22 Kasım 2024
  • Ankara15°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa19°C
  • Antalya17°C
  • İzmir19°C

SAĞLIKTA ŞİDDETİN BOYUTLARI

Dr. Mehmet Güncan

28 Nisan 2021 Çarşamba 17:20

1-Şiddet nedir

Şiddet; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tanımına göre “kişinin kendisine bir başkasına veya bir gruba karşı yaralama, ölüm, psikolojik zarar, gelişme geriliği ya da mahrumiyet ile sonuçlanan ya da sonuçlanma olasılığı yüksek olan tehdit ya da kasıtlı güç kullanımıdır.” Sağlık kurumlarındaki şiddet ise “hasta, hasta yakınları ya da diğer herhangi bir bireyden gelen, sağlık çalışanı için risk oluşturan; tehdit davranışı, sözel tehdit, ekonomik istismar, fiziksel saldırı ve cinsel saldırıdan oluşan durum” olarak ifade edilmektedir.

28 Nisan “Sağlık Çalışanına Şiddete Hayır Günü” olarak ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2021 “Sağlık Çalışanları Yılı” olarak kabul edilmiştir.

2-Şiddete uğrayan sağlık çalışanları

Mesleği gereği stresli bireylerle yakın temasta bulunan sağlık çalışanları diğer mesleklere oranla şiddete uğrama yönünden daha fazla risk altındadır.  (WHO), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Hemşireler Birliği (ICN)'nin 2002 yılı "Sağlık Sektöründe İş Yeri Şiddeti" başlıklı ortak raporunda sağlık çalışanlarının yarısından fazlasının çalışma yaşamı boyunca şiddete uğradıkları bildirilmiştir. Rapora göre, sağlık alanında hizmet verenler diğer iş alanlarında çalışanlara göre 16 kez daha fazla saldırıya uğramaktadırlar.

Türkiye’de sağlık kurumlarında yaşanan şiddet incelendiğinde; şiddete uğrayan sağlık çalışanlarının ilk sırada %37.4’ünün acil serviste çalıştığı, %48.1’inin sözel şiddete maruz kaldığı, %70.9’unun şiddete hastayla ilgili işlem yaparken maruz kaldığı, şiddet uygulayanın %54.9’unun erkek, %69.4’ünün hasta yakını olduğu gösterilmiştir. Kadın sağlık çalışanlarının %57.7’si hasta yakınından, %28.8’i hasta ve hasta yakınlarından, %11.5’i hastalardan; erkek sağlık çalışanlarının ise %83’ü hasta yakınından, %10’u hasta ve hasta yakınından, %3’ü hastalardan, %3’ü diğer kişilerden kaynaklanan şiddete maruz kaldığı gösterilmiştir.

Sağlık çalışanlarının maruz kaldığı bu şiddet oranı 2009 yılı ve öncesinde %21,2 iken, 2010 – 2014 yıllarında %39,5 ve 2015 – 2019 yıllarında %80,4 olarak ortaya konuldu. 2020 yılının ilk yarısında bu oran %54,9 ulaşmış ve sürekli artış gösteren sağlıkta şiddet olgularının vahametini gözler önüne sermiştir.

Sağlıkta şiddet oranları 2020 yılının ilk 6 ayında, "son 11 yılın en yüksek seviyesine” ulaşmıştır. Sağlıkta şiddet en çok aile sağlığı merkezlerinde ve acillerde yaşanmıştır.

"Aralık 2015 ve Eylül 2020 tarihleri arasında sağlık kurum ve kuruluşlarında, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet nedeniyle yapılan beyaz kod başvurularının 18 bin 358’inin soruşturmaları devam etmekte. Yargılaması sonuçlanan dosyalarda 3 bin 64 adli para cezası, bin 811 hapis cezası verilmişti.

Şiddete maruz kalma oranları bu kadar yüksek olunca, şiddetle karşılaşma endişesi de yükselmektedir. Hiç şiddetle karşılaşmamış katılımcılar da dahil olmak üzere, şiddet endişesi yaşayan sağlık çalışanlarının oranı %82’dir. Her 10 sağlık çalışanından 8’i şiddetle karşılaşma konusunda endişe yaşamaktadır.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının yaşamlarını tehdit etmektedir. Sağlık çalışanları, COVID-19 hastalığı ile özdeşleştirilerek damgalama, ötekileştirme, ayrımcılık gibi davranışlarla karşı karşıya kalmıştır. Pandemi sürecinin uzaması ve belirsizlikler ise sağlık çalışanlarında ve toplumda giderek kaygı ve korkunun artmasına yol açmaktadır. Bu durum yine şiddetin artmasına ve sağlık çalışanlarında önemli ruhsal sorunlara neden olmaktadır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ne şekilde olursa olsun kabul edilemez. Günübirlik, sıradan çözümler sorunun çözümüne katkı sunamayacağı, sorunu daha da zorlaştırmaktadır.

