22 Kasım 2024
  • Ankara14°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa21°C
  • Antalya17°C
  • İzmir19°C

SAĞLIK SİSTEMİNİN TEMEL HEDEFİ KAR ETMEK OLABİLİR Mİ?

Prof.Dr. Paşa Göktaş

25 Eylül 2013 Çarşamba 13:37

Sağlık Sistemi Amacından Sapmıyor Mu?

SAĞLIK SİSTEMİNİN TEMEL HEDEFİ KAR ETMEK OLABİLİR Mİ?

Bu Konuyu Tartışmak Gerek

Sağlık sisteminin temel amacı, hastaya sunulan hizmetten daha fazla kar etmek üzerine kurulabilir mi?

Üstelik de kamu sektöründe sistem bu hale getirilebilir mi? 

Getirilirse ne olur? 

Hangi faaliyetlerden ödün verilir? Hastaya ne gözle bakılır? Bilimsel çalışmalar nasıl etkilenir? Daha doğrusu bilimsel çalışma ve araştırmalar yapılabilir mi? Hasta yeterince tetkik edilebilir mi? Puan getirmeyen işlemler yapılır mı? Riskli ve ağır operasyonlar yapılır mı? 

Tıbbi etiğin yerini daha fazla gelir ve performans endişesi taşımaz mı? 

Tıp, hastaya ve topluma daha iyi hekimlik ilkeleri sunmak yerine, daha fazla gelir sağlamak hedefine yönelerek ana rotasından sapmış hale gelmez mi? 

Tıp hizmetinin ana ilkeleri ortadan kalkmış olmaz mı? 

Tüm bunların yeniden tartışılması gerek. 

Çünkü bu soruların yanıtı maalesef şu anda olumsuz durumdadır ve Türkiye’de tıbbi hizmetler ana doğrultusundan sapmış bulunmaktadır. 

CEO Sistemi Sorgulanmalıdır 

Bilindiği gibi, Kamu Hastaneleri Birliği (KHB) adında bir sistem kuruldu ve bazı hastaneler bir araya getirilerek, başlarına Genel Sekreter (genel tabir ile CEO) adıyla yöneticiler atandı. 

Genel anlamda, getirilen yöneticilere başarı kriteri olarak daha fazla tasarruf etme ve kar sağlama hedefi getirildi. 

Daha fazla gelir sağlamayı yöneticilere temel hedef olarak koyarsanız, yöneticiler ne yaparlar? 

Bütün sistemi bu yönde baskı altına alırlar. 

Kaliteden önce, ucuz malzeme kullanımı başlar. Tıbben yapılması gereken işlemler göz ardı edilmeye başlanır. 

Gelir getirmeyen tıbbi işlemlerden vazgeçilmeye başlanır. Örneğin, puanı düşük ameliyatlar yapılmaya başlar. 

Aksine, daha fazla puan verilmiş olan işlemler abartılı şekilde yükselmeye başlar. Bir dönem sezaryen işlemlerinde olduğu gibi. Şu anda acil servislerde olduğu gibi. 

Bilimsel çalışmalardan ve araştırmalardan vazgeçilir. Şu anda olduğu gibi. 

Çalışanlara yöneticilerden baskılar başlar. “Hastadan fazla tetkik istemeyin” diye. 

“Masraf oluşturan işlem yapmayın, hastayı en ucuz şekilde halledin, eline reçetesini verin, gönderin” diye. 

Bunlar tahmin edilemeyecek şeyler değil. 

Eğer siz üstelik de kamu sağlık sisteminin hedefini daha fazla gelir sağlamak üzerine kurarsanız, sonuçları da buna yönelik olacaktır. 

Nitekim, bu sakıncalar yönünden uyarılar yapılmıştı. Ancak dinlenilmedi ve bu noktaya gelindi. 

Sağlanan Gelir Fazlası Ne Yapılacak? 

Üstelik de kamu sağlık sisteminin hedefini siz daha fazla kar etmek üzerine kurdunuz ve çeşitli uygulamalarla kar ettiniz diyelim. 

Bu kar nasıl kullanılacak? 

Bütçeye geri mi iade edilecek? 

SGK’ya geri mi verilecek? 

Hazinenin kullanımıma mı sunulacak? 

Yoksa yönetici kesimler ve paydaşlar arasında başarı primi olarak paylaşılacak mı? 

Yani sağlanan bu gelir fazlası ne yapılacak? 

Ortaya bir de böyle sorun çıkıyor! 

Sağlık sisteminin savrulduğu durumu görebiliyor musunuz? 

Amacı Daha Fazla Gelir Sağlamak Olan Bir Kamusal Sağlık Sistemi Olamaz! 

Sağlık sistemi, temel yörüngesinden sapmış ve oldukça sakıncalı mecralara doğru savrulmuş durumdadır. 

Bir kamusal sağlık sisteminin temel hedefi daha fazla kar etmek, daha fazla gelir sağlamak olamaz. 

Eğer hedefi böyle koyarsanız, getireceği sonuçlara da katlanırsınız. 

Bugün olduğu gibi. 

Şu anda, hastanelerde ciddi bilimsel araştırmalar yapılmıyor. Çünkü bunlar gereksiz gelir kaybı olarak görülüyor. 

Olabildiğince ucuz malzemelerle iş yapılmaya çalışılıyor. Kaliteden önce, fiyat birinci etken haline gelmiş durumdadır. 

Hastalar, olabildiğince en az şekilde tetkik edilerek, en ucuz yollu gönderilmeye çalışılıyor. Bu yönde hekimlere telkinler yapılıyor. 

Ağır işlemler ve operasyonlardan kaçınılıyor. Hastalar ortada kalıyor. 

Bunlar bilinmeyen şeyler değil. Hastanelerle az çok ilgili olanlar bunları görürler. Bir kısım olaylar sıklıkla basına da yansıyor. 

SAĞLIK SİSTEMİ YENİDEN MASAYA YATIRILMAK ZORUNDADIR! 

Eski Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ’ın inatla ve kimseyi dinlemeden kurduğu sağlık sistemi, içinde çok büyük sorunlar barındırmaktadır. 

Halkın hekime erişimi kolaylaşmıştır. Halk, kolayca eline bir reçete alabilmektedir. 

Ancak, bu reçetenin arka bölümü hastalıklıdır. Alınan reçetenin kalitesinde problem vardır. 

Halk, bunu bilemez ve anlayamaz. Bunun yan etkileri ve sonuçları daha geç ortaya çıkacaktır. 

Ancak, sağlıkla ilgilenenler bilirler.

Onların görev ve sorumluluğu da, daha doğru ve kaliteli, iyi hekimlik ilkelerinin temel alındığı bir sağlık sisteminin kurulması ve yürütülmesi için çaba göstermektir. 

Böyle bir bilinçli çaba var mıdır? 

Maalesef cılız ve zayıf. Onlar da sorumluluklarını yeterince yerine getirmiyorlar. 

Bizzat Sağlık Bakanlığı’nın koyduğu yanlış hedefler vasıtasıyla, temel rotasından çıkmış ve eğilmiş – bükülmüş hale gelmiş sağlık sisteminin, tekrardan doğru rotaya döndürülmesi için ciddi bir operasyona gereksinimi bulunmaktadır. 

Peki bunu kimler yapabilir? 

Herhalde sistemi bu hale getirenler yapamaz. 

Doğru bakış açısına sahip yeni bir kadro gerekmektedir. 

Prof. Dr. Paşa Göktaş
[email protected]

Yorumlar