SGK SÖZLEŞMESİNİN 10.8 MADDESİ; KANUN HÜKÜMLERİ İLE ÇELİŞKİLİDİR
Dr. Feza Şen
06 Ocak 2016 Çarşamba 10:43
SGK SAĞLIK HİZMETİ SATIN ALIM SÖZLEŞMESİ 10.8 MADDESİ; 5510 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİ İLE ÇELİŞKİLİDİR.
Özel Sağlık Hizmet Sunucuları ile SGK arasında imza altına alınan SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ÖZEL SAĞLIK HİZMETİ SUNUCULARINDAN SAĞLIK HİZMETİ SATIN ALIM SÖZLEŞMESİ ile uygulamaya konulan
10.8. “SHS’nin, acil serviste sunduğu sağlık hizmetlerine ilişkin MEDULA üzerinden Kuruma iletilen tahakkuk tutarı, aynı fatura döneminde Kuruma MEDULA üzerinden iletilen toplam tahakkuk tutarının (acil dâhil) mücbir sebepler hariç olmak üzere %20’sini geçemez. Geçen tutar ödenmez.” Maddesi ile tanımlanan idari işlemin uygulanması;
♦ ANAYASA ile tarif edilen Acil Sağlık Haklarına,
♦ 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile tanımlanan Acil Sağlık Hizmetlerinin sunulmasını tarif eden kurallara,
♦ Konu ile ilgili Başbakanlık Genelgelerine,
♦ Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulmuş bulunan Tüzel Kişiliklerin Yasal Haklarına aykırı bir durumdur ve
Uygulanması halinde özel sağlık kuruluşları ve hastalar adına telafisi güç veya imkânsız zararların doğması aleni, aşikar ve çok net olup idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartları birlikte gerçekleşmektedir.
T.C. Vatandaşlarının Acil Sağlık Hizmetlerinden faydalanmasına dolaylı kısıtlama getirecek olan bu uygulama ile Devlet; temel hak olan acil sağlık hakkını bireye ulaştırırken acil sağlık hizmetlerinin finanse edilmesini de Özel Sağlık Kuruluşlarına yükleyerek vatandaşın acil sağlık hizmeti erişimine kısıtlama getirmektedir.
HUKUKA AYKIRILIK GEREKÇELERİ HAKKINDA KANAATİM ŞÖYLEDİR:
1. BİREYLERİN SAĞLIK HAKKI ANAYASA İLE GÜVENCE ALTINA ALINMIŞTIR.
Anayasamızın 17 inci maddesinde “herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu tanımlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” bölümünde yer alan ve “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlığını taşıyan 56. maddesi sağlık hakkını düzenlemektedir.
Anayasa 56 ncı maddesinde; herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleme görevinin Devlete verildiği vurgulanmakta,
Devletin bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği belirtilmekte olup sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.” Diyerek bireylerin sağlık hakları Anayasa ile güvence altına alınmıştır.
EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL HAKLAR ULUSLARARASI SÖZLEŞMESİ 12. MADDESİ, DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ (DSÖ) ANAYASASI, 1978 ALMA-ATA BİLDİRGESİ VE İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin MİLLETLERARASI ANTLAŞMALARDIR.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 25. maddesine göre ise: “Herkesin, kendisi ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır.”
BİREYİN RUH VE BEDEN SAĞLIĞI KORUNMASINDAKİ İLK BASAMAK ACİL SAĞLIK HİZMETLERİNDEN YARARLANMA HAKKIDIR.
Anayasamızın 90. Maddesinin son cümlesi “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır. “ demektedir.
Anayasa’nın 90. maddesi yoluyla iç hukukumuzun parçası olan uluslararası düzenlemeler ve Anayasa incelendiğinde, devletin sağlık hakkına ilişkin “saygı”, “koruma”, “gereğini yerine getirme” ödevlerinden vazgeçmesi söz konusu olamaz.