COVID-19’a bağlı ortaya çıkan pandemi dünyayı etkisi altına alırken tüm sağlık çalışanları her olağan dışı durumlarda olduğu gibi yine kendi yaşamlarını hiçe sayarak görevlerin başında, en ön saflarda yerlerini almıştır. Hastalığın bulaşması, aşırı yoğun çalışma, aile ve sosyal yaşamın yok denecek düzeye inmesi, geleceğe yönelik planların ötelenmesi, ruhsal travmalar, sağlıklarının kalıcı olarak bozulması ve ölümler ilk akla gelenlerdir. Sağlık çalışanlarının çalışma koşulları arasında yer alan ve Türkiye’de önemli bir sorun olan şiddet, pandemi döneminde de farklı boyutlar kazanarak artmaya devam emektedir.

Toplumdaki bireylerin sağlıklı iletişim kuramamaları ve kendini ifade eksiklikleri de şiddeti doğuran nedenler arasında sayılmaktadır. Sağlıklı iletişimde bulunamayan ve kendini ifade edemeyen bireyler sağlık hizmeti taleplerinde sorunlar ortaya çıkmaktadır

Son bir yıl içinde şiddete maruz kaldığını belirten sağlık çalışanlarının, şiddetin neden meydana geldiğine dair görüşleri ise, “Şiddeti uygulayan kişinin şiddeti kendine hak görmesi” seçeneği üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu durum bizi, şiddetin bireyler tarafından normal algılandığı sonucuna götürmektedir.

Çözüm yolu, yaşlısından gencine, hastasından sağlıklısına 84 milyonun top yekun duyarlılık göstermesinden geçmektedir.

Şiddete karşı alınacak önlemlere ilişkin birincil korunmada, öncelikle şiddetin hoş görülmediği bir ortamın oluşturulması, işyerinde meydana gelen şiddet olaylarının, şiddet türüne bakılmaksızın suç sayılması, bunun için gerekli yasal altyapının oluşturulması gerekmektedir. Sağlık çalışanları için güvenli bir çalışma ortamı oluşturulması için özellikle şiddet olaylarının sık gerçekleştiği yerler olan yataklı servis ve acillerde gerekli fiziki ve idari önlemler alınmalıdır.

Şiddet anında güvenlik personeli desteği sağlanmalı, güvenlik personeli sayısı ve yetkisi artırılmalıdır. Sağlık çalışanına yönelik şiddetin önemli kaynağı bu çalışmada hasta ve hasta yakınları olduğu belirlenmiştir. Hasta ve hasta yakınlarının olduğu yerlere şiddet uygulamanın yasal bir suç sayıldığı, kişiyi şiddet uygulamaktan caydıracak önemli mesajların olduğu pano, poster ve broşürler asılmalı, şiddete karşı toplumsal farkındalık artırılmalıdır. Sağlıkta şiddet olaylarının önüne geçebilmek için yasal mevzuatın eksikliği dikkate alınarak şiddet uygulayıcılara karşı caydırıcı yeni yasal düzenlenmelerin acilen çıkarılması, adli mali yaptırımların uygulanması gerekmektedir..

Sağlık hizmetleri sunulurken karşılıklı olarak “Önce İnsan” prensibiyle hareket edilmeli; empati, hoşgörü ve iyi niyet ile yaklaşılmalıdır. Amaç; şiddet ve baskı ile değil, karşılıklı iyi niyet ve saygı çerçevesinde çalışılarak ulaşılması gerekir. Karşılıklı saygı, hoşgörü ve iyi niyet içerisinde iletişime geçerek doğru, eksiksiz bilgilerle hızlı sağlık hizmeti alınabilir.

Dr. Mehmet Güncan
Özel Çekirge  Kalp Ve Aritmi hastanesi
Genel Müdür

 

Sağlık Aktüel - www.saglikaktuel.com

saglikaktuellogo-001.png

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Sağlık Aktüel’e (www.saglikaktuel.com) aittir. İzin alınmadan aktif bağlantı kurulsa bile içerik kullanılamaz. Yapılan alıntılar için 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 36. maddesi uyarınca yasal işlem uygulanacaktır. 

Yorumlar