23 Aralık 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa4°C
  • Antalya11°C
  • İzmir11°C

SAĞLIK BAKANLIĞI KARARLARINDA CİDDİ VE TUTARLI OLMAK ZORUNDA

Prof.Dr. Paşa Göktaş

09 Ağustos 2010 Pazartesi 13:31

 

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI, KARARLARINDA CİDDİ VE TUTARLI OLMAK ZORUNDADIR

 

            Son Yönetmelik Taslakları

            Son olarak yayınlanan “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yönetmeliği”  ile ilgili yönetmelik değişikliklerine konulan gayri ciddi hükümler, hem bir hekim olarak, hem de bu ülkenin sorumlu bir vatandaşı olarak bizleri son derecede üzmüş durumdadır.

         Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti adını taşıyan bir kurumun  bu derecede gülünç duruma düşürülmesine üzüldük.

         Yönetmelikte, kapı genişliğinin 110 cm olmasından, merdiven genişliğinin 130 cm olmasına, basamak yüksekliğinin 16-18 cm, basamak genişliğinin 33 cm olmasına, muayene odaları, bekleme odası, yangın merdiveni, çeşitli tuvaletler bulunmasına kadar sayısız detaylar yayınlanmış durumdadır.

         Muayenehanelerin bu özellikleri sağlayabilmeleri için, büyük şehirlerdeki tüm binaların temelinden yıkılıp, yeniden yapılmaları gereklidir. Bu da imkansızdır.

         Olmayacak şeyler istenilmektedir.

 

         Kendinde Olmayanı Başkasından İstemek

            Bu özellikleri, Sağlık Bakanlığı’ na bağlı tüm hastaneler, sağlık merkezleri ve sağlık ocakları gibi kuruluşlara uyguladığınız zaman, çoğunun kapatılması ve faaliyetine son verilmesi gereklidir.

            Kendinde olmayanı başkalarından istemek, gayri ciddilik ve tutarsızlıktır.

         Kurumlarımız bu duruma düşmemelidir, düşürülmemelidir.

 

            “Helikopter Pisti Eksik Bırakılmış”

         Bu konuyla ilgili olarak, Medimagazin’ de bir doktorun yorumunu okudum. “Helikopter pisti unutulmuş”, “Kapıda içinde bir doktor, hemşire ve toplam 4 görevli bekleyen ambulans unutulmuş” tarzında mizahi bir değerlendirmeydi.

         Bu yorumlar bizi son derecede üzmüştür. T.C. Sağlık Bakanlığı’ nın bu derecede gülünç ve komik duruma düşürülmesine üzüldüm.

         Bu Bakanlık, Türk Milleti’ nin Bakanlığıdır. Bizlerin, yıllar boyunca hizmet verdiğimiz Bakanlıktır. Bu kurumu yıpratmaya ve gülünç duruma düşürmeye, kimsenin hakkı yoktur. En alttaki görevlisinden, en tepedeki görevlisine kadar.

 

            T.C. Sağlık Bakanlığı İntikam Örgütü Olamaz

            Bu yönetmeliklerin, hekimlerin 8 saatlik mesaiden sonra serbest çalışmasının yasaklanmasında, herhangi bir kamusal yarar bulunmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Tamgün Yasası ile ilgili olduğunu herkes bilmektedir.

         Anayasal kurumlar bir karar vermiştir. Sağlık Bakanlığı dahil, tüm kurumların yapması gereken, bu yasal uygulamaları kabullenmek ve ona göre tüm çalışma biçimlerini uyarlamaktır.

         Türkiye’ nin Sağlık bakanlığı, ciddi ve ağırbaşlı olmak zorundadır. Kendisi yasalara saygılı olması gerektiği gibi, tüm uygulamalarını da yasalar çerçevesinde organize etmek durumundadır. Hepimizin kurumu olan Sağlık Bakanlığı, yasaları en çok ihlal eden kurum olamaz. Defalarca yargı kurumlarınca iptal edilen uygulamaları, çevirip çevirip tekrar gündeme getiremez. Getirmemelidir de. Getirdiği takdirde, tarafsızlığını ve inandırıcılığını yitirir. Hekimlerin güvenini ve saygısını da kaybeder.

           

 

Sağlık Bakanlığı, herkesin Bakanlığıdır. Kamu kurumlarındaki hekimlerin olduğu kadar, serbest çalışan hekimlerin de Bakanlığıdır. Bir tarafı tutarak, öbür tarafa hasım gibi davranamaz. Böyle bir misyonu, hakkı ve yetkisi de yoktur. Kamusal alanı koruması yanında, serbest çalışan hekimlerin haklarını da korumakla görevli ve sorumludur.

            Sağlık Bakanlığı, basit inatlaşmalara, basit didişmelere giremez. Kişilerin kaprislerine alet olamaz. Bunları yaparsa küçülür. Ülkenin en önemli kurumlarından birisini de, küçültmeye kimsenin hakkı yoktur.