Bunun yanında, devlet sağlık hizmetini, ister kendi eliyle ister özel hukuk kişileri aracılığıyla gerçekleştirsin yükümlülüğündeki temel noktalar değişmeyeceğinden SGK Sağlık Hizmetleri Satın Alım Sözleşmesi 10.8 Maddesi bireyin Anayasal Haklarına aykırıdır.
Sağlığın korunması için önlemler alınması, kişilerin erişilebilir ve sosyal güvenlikle desteklenmiş mümkün olan en üst düzey tedavi edici hizmetlerden yararlanması, kamu hukuku ilişkisi içinde yürütülmelidir.
Anayasa'da güvence altına alınan yaşama hakkı ile herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesi ilkesi gereği Hekimlik, Anayasanın 17. maddesinde yer alan ve bireyin en önemli hakkı olan yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı ile doğrudan ilgili bir meslektir.
Kişilerin maddi ve manevi varlıklarını geliştirebilmelerinin mutlu ve huzurlu olabilmelerinin başlıca şartı, ihtiyaç duydukları anda sağlık hizmetlerine ulaşıp bu hizmetlerden yararlanabilmeleridir.
Devlet için bir görev ve kişiler için de bir hak olan bu amacın gerçekleştirilmesine, bu haktan yararlanmayı zorlaştırıcı ya da zayıflatıcı düzenlemeler Anayasa'ya aykırı düşer.
Sağlık hizmetleri, doğrudan yaşam hakkı ile ilgili olması nedeniyle diğer kamu hizmetlerinden farklıdır. Sağlık hizmetinin temel hedefi olan insan sağlığı, mahiyeti itibarıyla ertelenemez ve ikame edilemez bir özelliğe sahiptir.
2. GENEL SAĞLIK SİGORTASI ANAYASA İLE KURULMUŞTUR VE ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ SUNUMU VE FİNANSMANI BU KANUN İLE BELİRLENMİŞTİR. VE ÖDEME KOŞULLARINA KANUN İLE KISITLAMA KONULMAMIŞTIR.
Yetkisini Anayasa’dan alan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Üçüncü Kısım Genel Sağlık Sigortası Hükümleri için ayrılmıştır.
Üçüncü Kısım Birinci Bölüm 60,61 ve 62nci maddelerinde “Genel Sağlık Sigortası Kapsamdaki Kişiler ve Tescili”
Üçüncü Kısım İkinci Bölüm 63, 64 ve 65nci maddelerinde “Sağlanan Sağlık Hizmetleri ve Diğer Haklar”,
Üçüncü Kısım Üçüncü Bölüm 66, 67, 68, 69,70 ve 71nci maddelerinde “Sağlık Hizmetlerinden Yararlanma Şartları ve Katılım Payı”,
Üçüncü Kısım Dördüncü Bölüm 72, 73, 74, 75, 76, 77 ve 78nci maddelerinde “Genel Sağlık Sigortası Malî ve Çeşitli Hükümler” açıklanmıştır.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile sağlık hizmeti almaya müstahak olan bireylerin Acil Sağlık Hizmetlerine nasıl ulaşacağı, nasıl yararlanacağı ve bireye sunulan bu hizmetlerin bedellerinin nasıl ödeneceği açıklanmıştır.
Oysa Özel Sağlık Hizmet Sunucuları ile SGK arasında imza altına alınan SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ÖZEL SAĞLIK HİZMETİ SUNUCULARINDAN SAĞLIK HİZMETİ SATIN ALIM SÖZLEŞMESİ 10.8 maddesi alenen 5510 Sayılı Kanunun ilgili maddelerine aykırıdır.
a. GENEL SAĞLIK SİGORTALI OLANLARA SUNULACAK SAĞLIK HİZMETLERİNİN ÖDENMESİ KANUN İLE GÜVENCE ALTINA ALINMIŞTIR.
“Sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma”
“MADDE 62- Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür.”
