SUT FİYATLARINDA 12 YILDIR DÜZENLEME YAPILMAMASININ SONUÇLARI NE OLDU?
Prof.Dr. Paşa Göktaş
03 Ocak 2018 Çarşamba 13:02
SUT Fiyatlarında 2006’dan Beri Düzenleme Yapılmadı
Türkiye’deki kamu kurumlarının fiyatlarını belirleyen SGK’nın SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) fiyatlarında, 2006 yılından beri herhangi bir ciddi düzenleme yapılmamış durumdadır.
En azından, ben laboratuvar alanı ve laboratuvar sektörü adına bunu söyleyebilirim.
Diğer alanları çok iyi bilmiyorum. Ancak, laboratuvar alanını tüm ayrıntılarına kadar biliyorum ve bu alan adına konuşabilirim. Örneklemelerim de bu alan adına olacaktır.
Laboratuvar Alanı, Büyük Oranda Dışarıya Bağımlı Bir Sektördür
Laboratuvar alanı, %95 oranda dışarıya bağımlı bir sektördür. İleri teknolojiler gerektirmesi nedeniyle, bu alan ülkemizde gelişememiştir. Aslında, yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın çoğu ülkesinde böyledir.
Laboratuvar alanında temel ve ileri teknolojileri üreten firmalar, genelde belirli gelişmiş sanayi ülkeleridir. Dünyanın büyük çoğunluğu da gereksinimlerini bu ülkelerden sağlamaktadırlar.
Böyle olunca da, Euro ve USD’nin, yani dövizin fiyatı önem kazanmaktadır. Çünkü bağımlı ve ithal bir sektör olarak, laboratuvar alanında maliyetlerin ana kalemini cihaz ve kit fiyatları oluşturmakta ve bu maliyetler de dövize paralel olarak artmaktadır.
Örnek vermek gerekirse, SUT fiyatlarının son olarak güncellendiği 2006 yılında 1 USD= 1.43 TL, 1 Euro= 1.80 TL’dir. Yani bugün itibariyle USD’de 2006 yılına göre %272, Euro’da %251 artış gerçekleşmiş durumdadır.
Bu demektir ki, 2006 yılından bugüne kadar laboratuvar girdi maliyetleri ortalama olarak %260 oranında artmış bulunmaktadır.
DÜZENLEME YAPILMAMASININ SONUÇLARI NE OLDU?
Öncelikle, SUT fiyatlarında düzenleme yapılmamasının ortaya çıkardığı sonuçları gözden geçirelim.
1. Özel Laboratuvarlar Ortadan Kayboldu
2006 yılında, Türkiye’de toplam olarak 2000 civarında özel laboratuvar bulunmaktaydı. Bugün itibariyle bu sayı 110 civarlarına gerilemiş durumdadır. Bunların 30’u da, birkaç laboratuvarın şubelerinden oluşmaktadır.
SGK’nın belirlediği SUT fiyatları, sağlık sektörünün neredeyse %90-%95’inin kullandığı ana parametredir ve sağlık alanındaki tüm kuruluşları etkilemektedir.
Özel laboratuvarların sağlık alanından silinmesinin tek nedeni SUT fiyatlarındaki düzenleme değildir. Ana nedenlerden birisi, SGK’nın özel laboratuvarlarla doğrudan sözleşme yapmamasıdır. Önemli nedenlerden birisi de, dolaylı olarak SUT fiyatlarında düzenleme yapılmamasıdır.
2. Medikal Firmalar Ortadan Kayboldu
2006 yılında, Türkiye’de laboratuvar alanında faaliyet gösteren irili ufaklı binlerce medikal firma bulunmaktaydı. SUT fiyatlarında düzenleme yapılmaması yanında, getirilen diğer düzenlemeler nedeniyle, bu alanda çalışan medikal firmalar yaşayamaz hale geldiler. Çoğunluğu iflas etti ve piyasadan çekildiler.
Binlerce firma kayboldu.
Şu anda faaliyetini sürdürme çabasındaki bir avuç firma da, güç koşullarda ve borç-harç içinde yaşamaya çalışmaktalar.
