24 Aralık 2024
  • Ankara8°C
  • İstanbul13°C
  • Bursa14°C
  • Antalya12°C
  • İzmir12°C

SAĞLIK SİSTEMİ VE SAĞLIKÇILAR BAĞLAMINDA GELECEK KAYGISI

Dr.Recai Yahyaoğlu

31 Ekim 2009 10:33

Sağlık çalışanlarının son zamanlarda sıkça belirtmeye başladıkları gelecek kaygısından kısaca bahsetmekte fayda vardır.Zira konu çok geniştir ve olayı; gündem, sağlıkta yapılan değişiklikler bağlamında değerlendirerek olabildiğince özetlemeye çalışalım…

Gelecek kaygısı günümüzde yaşanan ve oldukça popüler ruhsal bir durumdur.Zira kimse gelecekte başına neler geleceğini şimdiden ön göremiyor…Fakat bu durumun her zaman gerçekçi olmamakla birlikte kimi zamanda doğal olduğunu kabul etmemiz gerekir.Çünkü etnik ve bölgesel savaşların arttığı, nükleer savaş tehditlerinin yapıldığı, dünyanın giderek kamplaşmalara doğru sürüklendiği bu süreçte sadece sağlıkçılar değil dünya insanlığı da geleceklerinden kaygı duymaya başlamışlardır… 

Olayı sağlıkçılar açısından değerlendirdiğimizde psikolojik kökenli olduğunu söylemek mümkündür…Neden mi? Çünkü gerçek manada gelecek kaygısı duymak; işsiz kalan aile babası ve akşam çocuklarına yemek yapamayacak annelerin yaşayabileceği kadar ciddi bir durumdur…Veya çok ciddi yaşam olaylarında insanlar gelecek kaygısı yaşayabilirler.Bu düşünceden hareketle sağlıkçıların gelecek kaygısı yaşamalarının tamamen olmasa da kısmen doğal olduğunu söylemek mümkündür.Bu durum öncelikle ve daha çok spekülatif/psikolojik kökenli olmasına rağmen sağlık sisteminde yaşanan ve ne zaman duracağı şimdiden kimse tarafından ön görülemeyen reformlardan kaynaklanmaktadır.Reformlar, yenilikler, değişim süreçleri sadece sağlıkta değil hemen her alanda bir belirsizliğin yaşanmasına neden olacağı için sıkıntılı ve zor süreçlerdir.Biz insanlar hayatlarımızı genellikle tek düze ve sorumluluk almaksızın yaşamaktan hoşlanırız.Bu yüzden sıra dışı ve olağan olmayan her değişim bizi tedirgin eder.Bu durumun insan olmamızla ilgili olduğunu ve abartılmaması gerektiğini bilmemizde yarar vardır. 

Bu durumu hekimler ve diğer kesimler açısından kısaca ve önemli başlıklarına değinerek yazalım.Tüm başlıkları ve hemen her konuyu ifade etmenin yerimizin darlığı nedeniyle mümkün olmadığını da belirtelim.Zira bu konu kitap olacak boyutlar ve süreçlerden geçerek şimdi yaşadığımız zamana ulaşmış bir konudur.Ve bu süreci bizzat yaşayarak görmüş her şeyin farkında olan ve gözlemde bulunan bir insan olarak aslında yazılacak, söylenecek pek çok şey var olsa da biz usturuplu bir şekilde özetin özetini yazalım…

Hekimler Boyutu: Hekimler bu süreçten fazlaca etkilenen ve hakikaten en yoğun mağduriyet yaşayan kesim oldu.Hem çok çalıştılar hem de yapılan değişikliklere adapte olmak için epeyce kafa yormak zorunda kaldılar.Özellikle idari görevlerde çalışanlar hakikaten geçmiş dönemlerde yaşadıkları iş yoğunluğunun katlanarak artığına şahit oldular.Her ne kadar maaşlarında ciddi bir artış yaşamamış olsalar da özellikle tam gün çalışma sisteminde olanlar oldukça iyi döner sermaye parası alarak maddi açıdan rahatladılar.Pek çok hekim bu ciddi döner sermaye paraları nedeniyle muayenehaneleri kapatarak tam gün sistemine dönmek zorunda kaldı. 