KANUN İLE SGK’NA VERİLEN YÜKÜMLÜLÜK T.C. VATANDAŞLARINA SUNULAN SAĞLIK HİZMETLERİNİN BEDELLERİNİ ÖDEMEKTİR.
b. ACİL SAĞLIK HİZMETLERİNİN ÖDENECEĞİ 5510 SAYILI KANUN 63. MADDE İLE BELİRLENMİŞ OLUP TÜM ACİL SAĞLIK İŞLEMLERİ HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENECEĞİ ÇOK AÇIK VE ALENİDİR.
“Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi”
“MADDE 63- … b) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline ve hücre tedavilerine yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler.
c)Analık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, doğum, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi, rahim tahliyesi, tıbbî sterilizasyon ve acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler..”
Diyerek ACİL SAĞLIK HİZMETLERİNİ; FİNANSMANI SAĞLANAN SAĞLIK HİZMETLERİ KAPSAMINA ALMIŞTIR. AYRICA KANUNDA ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ AÇISINDAN ÖDEME ÜST SINIRI BELİRLENMEMİŞTİR.
c. 5510 SAYILI KANUN İLE FİNANSMANI SAĞLANMAYACAK SAĞLIK HİZMETLERİ DE BELİRLENMİŞTİR. ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ ÖDEME KAPSAMINDADIR.
Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri (1)
“MADDE 64- Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri şunlardır:
a) Vücut bütünlüğünü sağlamak amacıyla yapılan ve iş kazası ile meslek hastalığına, kazaya, hastalıklara veya konjenital nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan durumlarda yapılacak sağlık hizmetleri dışında estetik amaçlı yapılan her türlü sağlık hizmeti ile estetik amaçlı ortodontik diş tedavileri.
b) Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları ve Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri. (2)
c) (Ek: 17/4/2008-5754/41 md.) Yabancı ülke vatandaşlarının; genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevcut olan kronik hastalıkları,
d) (Ek: 17/1/2012-6270/7 md.) 63 üncü maddeye göre yöntem, tür, miktar ve kullanım sürelerinin belirlenmesi sonucunda Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin kapsamı dışında bırakılan sağlık hizmetleri.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/46 md.) Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmet sunucuları ile Kurumla kısmi branş veya sağlık hizmeti alım sözleşmesi imzalamış olan vakıf üniversitesi sağlık hizmeti sunucuları, Kuruma bildirmiş oldukları hekimlerden sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunanlar tarafından verilen sağlık hizmetlerini, Kurumca belirlenen istisnalar hariç olmak üzere ve Kurum mevzuatına uygun olarak fatura edebilirler. Aksi takdirde, bu faturalara ait tutarlar Kurumca karşılanmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
BU MADDE DE ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ YOKTUR,
ACİL SAĞLIK HİZMETLERİNİN ÖDENMESİ İLE İLGİLİ KISITLAMALARDA YOKTUR.
ACİL İŞLEM BEDELLERİ İLE İLGİLİ ÜST TAVAN ÖDEME UYGULAMASI DA KANUNDA YOKTUR.
d. ACİL SAĞLIK HİZMETİ NEDENİYLE SUNULAN HİZMETLER KANUNDA SAĞLIK HİZMETLERİNDEN YARARLANMA ŞARTLARI İÇİNDE DE TANIMLIDIR.
Sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları
MADDE 67- (Değişik: 17/4/2008-5754/42 md.)
18 yaşını doldurmamış olan kişiler, tıbben başkasının bakımına muhtaç olan kişiler, trafik kazası halleri, acil haller, iş kazası ile meslek hastalığı halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, 63 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereğince sağlanan sağlık hizmetleri, 75 inci maddede sayılan afet ve savaş ile grev ve lokavt hali hariç olmak üzere sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmek için; (1)….” BU MADDE İLE BİREYİN ACİL SAĞLIK HİZMETİ ALABİLMESİ, SGK TARAFINDAN GARANTİ ALTINA ALINMIŞTIR. BU KANUNUN 62. MADDESİ KAPSAMINDA DA SGK, BU HİZMETLERİ ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜDÜR.
e. ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ İLE İLGİLİ NET BİR YÖNETMELİK YOKTUR VE ÖZEL SAĞLIK SUNUCULARI İÇİN KOTA KISITLAMASI TANIMLANMAMIŞTIR.