Onların da bu koşullar altında fazla yaşayamayacakları açıkça görülmektedir.
3. Üniversite Hastaneleri Çöktü
Üniversite hastaneleri, SUT fiyatlarında düzenleme yapılmamasının en önemli kurbanlarından birisi durumundadır.
Üniversite hastanelerinin iflasa sürüklenmesinin tek nedeni kuşkusuz SUT fiyatlarında düzenleme yapılmaması değildir. Ancak, en önemli nedenlerden birisidir.
Çünkü, üniversite hastaneleri genellikle diğer sağlık kuruluşlarından farklı olarak, bir kademe daha ileri teknoloji kullanan, diğer yerlerde yapılamayan işleri yapan kuruluşlar olmak durumundadırlar. Dolayısıyla da, laboratuvar testleri onların en önemli gelir kalemlerinden birisi durumundadır. Bu kanal çalışmamaya başlayınca, üniversite hastanelerinde de gerileme başlamıştır. Diğer olumsuz faktörlerle de birleşince, hemen hemen tüm üniversite hastanelerinde iflas durumu gerçekleşmiştir.
4. Uzmanlık Eğitimi Gerilemiştir
Üniversite ve eğitim-araştırma hastaneleri temel ve yeni teknolojileri kullanmaktan mahrum hale gelince ve kendini güncellemeyince, asistan ve uzmanlık eğitimi de gerilemeye başlamıştır. Giderek üniversite hastaneleri laboratuvarları temel işlevlerini de yerine getiremez hale gelmişler, yetersiz SUT birim fiyatları nedeniyle, cihaz ve test alamamaya başlamışlardır. Şu anda, hem yetersiz SUT fiyatları nedeniyle, hem de ödeme sorunları nedeniyle üniversite hastanelerinin ihalelerine girebilecek firma bulunamamaktadır.
Üniversite hastaneleri laboratuvarları fiilen çökmüş durumdadır. Altyapı sürekli gerilemekte, çoğu testten adım adım vazgeçilmekte, birçok yöntem terkedilmeye başlanmaktadır.
Bu durum da, asistan ve uzmanlık eğitimini etkilemektedir. Artık yeni uzmanlar neredeyse bir RİA yöntemini, hemaglutinasyonu, yer yer İFA ve ELISA yöntemini, nefolometreyi hiç görmeden uzman olmaktadırlar.
5. Sektör Büyük Ölçüde Yabancıların Eline Geçmiş Durumdadır
Maalesef sağlık alanındaki laboratuvar sektörü büyük ölçüde yabancıların eline geçmiş durumdadır.
Savunma ve telekomünikasyon alanlarında Türkiye, haklı olarak bu alanların yabancıların eline geçmesini engelleyen adımlar atmaktadır. Bu durum, tamamiyle doğru bir stratejidir.
Bizce, sağlık alanı da stratejik sektörlerden birisidir ve yabancıların eline terkedilecek bir alan değildir.
Ancak, sağlık alanında ulusal bir stratejinin varlığından söz etmek mümkün değildir.
Ne Sağlık Bakanlığı, ne de SGK’nın politikalarında böyle bir yaklaşım göremiyoruz.
Görev alan yöneticilerde de böyle bir yaklaşımın yansımalarını göremiyoruz.
Aksine, yabancı hayranlığı ve kültürel erozyon oldukça yaygın durumdadır.
Bu durum, uygulamalara da yansımış bulunmaktadır.
Desteklenmeyen, aksine horlanan ve baskı altına alınan özel laboratuvarlar ortadan silinmiş durumdadır. Laboratuvar alanının şu anda büyük çoğunluğu, yabancı ve özellikle de Alman kökenli laboratuvarların eline geçmiş bulunmaktadır.
Türk kökenli medikal firmalar da aynı durumdadır. Çoğu batmış ve iflas etmiştir. Az sayıdaki yerli laboratuvar firması da borç-harç içinde yaşam savaşı vermektedir.