Şu anda ülkemizde işsiz kalacak en son meslek gurubu hekimlerdir.Bu yüzden son yapılan üniversite sınavında Tıp Fakültesi tercihi belirgince artmış ve puanları pek çok yeni Tıp Fakültesi açılmasına rağmen yükselmiştir…Yani gençler, anne ve babalar geleceğin iş garantisi olan bu mesleği fark etmişlerdir…Gençlerin, anne ve babaların farkında olduğu ve önemsediği ‘sağlık çalışanı olma ayrıcalığını’ maalesef içinde yaşayan bizler ne yazık ki psikolojik faktörlerinde yanılsamamıza katkısıyla fark edemiyor hale gelmiş bulunmaktayız… 

Diğer mesleklere göre hekimler genel manada çok olmasa da fakat şu anda hiçte azımsanmayacak bir maaşa sahiplerdir.Özellikle sürekli ertelenen ve bir türlü gerçekleştirilemeyen tam gün uygulamasından sonra hekimlerin maaşlarında hakikaten ciddi artışlar yaşanacağı basına çıkan ve tartışma yaratan haberlerde ifade edilmiştir.Maaş artışlarının ne oranda gerçekleşeceği henüz tam olarak netleşmiş değildir.Fakat tam gün yasasının sürekli sürüncemede kalması ve bir türlü yürürlüğe girmemesi hekimleri psikolojik olarak oldukça rahatsız etmektedir.Bu yüzden acilen en kısa zamanda bu sorunun hekimler açısından belirlenmesinde çok fayda vardır. 

Gelecek kaygısının en önemli ana çıkış teması, tam gün yasasının sürüncemede kalmasından kaynaklandığı bilinmelidir.Serbest çalışanlar, devlette ve özelde çalışanlar açısından bu belirsizliğin ortadan kalkması en çok dillendirilen konu haline gelmiş bulunmaktadır.Tam gün sistemine geçildiğinde Bakanlığın hekim sıkıntısı, rekabete dayanamayan ufak sağlık kuruluşlarından ayrılarak tekrar resmi görevlerine dönmeyi tercih edecek hekimler sayesinde kısmen rahatlayacağı da bilinmelidir. 

Hekimler dikkatlice dinlendiğinde görülecektir ki sadece maaşlarının yetersizliğinden değil asıl ve en önemlisi yapılan reformların ortaya çıkardığı kısmen gerçekçi kısmen de suni gelecekte ne olacağını şimdiden ön görmekte sıkıntı yaşadıkları için Hükümete ve Sağlık Bakanlığı’na tepki göstermektedirler…Hekimlere göre; reformların hemen hepsi vatandaşın menfaati doğrultusunda yapılmakta ve hekimler maalesef bu süreçte sürekli ihmal edilmektedirler.Ve bu durum gelecek kaygısı bakımından hekimleri doğal olarak etkilemektedir.Açıkçası pek çok konuda hekimler Sağlık Bakanlığı tarafından her bakımdan ihmal edildiklerini düşünmektedirler.Hekimler önlerini göremediklerini ifade ederlerken özelde, kamuda veya serbest çalışıp çalışamayacaklarının belirlenmesini istediklerini altını çizerek ifade etmeye çalışmaktadırlar. 

Bakanlığında işinin kolay olmadığını belirtmek gerekir.Ülkemizdeki hekim açığı dünyada ve Avrupa’da oldukça kötü bir durumdadır…Kişi başına düşen hekim sayısı bakımından berbat durumda bulunuyor oluşumuz sağlıkta yapılan bu reformlara olan uyum sürecimizi baltalayan en önemli faktördür. İstanbul’un merkezinde ve Anadolu’nun pek çok köşesinde yapılan modern hastaneler hekim yetersizliği nedeniyle tam kadro ve yüzde yüz verimle maalesef hizmet yapamaz durumdadırlar. 