Kimlik tespiti ve acil haller (1)
“MADDE 71- son cümle: Bu Kanunun uygulamasında acil hallerin ve acil sağlık hizmetlerinin neler olduğuna, hangi yöntem ve ölçütlerle tespit edileceğine ilişkin hususlar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
Bu konuda hazırlanan 18.04.2014 tarihli – 28976 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan GENEL SAĞLIK SİGORTASI UYGULAMALARI YÖNETMELİĞİ
MADDE 27- “Acil hâller ve acil sağlık hizmetlerini” Kanundaki haliyle kabul ederek yayınlamıştır.
Bu yönetmelik haricinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığının uygun görüşleri doğrultusunda yayınlanmış bir ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ de YOKTUR.
SADECE SGK İLE SAĞLIK BAKANLIĞI ARASINDA YAPILAN BİR RESMİ YAZIŞMA VARDIR. Buna göre;
Bu hususta Acil Sağlık Hizmetlerinde Yeşil Alan Uygulaması 27.01.2012 tarihinde 2012/10 Genelge Sağlık Bakanlığından yayınlanmıştır.
Bu genelgeye de:
“Bu itibarla, “520.021 Kodu ile tanımlanan; Yeşil alan muayenesi “ ibaresinden;
1) Her ne boyutta olursa olsun travma vakaları,
2) Acil servis başvuruları sonrası hastaneye yatışı yapılan vakalar,
3) Tıbbi müdahale uygulanan vakalar,
4) Müşahede altına alınan vakalar,
5) Başka bir sağlık hizmet sunucusuna sevk edilen ya da başka bir sağlık hizmet sunucusundan sevkli gelen vakalar,
Dışında kalan, Yataklı Sağlık Tesislerinde Acil Servis Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’de yeşil renk kodu adı altında tanımlanmış sağlık hizmetlerinin anlaşılması gerekmektedir.” Denilerek Acil Servislerde sunulan hizmetler belirlenmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu; 13.04.2012 tarih SGK 0.11.02.01/106/247684-7105825 sayılı yazısı ile Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne 2012/10 Genelge 3 maddede tanımlı “Tıbbi Müdahale Uygulanan Vakalar” hakkında ayrıca görüş talep etmiştir.
Ve Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sosyal Güvenlik Uygulamaları Daire Başkanlığı 01.06.2012 tarih B.10,0.SHG.0.20.00.00-010/9358 sayılı Acil Sağlık Hizmetlerinde Yeşil Alan Uygulamaları konulu yazısı ile cevap vermiştir.
Bu cevap yazısının 3. Paragrafında konu ile ilgili bilimsel toplantı yapıldığı, 4. Paragrafında;
"Hastanın acil servise başvurmasını gerektiren şikayetlerini gidermeye yönelik her türlü girişim, müdahale veya uygulamalar acil hal kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu girişim, müdahale ve uygulamalar içerisinde; soğuk uygulama, oksijen uygulama, dolaşım ve solunumu desteklemek için yapılan her türlü müdahale veya uygulamalar, her türlü medikal amaçlı suppozituvar uygulamaları ve acil servise başvurusu ile ilgili olan şikayetleri gidermeye yönelik her türlü enjeksiyon yer alır. (Planlanmış ve reçete edilmiş tekrarlayan enjeksiyonlar hariç) “Başvurunun acil hal kapsamında olup olmadığına karar verilebilmesi için yapılan tetkik, tahlil ve görüntüleme hizmetleri tıbbi müdahale kapsamında yer almaz. Ancak tetkik ve tahliller sonrası hastanın acil kapsamında olduğuna karar verilirse yapılan tetkik ve tahliller acil tıbbi müdahale kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir.”
