Botoks ve estetik yerine nefes

”İyi nefes almanın karşılığı olabilecek hiçbir vitamin, ilaç veya yiyecek yoktur.” Çünkü doğru nefes almanın yararları saymakla bitecek gibi değil.

”İyi nefes almanın karşılığı olabilecek hiçbir vitamin, ilaç veya yiyecek yoktur.” Çünkü doğru nefes almanın yararları saymakla bitecek gibi değil.

Botoks’a ya da bazı estetik ameliyatlara gerek kalmadan bedeninizi gençleştirebilmek ise bunlardan sadece biri. Üstelik yan etkisiz.

Doğru nefes almanın pek çok yararı var. Nefesinizi doğru kullanmaya başlar başlamaz hem bedeninizde, hem manevi hayatınızda pek çok değişiklikler oluşmaya başlıyor. Bunlardan biri, botoks’a ya da estetik ameliyata gerek kalmadan bedeninizi gençleştirebilmeniz. Uygun nefes teknikleri kullanarak estetik cerrahinin yerine doğal güzelleşme ve yılan zehiriyle gerçekleştirilen botok’sun yerine doğal gençlik sağlayabilirsiniz.

Kabul edin ki, nefes almayı pek önemsemiyoruz. Farkında değiliz; ama onu önemsememek sağlığımıza ve gençliğimize maloluyor. Ne mutlu ki onu şu andan itibaren doğru yapmaya başlayabilirsiniz. Böylece hem sağlığınızı kontrol altına alabilir; hem de pek çok ödül kazanabilirsiniz. Hayır, bu bir şaka değil.
Kitabında kadınların cilt kırışıklıklarını gidermek için başvurdukları botoks uygulamalarının sağlığa uygun olmayan sonuçlarından bahseden ve en doğal botoks etkisinin nefes terapileriyle oluşturulabildiğinin altını çizen Mustafa Kartal anlatıyor:
“Biliyorsunuz ‘Botox’, ‘Clostridium Botulinum’ adlı bakteriden elde edilen bir toksin. Bu toksin kırışık bölgede cilt altına yerleştirilen katkı maddesi olarak, sinir uçlarında iletimi sağlayan maddelerin salınımını engelliyor. Bu nedenle botoks yaptıranlar anlamsız bir yüze sahip olarak, duygusuz ve depresif görünebiliyorlar. Mustafa Kartal, nefes teknikleri ve eğitimleri konusunda Türkiye’deki birkaç yetkin isimden biri. Bu konuda araştırmaları, biri yayınlanmış, diğeri yayına hazır iki kitabı bulunan ve Türkiye’nin her yerinde seminerler veren Mustafa Kartal, botoks etkisi oluşturan tekniğin adının, “holotropik nefes terapisi” olduğunu söylüyor. Bu uygulama hızlı, tempolu ve derin diyafram nefesleriyle çok kısa zamanda kanda yüksek oranda oksijen biriktiriyor. Çalışma vücuttaki oksijen ve karbondioksit dengesi üzerinde “hipoksi dengelenmesi” sağlayarak; alkali dengeleri ve vücut kimyasalının değişmesine yol açıyor. Cilt üzerindeki iyileşmeler, değişimin ilk sonuçlarından biri.