Geçmiş dönemlerde YÖK yetkilileri örneğin hekim açığını gidermek adına ülkede anlamlı planlamalar yapmak yerine Hükümetlerle politik çatışmalara girmeyi tercih etmişler ve asli görevleri dışında üstlerine vazife olmayan işlerle ilgilenmişlerdir.Şimdi yaşanan hekim sıkıntısı geçmiş iktidarların; ülkenin, dünyanın ve insanlarımızın geleceğini planlama basireti gösteremeyen siyasetçi ve bürokratlarının maalesef ihmali nedeniyle yaşanmaktadır.  

Eczacılar Boyutu: Eczacılar bu süreçten hekimler kadar ve hatta onlardan daha fazla mağdur olmuş meslek gurubudurlar.Çünkü en fazla ve dinamik değişim bu meslek örgütünün çalışma şartları ve iş yükünde yaşanmıştır.SGK anlaşmaları nedeniyle tüm vatandaşların ilaçlarını her yerden almaya başladıkları bu süreçte onların iş yükü tıpkı hekimler gibi ciddi bir şekilde artmıştır. 

Eczacılar iş yükünün artmasından ziyade yapılan ve sık olan, bir türlü oturuşmayan uygulamalardan şikayetçidirler.Bir ara internetteki yazılımın faaliyetlerinden şikayet eden eczacılar daha sonra farklı konulardan şikayet etmeye başladılar.Şimdide özellikle her şeyin fiyatlarında artma yaşanırken ilaç fiyatlarının düşecek olmasından şikayet etmektedirler.Kiraları artmakta, çalıştırdıkları insanlarının maaşları artmakta, vergiler artmakta fakat ilaç fiyatlarının azalması, yaklaşık yüzde 13’lere varan bir indirimin yapılacak olması onları derinden yaralamıştır. 

Geçmiş yıllarda sürekli artan ilaç fiyatlarının şimdi artmıyor olması, hatta düşecek olması onların kazandıkları kar marjının düşmesine neden olmaktadır.Özellikle stoklu çalışanların bu süreçte zararları daha da artacaktır.Düşük karla çalışan ve bu süreçte değişimlere ayak uyduramayan binlerce eczane kapanmak zorunda kalmıştır.Hatta pek çok eczacının SGK’ dan geç ödeme almalarına bağlı ve daha başka nedenlerden dolayı iflas ederlerken intihara teşebbüs ettikleri sağlık camiası içinde konuşulmaktadır. 

Eczacılar reçetelerdeki ilaçları vatandaşa temin ederken onlardan devlet adına para tahsil etmek zorunda bırakılmalarına çok şiddetle karşı çıkmaktadırlar. Biz eczacıyız devletin tahsilat memuru değiliz demektedirler. Çünkü bu sırada insanlara ilaçlarını temin edip, onlardan para tahsil etmeleri hatta geçmiş ayların paralarını toplu olarak istemek zorunda kalmaları onları çileden çıkartmaktadır. Fark ve muayene ücretlerindeki değişimi insanlara anlatmak zorunda kalırken ciddi sıkıntı yaşadıklarını söylemektedirler. 2-3 TL tutarındaki ilacı vermek için önceki dönemlerden 150 TL ye kadar varan ücret istemek zorunda kaldıklarında vatandaşın tepkisini göğüslemek zorunda kaldıkları ve bu durumdan yıprandıklarını ifade etmektedirler. 

Eczacıların şiddetle tepkide bulundukları diğer bir ana başlık ise eczane zincirlerinin açılmasının planlandığı söylentisidir…Bu durumun özellikle Hükümete yakın kesimler tarafından düşünüldüğü hakkında yapılan spekülasyonlar sağlık çalışanlarında Hükümete karşı ciddi bir infialin uyanmasına neden olmuş durumdadır…Bu konunun da uzun yıllardır belirsizliğe sahip olmasının yapılacak yasal düzenlemeler, genelgeler ve beyanatlarla mutlaka önüne geçilmesi gerekmektedir.   