SAĞLIK BAKANLIĞI GÖRÜŞ YAZISINDAN DA ANLAŞILACAĞI ÜZERE ACİL SAĞLIK HİZMETLERİNDE ACİL KAVRAMI HEKİM KANAATİDİR.
SAĞLIK BAKANLIĞI GÖRÜŞ YAZISINDA bireyler için telafisi güç ve düzelmesi imkânsız durumlar oluşmaması için basit tıbbi müdahaleler olan (suppozituvar uygulaması, oksijen uygulaması vb) bile ACİL SAĞLIK İŞLEMİ OLARAK KABUL ETTİĞİNİ GÖRÜŞ OLARAK BİLDİRMESİNE RAĞMEN;
SGK; ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ İŞLEM BEDELLERİNE KOTA (üst sınır) UYGULAMAYA KALKMIŞTIR.
HEKİMLİK YETKİSİ İLE VERİLEN ACİL SAĞLIK HİZMETLERİNİN İŞLEM BEDELLERİNİN ÖDENMESİNDE KOTA UYGULANMASI alenen HUKUKA AYKIRILIKTIR.
f. ÖZEL SAĞLIK HİZMET SUNUCULARINDA; ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ HİZMET BAŞI ÖDEME YÖNTEMİ İLE ÖDENİR. GÖTÜRÜ BEDEL ÖDEME SADECE KAMU İDARELERİNDE VAR.
Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi
“MADDE 73-
İlk cümlesinde “Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya BU KANUN HÜKÜMLERİNE UYGUN olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır.”
Diyerek
ÖZEL SAĞLIK KURULUŞLARI ile SGK arasında imza altına alınan HİZMET SATIN ALIM SÖZLEŞMESİNİN 5510 SAYILI KANUNA AYKIRI OLAMAYACAĞI KANUNLA BEYAN VE KABUL ETMEKTEDİR.
Acil Sağlık Hizmetlerinin hizmet başı olarak ödenmesi konusu 5510 sayılı Kanunda net olarak tarif edilmesine rağmen;
“ACİL SERVİSLERDE SUNULAN SAĞLIK HİZMETİNİN TAHAKKUK TOPLAMI, TOPLAM TAHHAKKUK TOPLAMININ % 20’SİNİ GEÇEMEZ KURALI”
Kanuna aykırı olarak telafisi güç ve imkansız durumlara sebep olacak bir şekilde SGK Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesinin 10.8 maddesine konularak hukuka aykırı bir idari işlem tesis edilmiştir.
Ayrıca
“7.Paragrafı ilk cümlesinde Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından acil hallerde alınan sağlık hizmeti bedeli, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedeller esas alınarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere fatura karşılığı ödenir.”
Diyerek sözleşmeli ve sözleşmesiz tüm sağlık hizmet sunucularında hizmet başı/ parça başı ödeme yani her bir işlemin ayrı ayrı ödeneceği kanunla belirlenmiştir.
“Madde 73 8. Paragraf ilk cümlesinde “Kurum, bu Kanunun birinci fıkrasında belirtilen yöntemler dışında, kamu idarelerince verilecek sağlık hizmetlerini götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesiyle de sağlamaya yetkilidir.”
Diyerek SAĞLIK HİZMETLERİNİN ÖDENMESİNDE GÖTÜRÜ BEDEL ÖDEME SADECE KAMU İDARELERİNDE YAPILACAĞI KANUNLA BELİRLENMİŞTİR.