Laboratuvar alanında faaliyet, büyük ölçüde “ Dört Büyükler” denilen uluslararası dev ölçekli yabancı firmaların tekeline geçmiş durumdadır. Aslında, onlar da SUT fiyatlarının güncellenmemesi nedeniyle Türkiye’den mutlu değillerdir. Karlılıkları kalmamıştır ve onlar da zarar etmektedirler. Ancak, uluslararası rekabet güçleri nedeniyle, zarar da etseler dayanabilecek güçleri vardır ve Türkiye’de olmayı stratejik olarak sürdürmektedirler.
Ancak yerli ve Türk kökenli kuruluşların böyle bir gücü ve olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle de ya iflas ederek piyasadan kaybolmakta, ya da yabancılara satılarak teslim olmaktadırlar.
Özel hastanelerin de aynı durumda olduğunu görüyoruz. Daha çok bilinen özel hastane zincirlerinin büyük çoğunluğu, artık yabancı sermaye fonlarının eline geçmiş bulunmaktadır.
Maalesef sonuçta gelinen nokta bu şekildedir.
SUT’TA 12 YILDANBERİ NEDEN DÜZENLEME YAPILMADI?
1. Güçsüzleşen Laboratuvar Sektörü Sorunlarını Anlatamadı
Bir konunun anlatılması ve uygulama alanına aktarılabilmesi için, güçlü bir sektöre ve lobiye gereksinimi bulunmaktadır.
Laboratuvar alanında bulunan kesimler, bu yönden oldukça yetersiz kalmışlardır.
Uygulanan garip ve hatalı sağlık sistemi sonucunda, 2000 civarındaki tıbbi laboratuvar sayısı 100 civarına gerilemiş ve özel laboratuvarlar önemli bir güç olmaktan çıkmış durumdadırlar.
Bu alanda çalışan diagnostik firmaların sayısı oldukça azalmış ve sektör olarak zayıflamış durumdadırlar.
Daha etkili bir lobisi olan özel hastaneler de, SUT fiyatlarına ek olarak verilen %200 fark alabilme hakkını aldıktan sonra, bu yöndeki taleplerini gevşetmiş durumdadırlar.
Laboratuvar alanında kurulu bulunan uzmanlık derneklerinin yöneticileri de genelde memur durumunda olup, bu konunun önemini algılamaktan uzak durumdadırlar ve dar bir kalıp içinde oyalanmaktadırlar.
Böyle olunca da, konuyu doğru biçimde ortaya koyabilecek ve sorunlarını aktaracak kesimler etkili bir güç oluşturamamış, Sağlık Bakanlığı ve SGK üzerinde yeterince etkin olmamışlardır.
2. Sağlık Bakanlığı Uzun Süre Diyaloğa Kapalı Olarak Yönetilmiştir
Maalesef Sağlık Bakanlığı, en uzun süre görevde kalmakla övünen bir Sağlık Bakanı tarafından 12 yıldan uzun süreli diyaloğa kapalı şekilde yönetilmiştir. Bu Sağlık Bakanı döneminde neredeyse hiçbir öneri dikkate alınmamış, tüm uygulamalar tepeden inmeci biçimde dayatılarak getirilmiştir.
Diyalog, tartışma ve fikir alışverişinin olmadığı bir ortamda doğru çözümler geliştirilemez.
Sağlık Bakanlığı, uzun süre böyle bir anlayışla yönetilmiş ve sonuçta da, dünyadaki diğer örneklerine hiç uymayan, yanlış yapılanmış, içinden çıkılmaz hale gelmiş ve büyük sorunları bulunan bugünkü garip sağlık sistemi ortaya çıkmıştır.
Bu dönemin, Türkiye için kayıp yıllar olduğu zamanla daha iyi anlaşılacaktır.
Dolayısıyla, bu dönemde getirilen öneriler de dikkate alınmamış ve SUT düzenlemeleri hep ertelenegelmiştir.
3. Sağlık Bakanlığı, Bu Yönden Görevini Yapmamıştır
SGK, uygulayıcı bir kuruluştur. Önüne gelecek konuların bilimsel zeminde tartışılması, gerekçelerinin olgunlaştırılması ve uygulamaya geçirilmesi yönünde bir konsensus oluşması gerekmektedir.
