23 Aralık 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa5°C
  • Antalya10°C
  • İzmir10°C

YARIM GÜN SAĞLIK HİZMETLERİ SUNUMU OLURMU?

Dr. Feza Şen

31 Ocak 2008 11:26

Aslında çalışma düzeninin tam gün adı ile tartışılması bile iyi düşünülmelidir. Kamuoyunun görüşüne açılan taslağın Bakanlığın üzerinde tartıştığı kaçıncı versiyon olduğunu bilmek lazımdır.

Taslak aleni tartışmaya açılmadan önce yapılan görüşmelerde özel sektör lehine yapılacak düzenlemelerden bahsedilmiş ve fulltime özel sektörde çalışacak hekim arkadaşlarımızın özel sağlık kurumları arasında birden fazla sağlık kurumunda çalışabileceği yönünde idi. Dolasıyla bu taslak da görüşülen konuların yer almadığını gördük.

Bu taslağın yasalaşması tabii ki kanun koyucu idarenin inisiyatifindedir ve kanunlaşabilir ama çözüm müdür?

Tamgün yasası ile istenen, sistemin daha verimli çalışmasımıdır yoksa yasa ile kaos oluşturmakmıdır.
Tam gün ile kaos oluşmamasının cevabı ise matematiksel bir işleme dayanıyor.
Çünkü; hizmet sunan kamu ve özele ait sağlık kuruluşu sayısı, ülke genelinde hekimlerin homojen dağılımı, üretilen hizmet sayıları ve en önemlisi ihtiyaca cevap verecek uzman hekim sayısıdır.
Bugün itibari ile verilen hizmet sayılarının toplamını sağlayan uzman hekim sayısı, yani üniversiteler hariç kamu ve özel sağlık işletmelerinde tedavi basamağında çalışan uzman hekim sayısı 35000 civarındadır. Bu rakamda kamu 23-24 binlerde diğerleri ise özeldedir. Burada da kritik önemli olan kamu da çalışan uzman hekimlerin % 38 parttime konumdadır ve sayı 8500 civarıdır. Bu sayı total uzman hekim sayısının yaklaşık 1/3 ü gibidir.
Kısaca Tamgün yasası ile önemli bir miktar üretim yapan partime işgücü özelde çalışamayacağı için atıl hale gelecektir.
Nedeni de partime hekimler özel sağlık sisteminde hasta kabul etmektedir yani hastaları onların kamu sağlık kurumlarında varlıklarını bildiği halde o hekimlerle özel sağlık sunulan ortamda bir araya gelmektedir.
Bu gerçekler ile yüzleşmemiz ve özel sektör lehine sonuçlanacak bir tartışmanın tamgün yasası tartışması ile sonuçlanacağını düşünüyorum.
Elimizdeki taslak 15 madde olmasına rağmen, aşağıda belirttiğim maddeler haricindekiler sistemin işlerliğini sağlamak için diğer yasalarla çelişki oluşturmasın diye düşünülmüştür.
 