AYRICA SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ÖZEL SAĞLIK HİZMETİ SUNUCULARINDAN SAĞLIK HİZMETİ SATIN ALIM SÖZLEŞMESİ 10.8 MADDESİNİN bu haliyle uygulanmasını ÖZEL SAĞLIK SUNUCULARININ TİCARİ KANUNDAN KAYNAKLANAN HAKLARINDAN DOLAYI DA HUKUKA UYGUNLUK AÇISINDAN İRDELEMEK GEREKİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.
g. GENEL SAĞLIK SİGORTALISI VE BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİŞİLERİN SAĞLIK KURUMUNU SEÇME HAKKI VARDIR.
UYGULAMAYA KONACAK OLAN “MADDE 10.8” “ACİL SERVİSLERDE SUNULAN SAĞLIK HİZMETİNİN TAHAKKUK TOPLAMI, TOPLAM TAHHAKKUK TOPLAMININ % 20’SİNİ GEÇEMEZ KURALI”
HASTA HAKLARI AÇISINDAN KISITLAMA GETİRMESİNDEN DOLAYI ANAYASAL İLE BİREYE TANINAN SAĞLIK HAKKININ ÖZÜNE AYKIRIDIR.
Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının duyurulması ve sağlık hizmet sunucusunu seçme serbestisi
“MADDE 77- 2.Paragraf: Genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler, sağlık hizmeti sunucuları arasından, genel sağlık sigortasıyla ilgili diğer madde hükümlerine uymak şartıyla istediğini seçme hakkına sahiptir.”
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası KANUNU İLE KONULAN HÜKÜMLER HARİCİNDE,
SGK TARAFINDAN SAĞLIK HİZMET ALIM SÖZLEŞMESİNE KONULAN 10.8 MADDESİ İLE YAPILAN ALT DÜZENLEMELER NETİCESİ KISITLAMALAR KONULMASI;
İdarenin Yapacağı İşlemlerin ÜST HUKUK NORMLARINA VE KANUN KOYUCUNUN KENDİNE ÇİZDİĞİ SINIRLAR DÂHİLİNDE HUKUKİ VE KANUNİ OLMASI GEREKTİĞİ İLKESİNE AYKIRILIKTIR
3. Ayrıca ÜLKEMİZDE ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ SUNUMU T.C. BAŞBAKANLIK PERSONEL VE PRENSİPLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN YAYINLANAN 2008/13 VE 2010/16 GENELGELERİ ile de düzenlenmiştir.
a. 2008/13 Genelge’nin 1. Fıkrası ile “Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü bulunan sağlık kuruluşları, acil vakaları hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakmaksızın kabul edecek ve gerekli tıbbi müdahaleyi kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapacaktır.” Diyerek Tüm Sağlık Kuruluşlarına yükümlülük koymuş VE ACİL MÜDAHALE YAPILMASINI ÖNCELİKLEMİŞTİR.
b. 2008/13 Genelge’nin 7. Fıkrası ile “Acil olarak sağlık kuruluşuna müracaat eden hastaların acil tıbbi müdahale ve tedavileri yapılırken hiçbir surette tedavi masraflarının nasıl karşılanacağı sorgulanmayacaktır. Hizmet bedelinin tahsili ile ilgili işlemler acil müdahale sağlandıktan sonra yapılacaktır.” Diyerek sunulan ACİL SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİ HASTANIN ACİLİYETİ GİDERİLDİKTEN SONRA TAHSİLİNE izin vermiştir. Bu BEDELLERİN ÖDEME KOŞULLARI İLE İLGİLİ KISITLAMA KOYMAMIŞTIR.
c. 2008/13 Genelge’nin 8. Fıkrası ile “Acil vakalarda acil sağlık hizmetinden yararlananlardan sosyal güvencesi bulunan kişilerin hizmet bedeli ilgili sosyal güvenlik kurumundan tahsil edilecek ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 73 üncü maddesinin yedinci fıkrası gereğince hastadan ayrıca ücret farkı talep edilmeyecektir.” Diyerek ACİL SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİNİ SGK’NA YÖNLENDİRMİŞTİR. Hizmet bedelleri tutarı ile ilgili bir kısıtlama da koymamıştır. SAĞLIK HİZMETLERİNİN NASIL ÖDENECEĞİ DE 5510 SAYILI KANUNDA BELİRLİDİR.
