23 Kasım 2024
  • Ankara10°C
  • İstanbul17°C
  • Bursa22°C
  • Antalya15°C
  • İzmir19°C

SAĞLIKTA SOSYAL DEVLET NEREYE KADAR ? POPÜLİZM NEREYE KADAR ?

Prof.Dr. Paşa Göktaş

01 Aralık 2010 Çarşamba 09:05

Sosyal Devlet Kavramı Çok Suistimal Ediliyor

         Sosyal devlet kavramı, çeşitli kesimlerce en çok suistimal edilen konulardan birisidir. Devletten yardım isteyenler, sosyal devleti gerekçe gösteriyorlar. Çalışmak için hiçbir çaba göstermeyip, sokakta yatanlar ihtiyaçlarının karşılanması için sosyal devleti gerekçe gösteriyorlar. Ücret artışı isteyenler aynı gerekçeyi öne sürüyorlar. Okul, yol, sağlık ocağı istemi gibi her türlü talebin arkasında aynı gerekçe var. Kimi doğru, kimi gerçek dışı.

         Bazı politikacılar ve sağlık yöneticileri de, uygulamalarına haklılık kazandırmak için sosyal devlet anlayışını gerekçe gösterince, sosyal devlet ile popülizm arasındaki ayrımı gündeme getirmenin gerekli olduğu kanısına vardık.

        

         Sağlıkta Sosyal Devlet Nereye Kadar ?

            Kanımızca sağlıkta sosyal devlet anlayışının görevi, ülkede yaşayan tüm vatandaşlara temel düzeyde sağlık hizmetlerine erişim alternatifinin ücretsiz olarak sağlanmasıdır. Yani vatandaşlar, ücretsiz olarak muayene olabileceği, acil durumda başvurabileceği, gereğinde yatarak tedavi edilebileceği ve ameliyat olabileceği bir alternatife sahip olabilmelidir.

         Türkiye örneğinde bu kuruluşlar sağlık ocakları (şu anda aile hekimleri) ve devlet hastaneleri olacaktır.

         İşte sosyal devletin görevi buraya kadardır. Devletin görevi, çalışmayanlar, üretmeyenler ve hiç geliri olmayan vatandaşlar da dahil, herkese asgari düzeyde sağlık hizmeti sunmaktır.

Bundan ilerisi popülizmdir. Çünkü, tüm bu hizmetler de belirli emekler, yatırımlar, malzemeler ve harcamalarla sürdürülmektedir. Yani bu hizmetlerin de maddi bir karşılığı vardır. Toplumun bunu da finanse etmesi gerekmektedir. Doğal olarak bu hizmetleri, çalışıp üretenler bir prim ödeyerek finanse etmektedirler. Toplumun çalışan ve prim ödeyen kesimi, çalışmayan ve sağlık primine katkıda bulunmayan kesimini, asgari düzeyde temel sağlık hizmetleri için sırtlarında taşıyabilirler ve finanse edebilirler. Ancak, çalışmayanlara sunulan hizmetin kapsamını ve boyutlarını, abartarak çalışanlara yüklemeye kalkarsanız, hem çalışan kesim isyan edecektir, hem de bu durum vicdani ve hukuki yönden tamamiyle haksız bir uygulama olacaktır. Çünkü hiçbir hizmetin bedeli sıfır değildir ve bu hizmetler, çalışanların ödediği primlerle finanse edilmektedir.

         Nitekim, ABD’ de çalışan kesim, prim ödemeyenlere sağlık hizmetinin ücretsiz olarak verilmesine şiddetle karşı çıkmaktadır.

         Diğer ülkelerde de benzer yaklaşımlar az değildir.

 

         Sağlıkta Popülizm Nereden Başlar ?

            Temel düzeyde asgari sağlık hizmetine tüm vatandaşların erişebilme hakkının sunulması sosyal devletin görevidir dedik.

         Bu düzeyden öte her türlü uygulamanın, prim ödemeyenlere de ücretsiz olarak sunulmaya kalkışılması popülizmdir. Aynı zamanda, vicdani ve hukuki düzeyde haksızlıktır.

         Örneğin, her vatandaşın bir hekime muayene olabilme hakkı olmalıdır. Ama unvanı olan bir hekime, örneğin profesör, doçent ya da şefe muayene olmanın ayrıca ek bir bedeli olmalıdır. Öğretim üyelerinin muayene farkını kaldırmak sosyal devlet anlayışı değil, popülizmdir.

            Her vatandaşa yatarak tedavi olabileceği bir hastane ve yatak sunulabilmelidir. Ancak prim ödemesi yapmayan bir vatandaşa da üniversite hastanesini, özel bir ihtisas hastanesini, özel hastaneyi, hastanede özel odayı ücretsiz olarak açmak popülizmdir. Daha fazla ve farklı hizmet isteyen, bunun bedelini ve farkını da ödemelidir. Yanına refakatçi de isteyen, bunun bedelini ödemelidir. Arabasını da getiren, otopark ücretini ödemelidir. Tüm bu farklı ve ekstra hizmetleri ücretsiz hale getirmek sosyal devlet anlayışı değil, popülizmdir. Çalışanların ve prim ödeyenlerin emeğine saygı göstermemektir. Çalışmayanları ve tembelleri ödüllendirmek, çalışanları enayi yerine koymaktır.

 

         Ödeme Gücü Olandan Alabilmek Gerekir

            Tüm dünyada ülkeler, pahalı olan sağlık hizmetlerinin bedelini karşılayabilmek için, olabildiğince ödeme gücü olan kesimleri finansmana daha fazla katabilme yönünde sistemler geliştirme çabasındadırlar. Bu nedenle, kapsam dışı işlemleri artırma ve katılım paylarını yükseltme meylindedirler. Temel ve asgari düzeydeki sağlık hizmetleri ise ücretsiz olabilmektedir.

         Ancak, ülkemizde farklı yaklaşımları görüyoruz. Özellikle politikacı kökenli yöneticiler, sınırsız ve hesapsız bir popülizm tavrı sergileyerek, her düzeydeki sağlık hizmetini, üstelik geniş kapsamlarla, prim ödemeyenler de dahil olmak üzere, herkese sınırsız biçimde sunmak istemektedirler. Bu yaklaşım ve uygulamalar, çok büyük haksızlık olmasının yanında, hiç de akılcı değildir.

         Çünkü, ödeyebilme ve verebilme gücü olandan da hizmet bedeli alınmamaktadır. Biraz daha fark ödeyerek, daha kaliteli hizmet almak isteyenlere bu imkan tanınmamaktadır.

         Akılcı olmayan ve sağlık hizmetinin ayaklarını bağlayan anlamsız kısıtlamalar mevcuttur.

         Tüm bunların nedeni, sosyal devlet anlayışı ile, popülizmin sınırlarının iyi algılanmamasından ve popülist uygulamalarla, sistemin suistimal edilmesinden kaynaklanmaktadır. Popülist uygulamalardan, yarar sağlanılmaya çalışılmaktadır.

         Bu türden uygulamalar, gelecek yönetimleri de güç duruma sokacak niteliktedir. Gelecek yöneticiler, daha rasyonel ve gerçekçi politikalara yönelmek istediklerinde, karşılarında tembelliğe ve sınırsız hizmetlere alışmış toplulukları bulacaklar ve dirençle karşılaşacaklardır.

         Aynen Yunanistan gibi ülkelerde olduğu gibi.

 

 

           30/11/2010

                                                                                               Doç. Dr. Paşa Göktaş

 

e-mail   : [email protected]

Yorumlar