Yasa taslağındaki çakışmalara gelince,
 
1. “MADDE 5.- 04/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 36 ncı maddesinin (a) fıkrasının (2) numaralı bendine aşağıdaki alt bent eklenmiştir.“d) Kısmi statüde görev yapmakta olan 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin (III) numaralı bendindeki sağlık hizmetleri sınıfında (hayvan sağlığı hariç) sayılan meslek unvanlı profesör ve doçentler, özel kanunlarla belirlenen görevler ile araştırma-geliştirme faaliyetleri ve telif hakları hariç olmak üzere, yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde ücretli veya ücretsiz hiçbir suretle mesleklerini icra edemezler.” İle MADDE 9.- 1219 sayılı Tababet ve Şua batı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 12 nci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bir tabibin, ikametgâhı müstesna olmak üzere müteaddit yerlerde muayenehane açarak icrayı sanat etmesi ve muayenehane açan tabibin başka bir sağlık kuruluşunda meslek icrasında bulunması memnudur.”Çelişkilidir.
Akademik kariyeri olanlar için tarif ücretli ve ücretsiz olarak net ifadeye çalışılmışken, kamu ve özel sağlık kurumlarında çalışan hekimlerin ikametgâhları hariç ifadesinde aynı netlik yok gibidir. Buna göre ikametgâh da hasta bakımı tamgün olunsa da mümkün müdür?
2. Madde 9’un kendi içinde çelişkileri mevcuttur.
2.1- Muayenehane açanın başka sağlık kuruluşunda çalışamaması tanımı ile muayenehanesi açmayanlar için birden fazla sağlık kuruluşunda çalışmaya izin tanınmaktadır.
2.2- Ayrıca bu tanıma, başka bir kelimelerinden sonra gelmek üzere “ kamu “ sözcüğü eklenmesi ile özel sağlık sunucularının mağduriyeti giderilmelidir ve sadece muayenehanesi olan özel bir hekimin başka bir özel sağlık kuruluşunda çalışması sağlanmalıdır.
2.3- Müteaddit yerlerde tanımı belediye sınırları ile belirlenmelidir yoksa ilçe sınırlar dışında yani il sınırları içinde muayenehane açabilir algısı yaratmaktadır.
2.4- Başka sağlık kurumunda çalışmasının yasaklanması ile hekimlerin verimli kullanılması engellenmektedir. Sadece özel sektörde çalışan bir hekim için diğer bir özel sağlık kurumunda çalışmasına izin verilmelidir. Ve bu izin hizmet verilen sağlık kuruluşlarının ölçekleri açısından da önemlidir. 100 yatak üzerinde olan bir hastanenin laboratuar hizmetleri ile 30 yatak civarında olan hastaneler ile dal ve tıp merkezlerinin laboratuar hizmetleri çıktı sayıları eşit değildir. Ufak yapılarda aynı uzman hekim birkaç laboratuardan sorumlu olmasının sağlık sonuçlarında negatif etkisi yoktur ama verimlilik yaratma da etkisi pozitiftir. Cerrahi dal ve tıp merkezlerinde bazı cerrahi müdahalelerin yapılması yasaktır ve o kuruluşlardaki cerrahi pozisyonlar için atıl kapasite oluşmaktadır. Oysa aynı cerrahi dal uzmanı cerrahi merkezde yapamadığı müdahalesini üst hastaneye götürüp yapabilmeli ve hukuki ameliyat ve diğer raporlara imza atmalıdır. Verimliliği ise tartışılmazdır. Ayrıca 3359 sayılı yasa verimliliğin sağlanması için bu hakkı Sağlık Bakanlığı’na tanımaktadır.
3- Oysa MADDE 12.- 22/05/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 81 inci maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “İşverenlerce işyeri hekimliği hizmetleri Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarından da alınabilir.”
3.1- Diyerek madde 9 ile çelişmektedir. İşyeri hekimliği ile kamusal alan dışında, kamuda fulltime olan bir hekimin çalışmasına izin verilmektedir. Fulltime yasası kanun yapıcı tarafından delinmektedir.
3.2- Muayenehane açan tabip başka bir sağlık kurumuna gidemezken, kamu da görevli bir tabibin işyeri hekimliğine gitmesi eşitsizlik oluşturmuyor mu?
3.3- Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşları denmekle sanki özel sağlık sunucularının hakkı yok algısı yaratılmaktadır. Tanımlama da “Sağlık bakanlığı’na bağlı” tanımı çıkarılmak suretiyle istenilen mana da verilmiş olurdu.
3.4- İşyeri hekimliği işçi sayısı ile orantılı bazı kurumlarda tam zamanlı çalışmaktadır. Bu birimlere kamu eliyle hekim sağlanması anlamı taşıyacaktır ki buda Sağlıkta Dönüşüm Programına aykırıdır. Program çerçevesinde yapılan düzenlemeler ile Kurum Tabiplikleri yok edilmişken tekrar konmaktadır.
3.5- İşyeri hekimliği kamu ya da özel sunum olarak tanımlanmamıştır. Üretilen hizmetin bedelinin taraflara ödenmesi hangi muhasebe dokümanı ile olacaktır? Döner Sermaye Alındısı ile bu hizmet bedeli ödenecekse kamu sağlık kuruluşu alanları dışında sağlık hizmeti sunumu özel isteğe bağlı talep edilen sağlık hizmeti değil midir? Talep özel ise, özel sağlık kurumları tanımda niye yoktur?
Tüm sağlık çalışanlarına tamgün sağlık hizmeti sunmaları adına, tamgün sağlıklı günler dilerim.
Dr. Feza Şen
Bursa Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri
0532 2778827
[email protected]
Yorumlar