d. 2010/16 Genelge’nin 2.fıkrasına göre “ Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından sağlık hizmeti sağlanan genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerden;
a) SGK ile sözleşmesi bulunan sağlık hizmeti sunucusuna (kamu veya özel sağlık kuruluşlarına) başvuran acil hastalara verilen sağlık hizmetinin bedeli, prim borcu veya yeterli prim ödeme gün sayısı olup olmadığına bakılmaksızın, sağlık hizmetinin verildiği tarihte yürürlükte olan SUT hükümleri çerçevesinde SGK’dan tahsil edilecek ve hastadan veya SGK’dan ayrıca ilave ücret talep edilmeyecektir…” DİYEREK ACİL SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ İÇİN SGK TANIMLANMIŞ VE ÖDEMELER SUT HÜKÜMLERİ İLE YAPILACAK demiştir.
Uygulamaya konulan SGK SAĞLIK HİZMETİ ALIM SÖZLEŞMESİ 10.8. MADDESİ BU HALİYLE DE İLGİLİ KANUNLARA VE BAŞBAKANLIK GENELGELERİNE AYKIRIDIR.
4. ÖZEL SAĞLIK KURULUŞLARI TÜRK TİCARET KANUNU İLE KURULMUŞ OLAN TÜZEL KİŞİLİKLER OLUP TİCARİ HAKLARI KANUNLA TANIMLIDIR.
TTK Madde 135 “ TÜZEL KİŞİLİK OLMA” , Madde 19 “TİCARİ İŞ KARİNESİ” ve Madde 20 “ÜCRET İSTEME HAKKI” Kanunla Tüzel Kişiliklere tanınmış haklardır.
Ticaret hukukunun bir diğer özelliği ise, Ticari Faaliyetlerin Kural Olarak Bedel Amacı İle Yapılıyor olmasıdır.
Tüzel Kişilik olan Özel Sağlık Kuruluşlarına SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ÖZEL SAĞLIK HİZMETİ SUNUCULARINDAN SAĞLIK HİZMETİ SATIN ALIM SÖZLEŞMESİ 10.8 maddesi ile konulan
“ACİL SERVİSLERDE SUNULAN SAĞLIK HİZMETİNİN TAHAKKUK TOPLAMI, TOPLAM TAHHAKKUK TOPLAMININ % 20’SİNİ GEÇEMEZ KURALI”
TÜZEL KİŞİLİKLERİN, TÜRK TİCARET KANUNU İLE DOĞAN HAKLARINI YOK SAYDIĞI İÇİN HUKUKA/YASAYA AYKIRIDIR.
Ayrıca bahse konu sözleşmenin
14.1.” SHS, Kurumun ücret, koşullar ve şekil şartlarında tek taraflı olarak değişiklik yapma hakkına sahip olduğunu ve yapılan değişikliklere aynen uymayı kabul ve taahhüt eder. Kurum sözleşme şartlarında ek sözleşme ile sağlık hizmeti bedel ve koşullarında ise ek sözleşme gerektirmeden değişiklik yapabilir.”
Maddesi ile
18.2. “Kurumca yeni bir sözleşme duyurulmasına rağmen SHS yeni sözleşmeyi imzalamaz ise bu sözleşmenin (12.1) numaralı maddesine göre sözleşmesi feshedilir.” Maddeleri Özel Sağlık Kuruluşları aleyhine olacak şekilde tek taraflı düzenlenmiş ve Türk Ticaret Kanunu ile Tüzel Kişiliklere Kanun ile verilen haklara kısıtlama getirdiği için hukuka alenen aykırılıktır.
5. NORMLAR HİYERARŞİSİNE AYKIRILIK OLUŞTUĞUNDAN HUKUKA AYKIRILIK VARDIR.
ANAYASAMIZA göre
“MADDE 125.– İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.
