22 Aralık 2024
  • Ankara9°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa7°C
  • Antalya17°C
  • İzmir13°C

SAĞLIK SEKTÖRÜNDE İŞLETMENİN "ETİK DEĞERİ"

Yaşar Genç

21 Eylül 2016 Çarşamba 14:51

Etik Değer,

Ülkemizde sağlık sektörünün geldiği noktayı düşünüp, geçmişe göre kıyasladığımızda iyi bir konumda olduğunu söyleyebiliriz. Bunu söylerken sektörü gözden geçiriyoruz. Uluslararası hizmet sunucularının yanında, yabancı sermayenin sektöre girmesi, kamu sağlık hizmetleriyle ilgili mevcut durum ve devam eden yatırımlar, sağlığa ulaşımdaki kolaylık bunun en bariz göstergelerindendir. Bunlara bağlı olarak sağlık turizminin artışı da bu görüşümüzü destekler düzeydedir. 

Sektörün bu konumu, yapacağımız iş kalmadı anlamına gelmemektedir. Daha alacağımız çok yol var.

Sağlık hizmeti sunumu, özel sektör açısından bir ticari faaliyettir. Her ticari faaliyette olduğu gibi burada da gün sonunda bir kar beklentisi olmaktadır. Kamuda böyle bir beklenti olmayabilir, ancak zararın da olmaması gerekmektedir.

Her işletmenin faaliyetleri sonucu çıkan mali tablolarına göre bir ticari değeri vardır. Bunun hesaplanmasında bazı kıstaslardan faydalanılır. Yılsonu karlılık oranı, borç yapısı, sektördeki marka değeri vb. gibi.  Bu değerlere göre kurumlar alınıp satılmaktadır.

Sağlık sektöründe işletmenin ticari değerinin yanında bence daha da önemli olan bir değeri daha vardır. Bu da işletmenin Etik Değeri’dir. Peki, bu gözle baktığımızda sektörde karşımıza çıkan tablo nedir? Bunu herkes kendi içinde düşünüp sonuca ulaşabilir.

İşletmelerin ölçülebilir, denetlenebilir ve sürdürülebilir bir yapıda olması gerekir. Sağlık hizmet sunucusunun faaliyetleri sonunda, gelirlerinin giderlerini karşılaması ve sürdürülebilir olabilmesi için artı bir değeri bırakması beklenir. Maliyetler her geçen gün artış göstermektedir. Buna karşılık gelirleri oluşturan kısımda (satış fiyatlarında, SUT vs.) maalesef giderdeki artışa oranla bir iyileşme olmamaktadır.

Gideri sürekli artan bir işletme sürdürülebilir yapısını korumak ve bunu dengelemek zorundadır. Bunu sağlamak için:

► Giderlerini kısmalı,

► Hizmeti alandan işlem başına daha fazla katkı payı almalı,

► Hizmet sayısını artırmalıdır.

Bu faaliyetleri yapan işletmede,

► Altyapı ve malzeme kalitesi düşüş göstermekte,

► Kalifiye olmayan ve yetersiz sayıda personel çalıştırılmaktadır.

Bu durum maalesef kurumları kural dışına çıkmaya zorlamaktadır. Bu şartlar altında etik değerler istenen seviyelere ulaşamamaktadır.

İşletmelerin “etik kurallarla” hareket edebilmesi için, öncelikle sektörün ana finansörü olan kamunun fiyatlarını gözden geçirip iyileştirmesi gerekmektedir. Sadece bu durumun yeterli olduğunu da söyleyemeyiz. Bunun yanında verimli ve vizyoner bir yönetim anlayışı da olmalı. Bunu yapabilmenin yolu da yerli, milli ve liyakat esaslı bir kadrolaşma ile mümkündür. Kurumsal bir yönetim anlayışı ile kurum hafızasının oluşması ve sürekli iyileştirmelerin yapılması gerekir. Sektörün tüm tarafları bu konuda çalışmalara katkı vermelidir.

  Mali yapısı iyi durumdaki işletme, etik değerlerden ödün vermez. Verimli bir yönetim anlayışı ile giderler optimum seviyelere çekilmeli ve gelirler de etik kurallar çerçevesinde maximum düzeye çıkarılmalıdır. Ortak hareket yolları aranmalı ve ortak hareket edilmelidir.

Sektörel toplantılarda doğru ve verimli uygulamalar herkesle paylaşılmalıdır. Ancak bunu yaparken teorisyenlerce teorik bilgilerin sunumu yerine, bence hastane yönetmiş profesyonellerce pratik bilgilerin paylaşılması sektöre daha fazla katkı sağlayacaktır. Sunumu yapanın seçiminde, unvanına ve sunumun görselliği değil, yönetim tecrübesi ve içerdiği bilgiler açısından verilen reel bilgiler kıstas olmalıdır.

Yaşar GENÇ
Sağlık Kurumları Yönetim Danışmanı
OMP Healthcare

Yorumlar