23 Aralık 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa4°C
  • Antalya11°C
  • İzmir9°C

TAMGÜN YASASI SAĞLIK SİSTEMİNİ KİLİTLİYOR

Prof.Dr. Paşa Göktaş

07 Aralık 2010 Salı 18:52

TAMGÜN YASASI’ NDA ANAYASA MAHKEMESİ KARARI:

HUKUK, HAKSIZLIĞA KARŞI EN BÜYÜK GÜVENCEDİR !

 

            Tamgün Yasası Sağlık Sistemini Kilitliyor

            Tamgün Yasası, ilk bakışta halka hoş gösterilmekle birlikte, gerçekte sağlık sisteminin ellerini ve ayaklarını bağlamakta, sistemi katı bir kalıba sokmakta ve sistemin tüm esnekliğini yitirmesine neden olmaktadır.

            Şu anda sağlık sisteminde sorunlar giderek büyümektedir:

1-    Hekimler huzursuz ve mutsuzdurlar. Geleceklerine umutla bakamamaktadırlar.

2-    Hekimler aleyhine yıpratıcı ve haksız bir kampanya başlatılmıştır. Bu nedenle hekimler öfkeli ve tepkilidirler.

3-    Üniversite hastaneleri, getirilen kısıtlamalar nedeniyle iflastadır. Mevcut sistemle de kurtulmaları zor görünmektedir.

4-    Özel sağlık sektörü, aleyhte düzenlemeler nedeniyle, iflas durumundadır. Karamsarlık ve çaresizlik egemendir.

5-    Muayenehane hekimleri aleyhlerine getirilen hukuk dışı ve haksız düzenlemeler ve yürütülen karalama kampanyaları nedeniyle tepkili, kızgın ve çaresizdirler.

6-    Sağlık Bakanlığı, tamgün konusunda eleştiri ve önerilere kapalı ve tek yönlü bir görüşü savunan, tarafsızlığını yitirmiş bir kuruluş görünümündedir.

7-    Sağlık giderleri, 7 yılda 10 milyarın altında miktarlardan 50 milyar TL civarına yükselmiş ve kaldırılamayacak düzeylere ulaşmıştır.

 

Sağlıkta kaydedilen olumlu düzenlemelere rağmen, bu düzenlemelerin Türkiye’ ye bedeli çok pahalıdır. Çok daha makul bütçelerle, daha etkin bir sağlık sisteminin yürütülebileceği ortada iken, olayın bu yönü görmezden gelinmektedir.

Mevcut politika, bu giderleri ve bedeli daha da yükseltmeye yönelik bir sarmalın içine sürüklenmiştir.

Böylesine, sağlık kesiminin sorunlarının derinleştiği ve sürdürülemez duruma sürüklendiği bir dönemde, Anayasa Mahkemesi Tamgün Yasası’ nın yürütmesinin durdurulmasıyla ilgili gerekçeli kararını açıklamıştır.

        

Anayasa Mahkemesi Gerekçeli Kararının Anlamı Nedir ?

1. Hukuk, her türlü yaklaşımın üstündeki en güvenilir terazidir. Hukuksal bakış ve yaklaşım farklı ve evrenseldir. Tamgün konusunda akıl dışı, haksız, aynı zamanda yüksek düzeyde baskı ve tehditle yürütülen, birilerinin kişisel ve politik hedefleri için aşırı politize hale getirilen ve neredeyse hergün bu doğrultuda kullanılan, hekimleri karalamaya dönüşmüş kampanya, hukuksal bakışın sağlam temellerine çarpmıştır.

 

2. Doktorlar ve yüksek öğretim elemanlarının özellikleri vardır. Bu meslekler, toplum için yaşamsal önem taşıyan, mesai kavramı olmayan, sürekli araştırma ve gelişmeye dayalı, ülkenin de büyük emek verdiği ve yatırım yaptığı mesleklerdir. Bu potansiyel, ülke için bir değerdir. Bu nedenle, bu potansiyelden toplumun tüm kesimlerinin en geniş şekilde yararlanması gereklidir.

Bu potansiyelin değerlendirilmesi, mesai kavramı ile açıklanamaz. Bilginin paylaşılması toplum ve kamu yararınadır. Mesai sonrasına yasaklama getirmekte herhangi bir kamu yararı görülmemiştir. Aksine, kamunun kaybı söz konusudur.