Genç Bir Beden, Sıfır Yan Etki

Hiç bir yan etkisinin olmamasına karşılık; botoks ve bazı estetik ameliyatların yerine geçebilecek holotropik nefes çalışmasının etkisi saatler ve günlerce devam ediyor. Çalışmayı yapan herkes, odaklanması ve uygulamadaki başarısı oranında pozitif sonuçlar yaşıyor. Nefes tekniklerinin yaşamın bütününe yayılması ve düzenli aralıklarla tekrarlanması sonucunda ise etki büyüyor ve uzun süre kalıcı hale geliyor.
Holotropik çalışmalar bütün eski botoks ve kimi estetik uygulamalarını tüm dünyada yavaş yavaş geçersiz kılıyor. Böylece yan etkisi olan, sağlığa zararlı botoks ve bazı estetik uygulamaları, yan etkisi olmayan, hiçbir yabancı maddeyi vücuda almaya gerek bırakmayan ve maliyeti sıfır holotropik nefes çalışmalarıyla yer değiştirmeye hazırlanıyor. Bir çok faydalı tesiri gözlenen holotropik çalışmalar, en yoğun etkisini cilt üzerinde gösteriyor.
Dünya üzerinde de pek çok benzeri yaşanan bu çalışmalar gösteriyor ki nefesini kontrol etmeyi başaran insan; kendini daha iyi tanıyor, potansiyelini daha doğru kullanıyor.

Neden Doğru Nefes Alıp Vermeliyiz?

Acaba doğru nefes alıp vermenin bir standardı var mı? Bu sorunun yanıtını Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarında bulabiliriz: “Ciğerleri dakikada 4 ile 6 litre arası havayla doldurmak ve nefes alıp verirken göğüs yerine diyaframı hareket ettirmektir.”
Aslında her tür estetik kaygı bir yana, ruhsal ve fiziksel sağlığınız için de doğru nefes almayı öğrenmelisiniz.
İşte nefes’le ilgili bilmeniz gereken birkaç önemli nokta:
Binlerce yıllık kadim öğretiler gösteriyor ki, her tür fiziksel rahatsızlığın arkasında hatalı nefes almak yatıyor.
Her tür ruhsal rahatsızlığın arkasında da hatalı nefes almak yatıyor.
Kendini ifade etme ve sosyal etkileşme kapısı olarak nitelendirilen beşinci ve altıncı çakralar; yani “larenks”, “farenks” ve “sinüs boşlukları” nefesle doğrudan ilişkililer.

“Solar plexus” denilen yaşama tutunma ve hayatı algılama kapısının bulunduğu bölgede yer alan; aynı zamanda nefesi doğru kullanırken çok ihtiyacımız olan diyafram, üçüncü ve dördüncü çakralarla doğrudan ilişkili. Bu bölgeler karaciğer, dalak, mide, böbrek ve akciğerlerin sağlığıyla da doğrudan ilgili enerjileri taşıyorlar.
Daha ileri gitmek isteyenler için “nirvanaya varmak”, “kundaliniyi yakmak”, “astral çıkış yapmak” gibi farklı deneyimler için de nefesi doğru kullanmak ilk şart.
Heyecan, hırs ve öfke gibi sizi aniden kontrolüne alan duyguların esiri olmaktan diyaframınızı doğru kullanıp doğru nefes almayı öğrenerek kurtulabilir; böylece her durumda dengede kalmayı başarabilirsiniz. Yaşamını sesini kullanarak sağlamak zorunda olan konuşmacı, öğretmen ve şarkıcı gibi kişilerin seslerini daha iyi kullanmaları ancak doğru nefes almalarıyla mümkün. Diyaframınızı kullanarak doğru nefes alabilirseniz; çok az hava ile büyük bir basınç oluşturabilir, yani çok az bir kuvvetle çok büyük ses yoğunluğu elde edebilirsiniz. Havada bulunan chi/ prana enerjisini, düzenli ritmik nefes alış verişlerle beynin sağ ve sol lopları üzerinde manyetikleşme oluşturarak, zihninizin duyular dışı algılama fonksiyonlarını artırabilirsiniz.

Diyaframınızı kullanarak doğru nefes aldığınızda düzgün ses dalgaları oluşturup sesinizin üzerine düşünce enerjisi ilişkilendirip, güzel oluşumlara, pozitif dalgalanmalara, negatif astral enerji çözülmelerine ortam sağlayabilirsiniz.

“Diyafram nefesi” almaya başladığınızda sindirim ve boşaltımda rahatlama, cinsel aktivitede iyileşme görebilirsiniz.

1/6