23 Aralık 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa6°C
  • Antalya11°C
  • İzmir10°C

SAĞLIK HİZMETİNİ KULLANMAK İÇİN DE DANIŞMAN MI KULLANACAĞIZ?

Sizden Gelenler

25 Haziran 2009 09:49

Son dönemlerde ülkemizde kişilere, ailelere, topluma danışmanlık verme furyası başladı. İlk bakışta bu insana sevimli geliyor. Sözgelişi, ailelere çocuklarının bütün eğitim yaşamını yönetme konusunda danışmanlık vermeyi tasarlayan şirketler var.

Bu işten henüz para kazanan var mı bilmiyorum ama giderek olacaktır. Eskiden böyle bir şirket kurdum diye ortaya çıksanız size gülerlerdi, şimdi gülmüyoruz. Niçin? Çocuklarımızın eğitimi en önemli sorumluluğumuzdur ve eğitim sistemi iyice karmaşıklaştı. Bu karmaşa içinde sorumluluğumuzu iyi şekilde yerine getirdiğimizden emin olamıyoruz. Daha ana okulu çağında çocuğu hangi okula göndersem, ilköğretim okulu olarak nereye yazdırsam diye kara kara düşünmeye başlıyoruz. Dostlarımızla bir araya gelince başka bir şey konuşmaz oluyoruz. Örgün öğretimi çözsek, diğerleri üzerimize akın ediyor. Yok resim kursuna mı göndersem, piyano dersi mi aldırsam, spora da göndersem mi?. Karar vermek yetmiyor bir de bunların takibi meselesi var. Daha sonrasında meslek seçimine doğru daha ciddi kararlar var sırada. Binbir zorlukla belirlenen hedeflere ulaşmada güçlüklerle nasıl baş edileceği ayrı bir konu. Dershane seçimi, kimden özel dersler aldırılacağı.

Aynı durumu sağlık için de tasarlayan bazı tanıdıklar ziyarete gelip görüş isteyince sıra sağlığa da geldi diye düşündüm. Kişilerin sağlıklarını takip etmede ve hizmete ihtiyaç duyduğunda kimden, nereden, nasıl, hangi hizmeti alacağına karar vermede destek sağlayacak bir danışmanlık şirketi. Ne dersiniz, böyle bir şirket ülkemizde iş görür mü? Zaman geçtikçe görecek… Ama ben bunun hayırlı bir gidiş olduğunu düşünmüyorum. Sağlık (ısrar etmeyin, “sofistike” demeyeceğim) derinlemesine bilgi ve deneyim gerektiren bir alan olduğundan, sağlıkla ilgili kişilerin bilgi edinme ihtiyacı tarih boyunca hep var olmuştur. Bu ihtiyacı da etrafındaki bilgili, deneyimli kişilere sorarak, başından benzer sorun geçmiş insanların macerasını öğrenerek, kendine göre bir karara ulaşarak gideriyorlardı. Şimdilerde, durum biraz farklılaştı. Belirli bir kültür düzeyindeki kişilerin internete girip alamayacakları bilgi yok. Ama o kadar çok ve birbiriyle o kadar çelişik bilgiler var ki, insan sağlık profesyoneli olsa bile şaşırıp kalıyor. Hangisi bilimsel, hangisi şarlatanlık ayırt edemiyorsunuz. Birinin ak dediğine öbürü kara diyor. Kültür düzeyi daha iddiasız olan kişilerde ise zaten internet filan aramayalım. Onlar birçok sağlık sorunundan habersiz yaşamaktadır ve başına (ya da bir yakınının başına) ancak bir terslik gelince haberdar olur. Bugün için kişisel sağlığın yönetimi konusunda bir danışmanlık şirketinin iş yapma şansı azdır, çünkü herkesin etrafında bu danışmanlığı gönüllü ve seve seve yapacak birçok tanıdığı hekim, hemşire, eczacı, diş hekimi vb. vardır. Bir de sağlıkçı olmadığı halde ilaçları, hastalık adlarını hekimlerden bile daha iyi ezberlemeye meraklı kitle var. Bunlar da gönüllü danışman grubunun arasında yer alıyor.
Ülkemizde insanlar arasında sıcak temas var, birinin derdiyle öbürü hemhal olmaktan gocunmuyor, kafa yormaya değer görüyor. Organik bir toplum vasfındayız. Bu vasfımızla birbirimizin aldığı maaşı, kazandığı parayı filan da bilmiş oluyoruz, birçok şey gizli kalmıyor ama ne zararı var? Ülkemizde bu tür amaçlarla kurulmuş şirketler iş yapmaya başlayınca benim içim sızlayacak. Çünkü kişiler sıcak teması biraz biraz kaybetmiş olacaklar. Yalnızlık belası bizim en insani dayanışmamız arasında olan sağlıkla ilgili sorunlara çözüm arayışındaki elbirliğimizi yok edecek. Birbirimize tavsiyelerde bulunmaz olacağız. Belki hasta ziyaretlerinde de yoğunluğumuz azalacak. Çok çok bir çiçek gönderip geçeceğiz.