         Maalesef, son çıkarılan yönetmeliklerle, Sağlık Bakanlığı gayri ciddi davranışlara alet olmaktadır. Sonu başarısızlıkla bitecek, gerçekçi olmayan yönetmelikler çıkarıyor. Yargıdan döneceği açık olan uygulamaları gündeme getiriyor. İnsanların çalışma özgürlüğünü ihlal ediyor. “Sizi Şırnak’ a süreriz” gibi, illegal tehditler gönderiyor. Yöneticilik görevini kötüye kullanıyor. Aleyhinde sayısız dava malzemesi oluşturuyor. Kaybedeceği açık olan didişmelere giriyor.

            Tüm bunlar Sağlık Bakanlığı yöneticilerine yakışmıyor.

         Bunları hatırlatmak zorunda kalmaktan üzüntü ve utanç duyuyoruz.

 

         Son Anayasa Mahkemesi Kararının Anlamı

            Anayasa Mahkemesi kararının anlamı şudur:

         “Hekimlik, tüm diğer mesleklerden farklıdır. Nerede yerine getirilirse getirilsin, toplumun gereksinimi olan ve toplum yararına olan bir kamu görevidir. Hekimlerin, 8 saatlik mesaiden sonra çalışmalarının yasaklanmasında, kamusal bir yarar görülmemiştir. Aksine, çalışmaları kamu yararınadır. Hekimler bu fazladan çalışmaları evlerinde, herhangi bir sağlık kuruluşunda ya da kendilerine ait bir muayenehanede sürdürebilirler. Bu ek çalışmalar da, kamu yararına çalışmalardır. Toplum yararına hizmet üretimidir.”

            Anayasa Mahkemesi’ nin yorumu, bu çerçevededir.

         Tüm dünyada da hekimlik, böyle görülmektedir. Bu yorum, yalnızca bizim anayasa Mahkememizin yorumu değildir. Tüm dünyanın yorumu ve uygulamaları bu yöndedir.

         Yani bizim Anayasa Mahkememiz ve tüm dünyadaki yasal kurumlar, hekimlerin 8 saatlik çalışmadan sonra fazladan çalışmasını yasaklamakta bir yarar görmüyorlar. Onları zorunlu balık tutmaya, zorla kahveye göndermeye ya da zorla uyumaya sevk etmekte bir kamu yararı görmüyorlar.

            Onlar da, hekimler çalışmaya ve üretmeye devam etsinler istiyorlar.

         Aklın ve mantığın yolu bu değil midir ? Ülke ve toplum çıkarlarının gereği bu değil midir ?

 

Sağlık Bakanlığı Yönetiminin, Artık Bazı Şeyleri Kabul Etmesi Gerekir

            Sağlık Bakanlığı yönetiminin, öncelikle yukarıda belirtilen yorumu kabullenmesi gerekmektedir.

         Artık bu yorumdan geriye dönüş yoktur. Akıntıya karşı kürek çekmenin de anlamı yoktur. Akıntıya karşı kürek çekenlerin, kazandığı görülmemiştir. Böyle devam ederlerse, yenilgi kaçınılmazdır.

         Betonlaşmış zihniyeti ve dar bakış açısını bir kenara koymak gereklidir.

         Sağlık Bakanlığı yönetiminin, hekimlerle didişme ve kavga yerine, barış ve uzlaşmayı benimsemesi gereklidir.

         Şu özdeyişin unutulmaması gereklidir:

        Ne kadar yukarıda olursan ol, yasalar senin de üzerindedir”.

 

 

 

        

 

         Kimse Kalıcı Değildir

            Hiçbir görev kalıcı değildir. Bakanlık, müsteşarlık, genel müdürlük, şeflik, memurluk v.b. Tüm bu görevler geçicidir. Bugün varsınız, yarın yoksunuz. Muhtemelen, 1-2 yıl sonra şu andaki görevliler de yerlerinde olmayacaklardır.

         Kalıcı olan tek şey, doğru ilkeler ve prensiplerdir. Ne kadar doğru şey yaparsanız, eserleriniz ve uygulamalarınız da kalıcı olur. Ne kadar yanlış yaparsanız da, yaptıklarınızın ömrü o kadar kısa olur. Ayrıca, arkanızdan bol bol beddua yersiniz. Belki çeşitli davalar, tazminatlarla boğuşmak zorunda kalırsınız.

         Bu nedenle, lütfen yasalara saygılı olunmalıdır. Yargıdan döneceği açık olan gayri ciddi yönetmelikler çıkarılmamalıdır. Devletin kurumlarını, lütfen kişilerin kaprislerine alet etmeyin. Ülkenin kurumlarını yap-boz oyuncağına çevirmeye hakkımız yoktur.

         Bir tanecik Sağlık Bakanlığımız var. Onun ciddiyetini hep birlikte koruyalım ve yüceltelim.

            Göreceksiniz, birkaç yıl sonra, şu anda çıkarılan yönetmelik ve uygulamaların çoğunluğu çöpe atılmış olacaktır. Sistem, şu anda garip, yapay, rotasından çıkmış suni dengeler üzerindedir. Birkaç yıl sonra, doğal dengeler üzerine tekrardan gelecektir.

         Lütfen bu süreyi uzatarak ve süreci zorlaştırarak, hem hekimlere, hem kendinize, hem de ülkeye acı çektirmeyin.

 

 

 

                                                                                               05/08/2010

                                                                                               Doç. Dr. Paşa Göktaş

 

e-mail   : [email protected]

 

Yorumlar