şöyle sıralıyor: Neler yapılması gerekiyor?
● Öncelikle kişinin metabolizma hızının ölçülmesi gerekiyor. Herkesin enerji ihtiyacı farklı olduğu için kişiye özel beslenme programının birinci basamağı, metabolizma hızını yani kişinin oksijen tüketiminin ölçülmesi oluyor. 10-15 dakika süren ölçümde, ağız ve burun bir maske ile kapatılıyor. Tüm solunum tek merkezden yapılıyor ve kişinin oksijen tüketim kapasitesine göre metabolizma hızı ölçülüyor.

● Detaylı vücut analizi yapılıyor. Özel vücut analizi cihazıyla, kişinin vücut ağırlığı, yağ oranı ve miktarı, bölgesel yağ dağılımı, kas ağırlığı, su oranı, kemik mineral oranı, 3. boşluk sıvısı (ödem) miktarı, metabolizma yaşı, deri altı ve organ çevresi yağlanması gibi pek çok değer ölçülüyor. Bu ölçümler her görüşmede yapılarak, kişinin kilo takibi buna göre şekillendiriliyor.

● Hastanın yaşam şekli ve beğenileri göz önüne alınarak, kolaylıkla uygulayabileceği, kendini tüm gün tok ve enerjik hissetmesini sağlayacak, sağlıklı ve kalıcı kilo yönetimi programı hazırlanıyor.

● Hastalara beslenme eğitimi veriliyor, düzenli eğitimler ve toplantılarla doğru bildikleri yanlışlar düzeltiliyor, kalıcı kilo kontrolü sağlanıyor.

Çok fazla yemek yemenin altında depresyon ve stres gibi nedenler de bulunuyor. Yemek yemeyi duygusal bir anestezi olarak düşünmek gerekiyor. Uz. Psikolog Nilgün Hasan, “Yemek yerken olumsuz düşüncelerden uzaklaşılıyor ve tat alma duyusu uyarılarak ilgi ağzın içindeki lezzete yöneliyor. Obez kişiler, bu duygularla başa çıkmak için yemek yiyorlar” diyor.

Davranış terapisti


Kalıcı kilo kontrolü sağlamak için psikolog ve psikiyatrdan da destek almak gerekiyor. Yeme davranış bozuklukları, kilo aldıran psikolojik sorunlar, depresyon, davranış terapileri ve gerekli tedavilerle sorunlar iyileştirilirken, motivasyon sağlanmaya çalışılıyor. Memorial Hastanesi Kilo Kontrolü ve Obezite Tedavi Merkezi Uz. Psikolog Nilgün Hasan, “Obez insanlar genelde sosyal hayatta geri planda kalmak gibi sorunlar yaşıyor. Geri planda olmak içlerine kapanmalarına neden oluyor. Eve kapanıp, hareketsiz bir yaşam süren kişiler, daha çok yemeye motive oluyor. Bu davranışları değiştirmeye yönelik çalışmalar yapılıyor. Dışarıya çıkmaya motive etmek, yeme davranışını değiştirmek gibi” diyor. Kilo verme sürecinde hastalar çok çabuk vazgeçebiliyor. Daha önce birçok diyet denemiş oluyor ya da yanlış uygulamalar yapılmış olabiliyor. “Ya hep ya hiç” diye düşünen obez kişiler, “Bir çikolata yedim bütün diyetim bitti” diye düşünerek tekrar yemeye başlayabiliyor. Terapilerde motivasyonlarının bozulmaması, kendilerine affedici davranmaları öneriliyor. Yemek yemek yerine problemlerini ne şekilde çözebilecekleri konusunda destek veriliyor.

Obezite nelere yol açıyor?
● İnsülin direnci
● Şeker hastalığı
● Hipertansiyon
● Kalp damar hastalıkları (kalp krizi)
● Hiperlipidemi- (Trigliserid yüksekliği)
● Metabolik sendrom
● Safra kesesi hastalıkları
● Bazı kanser türlerinde artış: kadınlarda safra kesesi, endometriyum, over (yumurtalık) ve meme kanserlerinde erkeklerde kolon (kalın bağırsak) ve prostat kanserinde artış
● Osteoartrit (kireçlenme)
● Kas iskelet sistemi hastalıkları
● Felç (inme)
● Uyku apne sendromu
● Karaciğer yağlanması
● Astım
● Solunum yetersizlikleri
● Doğumda anne ve bebek komplikasyonları
● Menstruel düzensizlikler ve infertilite (kısırlık)
● Hirsutismus (kadınlarda tüylenme)
● Polikistik over sendromu
● Operasyonlar için artmış operasyon riski
● Psikolojik bozukluklar (yeme davranış bozuklukları)
● Cilt hastalıkları ve yumuşak dokularda enfeksiyonlar
● Sosyal hayatta zorluklar

Egzersiz aşaması
Hiç hareket etmeyen, her yere arabayla giden bir kişiyi bir anda haftanın dört ya da beş günü spora göndermek çok da mümkün olmuyor. Bunun için önce değişiklik sağlanıyor sonra egzersize motive ediliyor. Kişinin egzersiz kapasitesi belirlenerek, kilo kontrolü, beden sağlığı ve varsa sağlık problemlerine uygun, vücudun ihtiyacı olan program öneriliyor ve düzenli egzersiz alışkanlığının kazandırılması gerekiyor. Memorial Hastanesi Kilo Kontrolü ve Obezite Tedavi Merkezi Fitness Danışmanı İlter Faik Kaya, “Obez kişiler, düşük tempolu uzun süreli yürüyüşlerde önce tamamen yağları yakmaya başlıyorlar. Obezlerin çok ciddi silahları yani kiloları var. Kilolu biri koşu bandına çıktığında zayıf bir kişiye oranla daha hızlı kalori yakmaya başlıyor. Çok hızlı ve yoğun bir program yerine, 30 dakikalık bir yürüyüşle sadece yağlarını yakabiliyorlar” diyor. Obez kişilerin spor yapmaya başlaması ise çok kolay olmuyor. Bu nedenle obezlik sorunu yaşayan bir kişiye kalp ritmi, nabız aralığı, ne kadar yağ yakacağı, kaç dakika aralıklarla dinleneceğinin söylenmesi gerekiyor.

Metabolizmayı hızlandırmak için
● Sık yemek yemek gerekiyor. Günde en az altı öğün yemek sık yemenin kurallarından biri olarak kabul ediliyor.
● Hareket etmek çok önemli; çünkü egzersiz yapıldığında 24-48 saat içinde metabolizma daha hızlı çalışıyor. Özellikle kış aylarında düzenli egzersiz yapmak yavaşlayan metabolizmayı hareketlendiriyor.
● Bol sıvı tüketimini de atlamamak gerekiyor. Günde en az 1.5 litre su içmek metabolizmanın hızlandırılmasına yardımcı oluyor.

1/7