Bunu öncelikle yapması gereken de, en büyük sağlık örgütü olarak Sağlık Bakanlığı’dır.
Sağlık Bakanlığı, SUT düzenlemesi yönünden bu görevini gereği biçimde yerine getirmemiştir.
Halbuki, örneğin laboratuvar alanı yönünden konuyu ele almak gerekirse, Sağlık Bakanlığı Tıbbi Laboratuvar Hizmetleri Dairesi’nin her yıl düzenli olarak mevcut kullanılan laboratuvar test listesinin hem güncellenmesi yönünden, hem de fiyat analizleri yönünden düzenli ve sistematik çalışmaları olması gerekmektedir.
Cılız uygulamalar dışında, bu görev gereğince yerine getirilmemiştir.
Böyle olunca da, SGK’nın önüne Sağlık Bakanlığından yeterince olgunlaşmış ve inandırıcı öneriler gelmemiştir.
Diğer kesimlerden gelen öneriler de dikkate alınmamıştır.
4. Sağlık Bakanlığı ve SGK’da Kurumsal Bir Yapı Yoktur
Ne Sağlık Bakanlığı’nda, ne de SGK’da yeterince kurumsallaşmış bir yapı oluşturulmamıştır.
Öncelikle Sağlık Bakanlığı’nın, son 15 yıldanberi oldukça kötü yönetildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu derece sık yönetmelik değişiklikleri olan, yap-boz tahtasına dönmüş bulunan, yaptığı yönetmelikler büyük oranda antidemokratik olduğu için yargıdan dönen, 6 ayda bir yönetici kademeleri değişen, kurumsal hafızası ve gelenekleri kalmamış bir Sağlık Bakanlığı’nın iyi yönetildiğinden söz edilmesi mümkün değildir.
Böyle olunca da, doğruların tartışılabileceği ve önerilerin değerlendirilebileceği bir ortam oluşamamaktadır.
SGK da farklı durumda değildir. Sık değişen yöneticiler nedeniyle, önerilerin değerlendirilebileceği ve doğru çözüm alternatiflerinin tartışılabildiği bir ortam SGK’da da yakalanamamıştır.
Konulara hakim olmayan yöneticiler de, ilgisiz ve bilgisiz kalmaktadırlar. Sorunların çözümü zorlaşmaktadır.
SUT düzenlemeleri konusu da bunlardan birisidir.
Ayrıca, SGK’da uzman birimler yetersizdir. Örneğin, tanıda önemli yer tutan laboratuvar testlerinin maliyet analizlerinin ve güncellenmesinin değerlendirilebileceği bir Laboratuvar Şubesi bile bulunmamaktadır.
5. Toplu İhaleler Yanıltıcı Olmaktadır
Yine örnek olarak laboratuvar alanı üzerinden gidecek olursak, laboratuvar alanında düzenlenen toplu ihalelerin yanıltıcı olduğunu belirtmek gerekmektedir.
SUT listesinde yer alan testlerin birim fiyatları, toplu ihalelerde verilen rakamlara göre belirlenemez. Çünkü toplu ihalelerde, oldukça büyük ölçeklerdeki test volümleri için fiyat teklifleri verilmektedir. Türkiye’deki sağlık kuruluşlarının çok büyük çoğunluğu bu ölçeklerden uzaktır.
Maliyet analizleri, tüm dış etkenlerden bağımsız ve objektif olarak, bilimsel temelde her bir işlem ve parametre bazında yapılmalıdır.
Sınırlı yerlerde düzenlenen büyük toplu ihalelerdeki yüksek hacimlerin birim fiyatları gerçekçi değildir ve SUT birim fiyatları için ölçü olamaz.
NE YAPILMALIDIR? NASIL BİR DÜZENLEME YAPILMALIDIR?
1. SUT Birim Fiyatlarında Düzenleme Yapılması Kaçınılmazdır
12 yıldanberi düzenleme yapılmayan SGK-SUT birim fiyatlarında düzenleme yapılması artık ertelenemez bir zorunluluk haline gelmiştir.