Sağlık Yatırımcıları Boyutu: Sağlık yatırımcılarının, sağlık iş verenlerinin, hastane sahiplerinin ve bu konuda çalışan iş adamlarının gelecek kaygılarını anlayışla karşılamak lazımdır.Çünkü onlar her an yapılan değişiklikler nedeniyle iflas bayrağını çekmek zorunda kalabilirler.Gelecek kaygısı ancak iflas etmekle karşı karşıya bulunan iş adamları için gerçek manada doğru bir kaygı olabilir.Fakat hekimler için çok gerçekçi ve sağlam mesnetli olduğunu ifade etmek mümkün değildir.Zira hekim özel sağlık kuruluşunda çalışamazsa devlete döner ve tekrar memur olarak çalışmaya devam edebilir. 

Sağlık yatırımcılarının bu süreçte fazla açılarak önemli yatırımlar yapmaları henüz sistem oturmadığı için oldukça risklidir.Bu yüzden yerel çalışmalarıyla devam etmeleri ve hastane zincirlerini genişleterek ülkenin her yanına yaymamaları onlar açısından son derece önemlidir.Çalışanlarının iş verimini gözeterek planlarını yapmaları ve bu süreçte gereksiz masraflardan kaçınmaları gereklidir. 

Vatandaşlar Boyutu: Vatandaşlarımız genelde sağlıkta yapılan değişimlerden memnun kalmışlardır.Fakat son yapılan değişiklikler sağlık çalışanları gibi onları da rahatsız etmişe benzemektedir.Muayene ücretleri vererek, katılım payları ödeyerek sağlık harcamalarına maddi katkıda bulunmaya başlamaları haliyle onları rahatsız etmiştir. 

İnsanımız maalesef sağlığına para harcamayı ve kamu hizmetlerine katkıda bulunmayı sevmemektedir.Fakat gerçekçi ve mantıklı olunması gerekirse her şeyi devletten beklemenin anlamsızlığı da ortaya çıkacaktır.Zira geçen dönemde yapılan yeni uygulamalarla ülkenin uzun süre götürülemeyeceği açıkça görülmüştür.Sağlık harcamaları Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerine çıkmış ve bütçenin açık vermesine neden olmuştur.Ülkenin kaynakları sınırlı iken ve sağlıkta yapılan pek çok usulsüz uygulamaların ortaya çıkmakta olduğu görülürken her şeyin artık devletten beklemenin oldukça zor olduğunu, dünyanın ve ekonominin şartlarıyla bağdaşmadığını kabullenmemiz gerekir… 

Geçmişe göre insanımızın her yerde muayene olarak aynı şekilde her yerden ilaca ulaşma imkanı edinmiş olması ve yapılan pek çok olumlu değişim hükümete halk tarafından verilen desteğin ana kaynağı olmuştur.Bunun herkes farkındadır.Sağlıkta yapılan olumlu değişimler haliyle Bakanımızın makamını korumasına yetmiştir.Bazı eksiklikler ve sıkıntılar olmasına rağmen yaşanan sürecin iyi yolda olduğunu ve bir süre daha bu sancılı sürecin devam edeceği öngörülmektedir. 

Sonuç olarak sağlık çalışanlarının gelecek kaygısı duymalarına aslında gerek olmadığı açıktır.Özellikle işsizliğin ve ekonomik krizin bu kadar artmış olduğu bir dönemde fazla çalışmayla yorulan sağlık çalışanları için…İnsanlar iş olsun da nasıl olursa olsun derken bizim sağlıkçılar olarak çok çalışmaktan sızlanmaya hakkımız olmadığını düşünmemiz gerekiyor…Sağlığımız yerinde olsun da çalışalım…Bu millete hizmet etmek için çalışmak kutsaldır…Gelecekte her şeyin daha güzel olacağını sağlıkçılar ve halk olarak hep birlikte düşünelim.Karamsar tablolar oluşturarak insanların ruh hallerini bozmaya kimsenin hakkı yoktur.Her dönemde değişim zor olmuştur.Bu zorluğu çoğunluğumuz yaşıyoruz fakat üstesinden gelebilecek güce sağlıkçılar olarak ve milletçe sahip olduğumuzu bilmemiz gerekiyor…Önemli olan pozitif eleştirilerde bulunup, nihayetinde daha iyi ve güzele ulaşmak için bu süreci olabildiğince kısaltmaya çalışmak hepimiz için yerinde/mantıklı ve akıllıca olacaktır.

Dr.Recai Yahyaoğlu
www.tamtip.com

Yorumlar