Böyle tavsamaların önüne geçmek açısından, sağlık sitemimizin de yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Bunu hem kamu kuruluşları, hem de özel kuruluşlar için aynı şekilde ele almalıyız. Hizmetleri kullanmada halka rehberlik görevimiz vardır. Sağlık kuruluşları ve sağlık hizmetleri gerçekten çok karmaşık bir hal almıştır ve bunu herkesin kendi sorumluluğuna bırakırken bilgilendirme görevimizi ihmal etmemeliyiz. Durumu bir gözden geçirince şu görüntü ortaya çıkıyor:

1. Tanıda farklılık oluşabiliyor: Birimizin A hastalığı dediğine diğerimiz B diyebiliyor. (tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil ama oranını ne kadar azaltsak o kadar iyi)

2. Diyelim ki tanıda anlaştık, kişi nereye gitse aynı tanıyı söylüyoruz, önerdiğimiz tedavi farklılaşabiliyor: Birimizin ameliyat dediğine diğerimiz ameliyatı hiç önermem diyebiliyor. (tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil ama oranını ne kadar azaltsak o kadar iyi)

3. Çok karmaşık bir tanı ya da tedavi süreci başlatmış olabiliyoruz: Bu süreçte aşamalar, biri bitip diğer başlayan doğrusal bir dizilim gösterebiliyor, ya da iç içe geçmiş bir yandan bir işlemi takip ederken, diğer yandan başka bir işleme geçilmiş olabiliyor, neyi niçin yaptırıyor, kişi, işin ucunu kaybedebiliyor.

4. İşlemlerimiz o an için bitse bile ileri dönemlere ait önermelerimiz oluyor, bu önermeler koşullara bağlı olabiliyor

5. Zamanında gelene, doğru dürüst hiçbir önermede bulunmadığımız halde, ortaya kötü bir sonuç çıkınca niye gelmedin, niye şunu yapmadın gibi suçlamalar yöneltebiliyoruz.

Profesyoneller olarak takkemizi önümüze alıp düşündüğümüzde, hizmetleri algılayışımızda, dolayısıyla verişimizde hala dört duvar arasında ve tedavi ağırlıklı bir duruş sergilediğimizi gösteriyor. Genel yaklaşım bu olunca, işin kötüsü hizmeti kullanacak kişiler de böyle düşününce, toplum odaklı sağlık hizmeti sunmak bir hayal oluyor. Bunu işin asıl sahibi yapamazsa, bundan para kazanmaya soyunmuş kişiler hiç yapamayacaktır.

Sağlık ve esenlik dileğiyle.

Prof. Dr. Haydar Sur
Marmara Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Fakültesi
Öğretim Üyesi




Yorumlar