Yine laboratuvar testleri örneği üzerinden ilerlersek, dövizde %260 oranda artış olduğu 12 yılda, bugünkü SUT birim fiyatları ile laboratuvarların, firmaların ve kuruluşların yaşayabilmesi ve faaliyetlerini sürdürebilmeleri olanaksız hale gelmiştir.
Son dönemlerde yetersiz SUT birim fiyatları nedeniyle ihalelere istekli bulunmamakta ya da ihaleler SUT üzeri verilen teklifler nedeniyle sıklıkla iptal edilmektedir.
Yine laboratuvar test listeleri üzerinden ilerlersek, SUT listesinde yer alan laboratuvar testlerinin büyük çoğunluğunun maliyetleri artık SUT birim fiyatlarının oldukça üzerindedir.
Yeni bir düzenleme artık kaçınılmazdır. Mızrak çuvala sığmamaktadır.
2. Çok Yönlü ve Bilimsel Bir Çalışma Yapılmalıdır
Branşlara yönelik uzman çalışmalar yapılmalıdır.
Her sektörün uzman paydaşları bu çalışmalarda yer almalıdır.
Örneğin, laboratuvar alanı için böyle bir çalışmayı Sağlık Bakanlığı Laboratuvar Hizmetleri Dairesi ile birlikte SGK’da oluşturulacak sürekli bir Laboratuvar Dairesi organize edebilir.
Bu çalışmaları yürütecek uzman komisyonlar oluşturulmalıdır.
Bu komisyonlarda, katkı yapabilecek tüm paydaşlar yer almalıdır.
Üniversite hastaneleri, Eğitim-Araştırma hastaneleri, devlet hastaneleri, özel hastaneler, tıp merkezleri, poliklinikler, özel laboratuvarlar ve TTB’den temsilciler yer almalıdır. Böylelikle, farklı ölçekteki sağlık kuruluşlarının temsilcileri bir araya gelecek ve doğru bir sonuç ortaya çıkabilecektir.
3. SUT Düzenleme Komisyonları Sürekli ve Kurumsal Yapıya Kavuşturulmalıdır
Türk Tabipleri Birliği (TTB), son yıllarda böyle bir çalışmayı başarılı biçimde yerine getirmektedir. TTB- HUV (Hekim Uygulamaları Veritabanı) adıyla, tıpta kullanılan 8000’den fazla işlem yıllar süren büyük emek ve çalışmalar ile titizlikle fiyatlandırılmıştır.
Bu çalışmalara, tıptaki tüm uzmanlık dernekleri ve sağlık sektörünün temsilcileri katılmışlar ve katkı sunmuşlardır. Ayrıca, özel sağlık sigortaları da katkıda bulunmuşlardır.
Oluşturulan sürekli komisyonlar, yılda iki kez toplanarak güncelleme yapmaktadır.
4. Şu anda TTB-HUV listesi, Türkiye’deki en iyi ve güncel tıbbi işlemler listesidir.
SGK da, bu listeyi kendisi için örnek alabilir ve bu temel üzerinden yürüyebilir kanısındayız.
Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yoktur. TTB bünyesindeki yüzlerce hekimin yıllar süren çalışma ve emeği sonucunda iyi bir liste oluşturulmuştur. Sağlık Bakanlığı ve SGK, bu listeden yararlanmalıdır.
Ancak, hem SGK’da, hem de Sağlık Bakanlığı Laboratuvar Hizmetleri Dairesi olarak yılda en az iki kez toplanan ve güncelleme yapan sürekli komisyonların oluşturulması artık ertelenemez bir zorunluluktur.
Tabii ki tüm diğer branşlar için de bu çalışma yapılmalıdır.
TTB’nin yapabildiğini, SGK ve Sağlık Bakanlığı da pekala yapabilmelidir.
SGK ve Sağlık Bakanlığını bu yönde göreve davet ediyoruz.
Ve bekliyoruz.
Prof. Dr. Paşa Göktaş
TIPLAB - Tıp Laboratuvarları Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
[email protected]
Sağlık Aktüel - www.saglikaktuel.com
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Sağlık Aktüel’e (www.saglikaktuel.com) aittir. www.saglikaktuel.com biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal işlem uygulanacaktır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel