22 Kasım 2024
  • Ankara11°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa8°C
  • Antalya14°C
  • İzmir17°C

TIPTA BÜYÜK VERİ ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

Medikal Muhasebe Köşesi

07 Aralık 2016 Çarşamba 16:57

03.12.2016 günü İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı (İSAR) tarafından Tıpta BÜYÜK VERİ Çalıştayı düzenlendi. Birçok ünlü hocalarımız tarafından büyük verinin (Big data) özellikleri, teknik, hukuki , ahlaki ve dini perspektifleri ele alındı. Burada en dikkatimizi çeken Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü, Proje ve Kaynak Geliştirme Birim Sorumlusu Sn.Umut Elmas tarafından anlatımı yapılan özel hastaneleride ilgilendirecek belli başlı birkaç konuyu ele alalım.

Yataksız hastane olur mu? 

Bu soru ilk duyulduğunda kulağa çok saçma gelebilir. Ancak dijitalleşmeyle sağlık sektöründe yaşanan devrimin sonucunda, hem hastanelerin hem de hastaların tüm tedavi süreçleri değişecek. Öncelikle başlıkta sorduğumuz soruya cevap vererek başlayalım. Evet, dijitalleşmeye yataksız hastanele olur. Hatta bunun ilk örneği hayata geçirildi. 

ABD’nin Missouri eyaletindeki Mercy Virtual Care Center, türünün ilk örneği. Çünkü 54 milyon dolara mal olan hastane dijitalleşmenin sağladığı avantajlarla tamamen yataksız olarak hayata geçirildi. Hastanenin en büyük özelliği ise gece gündüz hastalarına uzaktan sağlık hizmeti vermesini sağlayan çeşitli tele-tıp uygulamalarına ev sahipliği yapıyor olması. 330 çalışan, hastalar ile çift-yönlü, yüksek duyarlılıkta kameralar aracılığı ile iletişim kuruyor, onların hayati belirtilerini iPad’lerine takılabilen cihazlarla anlık olarak gözlemleyebiliyor. 

Mercy’s Virtual Care Center yakın zamanda kronik hastalıkları olan 250 hastaya kendi evlerinde uzaktan bakım hizmeti sağlamayı hedefleyen yeni bir sanal program başlattı. Programa dahil edilmiş hastalardan biri olan 80 yaşındaki Leroy Strubberg, çeşitli kalp hastası ve en yakın hastaneye bir saat uzaklıkta yaşıyor. Mercy’s Virtual Care Center olmasa Strubberg’in ayda iki kez hastaneye giderek kontrolden geçmesi gerekecek. Ancak Strubberg, bu yeni nesil hastaneye haftada iki kez iPad ile bağlanıyor. Doktorlarla görüntülü görüşme yapıyor. Ayrıca doktorlar Strubberg’e verilen bir giyilebilir cihaz ile kalp atışlarını uzaktan takip ediyor. Anormal bir durum görüldüğünde ise hastane yetkilileri Strubberg’i gidip yerinde muayene ediyor. Böylelikle hem hasta hem de hastane, zaman ve para kaybından kurtulurken daha etkili bir tedavi yönetimi izlenebiliyor. 

İşte bu yukarıdaki bilgilere istinaden birkaç yıl önce hayatımıza giren ve şimdi ise Amerikada yazılım alanında finalde olan “E-Nabız Uygulaması” yeniliklerle karşımızda olacak. Kamu  hastanelerinde başlatılan tahlil , tetkik, radyoloji sonuç görüntüleme gibi işlemlere artık özel hastaneler de önümüzdeki yıllarda dahil edilecek. Yani örneğin Gaziantep’te çekilen bir MR sonucunu İstanbul’da özel hastanede ki bir doktorda görebilecek. Ayrıca ortak bir görüntüleme havuzu getirilecek. Bütün görüntülemeler ortak bir havuzda toplanılacak hangi hastalıkta ne tür tedavi yapılabileceğinin bilgisi de bu ortak havuzdan yardım alarak yapılabilecek. Artık ülkemiz sağlıkta da dijitalleşmeye büyük adımlar atarak ilerliyor.

Barış Gökbulak

Yorumlar