 

3. Düzenlemeler yapılırken, yalnızca kamu kurumlarının gereksinimleri değil, özel sektörün gereksinimleri de göz önüne alınmalıdır. Onlar da ülkenin bir potansiyeli ve değeridir. Kamusal hizmet üretiminin de paydaşlarıdırlar. Düzenlemeler onları da hizmetten alıkoyacak, çaresizlik içine itecek nitelikte olmamalıdır. Belirtilen stratejik meslek grubu ve akademik potansiyel, tüm ülke kurumları tarafından en geniş ölçüde değerlendirilmeli ve paylaşılmalıdır.

Tamgün Yasası ile getirilen kısıtlamalar, bu yaklaşımı kısıtlayıcı ve engelleyici niteliktedir. Dolayısıyla da kamu yararına değil, zararınadır.

 

 

 

4. Tamgün Yasası ile getirilen kısıtlamalar aşırı ve ölçüsüzdür. Çalışma hakkını kısıtlayıcıdır. Aynı zamanda, yaşam hakkını da tehdit edici boyuttadır. Bu nedenle, hukuksal yaklaşım yönünden kabul edilebilir nitelikte değildir.

 

SONUÇ

Anayasa Mahkemesi’ nin karar gerekçelerinin özeti böylece açıklanabilir.

Bu görüşler, yalnızca Anayasa Mahkemesi’ nin görüşleri değildir. Evrensel görüşlerdir. Her aklı başında ve sağduyulu insanların dile getirdiği ve savunabileceği görüşlerdir.

Nitekim, birkaç yıldanberi birçok insan, bu görüşleri dile getirmiştir. Ancak Sağlık Bakanlığı’ nda bulunan bir ekip, önerilere hep kapalı bir duvar gibi davranmış, giderek gerçeklere yabancılaşmıştır.

Bu konular akılcı bir diyalogla çözülemez miydi ? Olayı aşırı politize etmeye ve içinden çıkılamaz hale getirmeye gerek var mıydı ?

Soruları akla gelmektedir.

 

SAĞLIK BAKANLIĞI NE YAPMALI ?

Aynı doğrultuda yürüyemeyeceği açıktır. Mevcut yol, evrensel hukuk kurallarına çarpmakta ve geri dönmektedir. Yeni denemeler de başarısızlığa mahkum olacaktır.

Sağlık Bakanlığı, anlayışını kökten değiştirmek zorundadır. Şöyle ki:

1. Halkın olduğu kadar hekimlerin de, kamunun olduğu kadar özel sektörün de, tüm kesimlerin Bakanlığı olduğunu hatırlamalı ve onu göre davranmalıdır.

2. Uzlaşmayı ve paylaşmayı öğrenmelidir. Hekimler ve öğretim üyelerinin bilgisini, potansiyellerini ve emeklerini mesai kavramına bağlı olmaksızın, tüm kesimlerde en geniş şekilde sunmalarının önündeki tüm engelleri kaldırmalı, aksine bu potansiyelin verimliliğinin artırılmasını teşvik edecek düzenlemeler yapmalıdır.

3. Suçlamalarla kırılmış ve küstürülmüş, demoralize durumdaki hekimler tekrardan kazanılmalıdır. Hekimler aleyhine suçlayıcı kampanyalara son verilmelidir.

4. Politik çıkar beklentisiyle ağızda sakıza dönüşmüş olan muayenehane-hekim karşıtlığı edebiyatı bayatlamıştır ve artık kabak tadı vermektedir. Bu kampanya, artık kimseye oy ve destek sağlamaz. Aksine, geri tepen silah olma niteliğine dönüşmektedir. Bu nedenle, bu tür demode ve popülist söylemlere son verilmeli, namusuyla çalışan çok sayıdaki muayenehane hekimini rencide edecek söylemlerden uzak durulmalıdır.

Gereksiz ve anlamsız bir çizgide inatlaşmış ve kemikleşmiş, özellikle sağlık politikasının tepesindeki bir ekibin değişime uğraması mümkün müdür ?

Tabii ki kolay gözükmüyor.

Ama Sağlık Bakanlığı politikasında değişiklik kaçınılmazdır.

Umarız, bunu başarırlar.

Hekimler de, sağlık sistemi de, ülke de rahatlar.

 

 

           07/12/2010

                                                                                               Doç. Dr. Paşa Göktaş

 

e-mail   : [email protected]

Yorumlar