Denilmekte ve
MADDE 124.– Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.
Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir. “
Denilmek suretiyle idarenin yapacağı işlemlerin üst hukuk normlarına ve kanun koyucunun kendine çizdiği sınırlar dâhilinde hukuki ve kanuni olması gerektiği kesin surette anayasal güvence altına alınmıştır. Hiçbir kurum yasada kendisine verilen görev, yetki ve sınırları aşacak şekilde tebliğ veya sözleşme yapamaz.
Burada esas sorun aşağıda anlatılacağı gibi kurum keyfiyetinin kendisine verilen görev, yetki ve sınırları aşarak neredeyse kendi mevzuatını yapma aşamasına gelmesinden kaynaklanmaktadır. Yargının bu keyfiyete izin vermeyeceğine güvenimiz tamdır.
Bu konuya örnek olarak;
“5510 sayılı yasayla ilgili bir davada YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2011/2500 kararında Anayasa’nın 138. maddesinde de yer alan, "Normlar hiyerarşisi" ilkesi uyarınca, hukuk kuralları yukarıdan aşağıya doğru "Anayasa", "Kanun", "Kanun Hükmünde Kararname", "Tüzük", "Yönetmelik" ve "Diğer alt düzenleyici işlemler (Yönerge, Genelge vb.)" şeklinde sıralanmakta olup, alt kademe yer alan bir normun üst kademedeki norma aykırı olması ya da onun kapsamını aşan düzenlemeler içermesi mümkün bulunmamaktadır.
Bu durum, “Genel kurallar, usulü dairesinde değiştirilinceye veya kaldırılıncaya kadar, düzenleyici işlem tesis etme yetkisi olan makam ve kurumları da bağlar” şeklinde ifade edilen “Tu patere legem quam facisti” prensibi ile izah olunmaktadır.
(Fransız İdare Hukuku Terimleri Sözlüğü, kurala göre davran..)
Bu ilkenin doğal sonucu olarak, normlar hiyerarşisinde üst kademede yer alan yasal kurallara aykırı düzenleyici tasarrufların idare tarafından yürürlüğe konulmasının hukuka aykırı olacağı şüphesizdir.”
Ayrıca
Ülkemiz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraftır.
"AİHM içtihatlarına göre mülkiyet hakkını sınırlamaya yönelik müdahalenin meşru olabilmesi için belli ölçütleri içermesi gerekir.
Buna göre müdahale kamu yararı amacıyla yapılmalı, hukuka dayalı olmalı ve ölçülü olmalıdır.’’ ve ‘’ müdahalenin hukuka dayalı olup olmadığı, ölçülü olup olmadığı hususların incelenmesi gerekir.
AİHM içtihatlarına göre mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerde ilk incelenmesi gereken ölçüt ise hukuka dayalı olma ölçütüdür. Bu ölçütün sağlanmadığı tespit edildiğinde diğer ölçütler bakımından inceleme yapılmaksızın mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılacaktır. “denilmektedir.
Tesis edilmeye çalışılan işlemin sayılan nedenlerden dolayı hukukilikle, kanunilikle ve ölçülülükle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.
Anayasamızın 13.maddesi uyarınca “mülkiyet hakkına yönelik sınırlamalar, demokratik toplum gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” Denilmiştir.
Anayasanın 13.maddesindeki ölçülülük ilkesi, amaç ile araç arasında hakkaniyete uygun bir dengenin olmasını ifade eder.
Öngörülen tedbirin, maliki olağandışı ve aşırı bir yük altına sokması durumunda müdahalenin ölçülü olduğundan bahsedilemez.
AV. BÜLENT ÖZER tarafından konu ile ilgili E: 2016/19 numaralı dava da açılmıştır.
Saygılarımla…
Dr. Feza Şen
Bursa Sağlık Kuruluşları Derneği
0 532 277 88 27
Mail: [email protected]
Kaynak: www.fezasen.com
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel