ŞU DOMUZ GRİBİ PANİĞİNE ARTIK SON VERİLMELİ !
Sizden Gelenler
08 Aralık 2009 21:01
Aylardan beri domuz gribi ile yatıp kalkıyoruz. Neredeyse 8 aydır bu konu gündemimizi meşgul ediyor. Ancak, bu işte bir abartı hissediyoruz. Çünkü bu konu, diğer ülkelerde bizim kadar gündemi meşgul etmiyor.
Mayıs ayından itibaren, gümrüklerde aylarca astronot kılıklı ürkütücü görevliler, termal kameralar bizleri karşıladılar.
Herkese ahiretlik formlar dolduruldu.
Diğer ülkelerde bu uygulamaları görmedik.
Muhtemelen bundan turizmimiz zarar gördü.
Şimdi de her gün topluca ölü sayıyoruz. 230, 240, 241 ......
Bu işte bir abartı hissediyoruz.
Acaba Kim Abartıyor ?
Sansasyonu seven basın mı ?
İlaç ve aşı satmak isteyen firmalar mı ?
Deprem profesörleri gibi meşhur olmak isteyen bazı profesörler mi ?
Kanal kanal dolaşan ve alınan önlemlerle bizi çok büyük bir beladan kurtardığını söylemeye getiren Sağlık Bakanı mı ?
Yoksa hepsi mi ?
Artık kararı siz verin.
Hep Birlikte Paniğe Girdik
Bununla yatar, bununla kalkar olduk.
El sıkışmaz olduk.
Öpüşmez olduk.
Türklere has tüm özelliklerimizi yitiriyoruz.
Asabımız bozuluyor, moralimiz çöküyor.
Sahiden Geçen Yıllarda Grip Salgınları Yok Muydu ?
Bizim bildiğimiz, her yıl grip salgınları oluyor. Hem de grip virüsünün alt tipleriyle yılda birkaç kez.
Yine ölümler oluyordu. Gripten veya onun yıprattığı zeminde ortaya çıkan pnömoni denilen zatürreden.
Acaba bu sene bir farklılık mı var ki hep birlikte saymaya başladık, 240, 241, 242..... ?
Zaten birtakım uzmanlar, ülkemizde yılda 10.000 ile 17.000 arasında kişinin grip ve pnömoniden öldüğünü söylüyorlar. Bu sene bu sayıda bir artış mı var ?
O zaman, yetkilileri geçen yılların rakamlarını açıklamaya davet ediyoruz. Ama dürüstçe ve çarpıtmadan.
Aynı dönemlerde geçen yıllarda gripten ve pnömoniden ölüm sayısı neydi, bu sene nedir ? Lütfen şu rakamları kıyaslamalı olarak açıklayın da biz de durumumuzu anlayalım.
Merak ettik araştırdık, bir büyük hastanede domuz gribi nedeniyle ölen üç kişiden ikisi zaten immünosupressif (bağışıklık sistemini baskılayıcı) tedavi gören kanser hastası, diğeri de aşırı şişman bir kişiymiş.
Bunların kaybedilmesi zaten beklenen bir durumdur. Geçen yıllardaki gripte de, bu seneki domuz gribinde de.
O zaman niye abartıyoruz ? Memleketin başka işi yok mu ? Yoksa birileri bizi bu işle uğraştırıp, daha önemli konuları mı gizlemek istiyorlar ?
Abartmanın Zararlarının Ülkeye Faturası Yok mu ?
§ Muhtemelen, gümrüklerdeki tiyatrosal uygulamalar turizmimize zarar verdi. Ülkemizi, karantina altındaki salgın hastalıklar ülkesi gibi gösterdi.
Halbuki, çoğu ülke bu durumu hissettirmeden ve çaktırmadan atlatmaya çalıştı. Hiç de gösterilere girişmedi.
- Okullar tatilden ders yapamaz oldu. Büyük maddi ve manevi kayıplar oluştu.
§ Aşı alımında uçmaya başladık. Kanada, ABD, Almanya gibi kişi başına yıllık geliri 35.000-45.000 USD olan ülkelerle aşık atmaya kalkıştık. Aşı alımında onlarla yarışmaya kalktık.
Bizim gibi, kişi başı yıllık geliri 8.000-9.000 USD olan Arjantin, Brezilya, Meksika, Bulgaristan, Romanya gibi ülkelerin ne yaptığına bakmadık.
Dışarıdan borç alıp, 500 milyon TL’ yi aşıya yatırdık.
§ Tamiflu vb. alımları da cabası.
İş kayıpları, tatiller cabası.
Turizm kaybı cabası.
- İlaçlı sabun, dezenfektan vb. harcamaları cabası.
Halbuki, bu aşı uygulaması sadece risk gruplarıyla, 5-6 milyonla sınırlı tutulamaz mıydı ? 43 milyona gerek var mıydı ?
Muhtemelen, Başbakan Erdoğan Durumu Sezmiş Görünüyor
Muhtemelen, Başbakan Erdoğan bu konudaki abartıyı sezmiş görünüyor.
Bu nedenle, kuvvetle muhtemel bir aşı fiyaskosuna ortak olmak istemedi.
Aslında Erdoğan, sıradan vatandaşın, sessiz çoğunluğun tepkisini ortaya koydu ve Sağlık Bakanı’ nın garip, şova yönelik ve abartılı hatalarının ülkeye getirdiği zararlara ortak olmak istemeyerek, bu faturadan sıyrılmaya çalışıyor gibi görünüyor
Tabii ki domuz gribi konusu bir örnek niteliğinde. Erdoğan, sağlık giderlerinin aşırı artışında çok büyük rolü olan Sağlık Bakanı’ nın düşünce, politika ve uygulamalarının da ülke bütçesini içinden çıkılamaz hale getirmesini farketmiş olabilir ve bu tepkilerde bu durumun da payı olabilir.
Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek. Ancak domuz gribindeki uygulamalar bir turnusol kağıdı niteliğinde gibi görünüyor ve Sağlık Bakanı’ nın politikalarının, Türkiye’ ye ne gibi büyük faturalar oluşturduğunun açık bir örneği olarak ortada duruyor kanısı bizde oluşuyor.
5/12/2009
Yaşar Morpınar
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel