PAKET FİYAT NEDEN HALKIN SAĞLIĞI YÖNÜNDEN EN SAKINCALI UYGULAMADIR?
Prof.Dr. Paşa Göktaş
29 Ocak 2009 15:32
Gerçekten şu anda ülkemizde, sağlık alanında en sakıncalı uygulama, “Paket Fiyat” adı verilen hasta başına ödeme uygulamasıdır. Ancak, maalesef bu uygulamada kurban durumunda bulunan hastalar, durumun farkında değildirler. Henüz basın ve kamuoyu da durumun farkına varamamış gözükmektedir.
Kendinizi Hasta Olarak Düşünün
Herkes hasta olabilir. Siz de olabilirsiniz. Bir yakınınız olabilir. Bir tıp merkezine, bir özel hastaneye, bir sağlık ocağına, bir devlet hastanesine ya da bir üniversite hastanesine gittiniz. Hangi kuruluşa başvurduğunuz fark etmiyor. Zaten, neredeyse bu kuruluşların hemen tamamı SGK ile sözleşmeliler.
Muayene oldunuz. Teşhisinizin konulması için, tetkikler yapılması, röntgen çekilmesi gerekiyor. İşte bu o kadar kolay değil. Tüm problem de burada başlıyor. Gizli eller devreye giriyor ve size tetkik istenmesini ve gereken tetkiklerin yapılmasını önlüyor. Ya da göstermelik olarak birkaç tetkik yapılıyor. Siz de durumun farkında değilsiniz. Çünkü konunun uzmanı değilsiniz. Ayrıca, elinize bir reçete de veriliyor ve ilacınızı da kolayca alıyorsunuz. Sizin açınızdan problem gözükmüyor.
Acaba öyle mi ?
İşin iç yüzünü bilen uzmanlar için durum hiç de böyle görünmüyor.
Çünkü, bir süredenberi sağlık kuruluşlarında uygulanan “Paket Fiyat” a göre, sağlık kuruluşlarına ayaktan başvuran hastalara, her başvuru için sabit bir miktar ödeniyor. Bu miktar tıp merkezi için 20 TL, özel hastaneler için 23 TL, devlet hastaneleri için ortalama 30 TL civarındadır. Bu fiyatın içine muayene ücreti, yapılan ilk tedaviler yanında, hemen tüm laboratuvar testleri ve bazı röntgen tetkikleri dahildir. Hasta için ne tetkik istenirse istensin, sabit fiyat olan 20-30 TL’ nin üzerinde ödeme yapılmıyor. Düşünün ki, bir tıp merkezi 20, bir özel hastane 23 TL’ ye sizin muayenenizi yapacak, bazı ilaçlar ve tedaviler uygulayacak, röntgeninizi çekecek ve tüm laboratuvar tetkiklerinizi de yapacaktır. Bu mümkün mü ?
Elbette mümkün değildir. Böyle olunca da, kuruluş sahipleri doktorlara sıkı sıkı tembihliyorlar: “Mümkün olduğunca laboratuvar tetkiki istemeyin !” diye. Çünkü laboratuvar tetkiki istenirse, bunların masrafı direkt olarak işletmeden gidiyor. Tetkik yapılsa da, yapılmasa da onlar belirlenen sabit ücreti SGK’ dan alıyorlar ve ek olarak masraf oluşturmak istemiyorlar.
Olan hastalara oluyor. İncelenme hakları ortadan kayboluyor. Ancak, doktorların da ne kadar zor duruma düştüğünü tahmin edebilirsiniz.
Devlet hastanelerinde de durum farklı değil. Buralarda da kulaktan kulağa fısıldanıyor. “Eğer çok laboratuvar testi istenirse, döner sermaye zora girer ve sizlere döner sermayeden fazla pay dağıtamayız. Bu nedenle olabildiğince tetkik istemeyin !” diye.
Bu Durumu Oluşturan Sistemdir
Maalesef insanları bu duruma getiren, uygulanan sistemdir.
- Bu uygulama sonucu, hastaların hakları üzerinden kısıtlamalar yapılmaktadır. Hastalar, farkında olmadan kurban durumuna düşmektedirler.
- Doktorlar baskı altındadırlar. Dilediklerince ve özgürce hekimlik yapamamaktadırlar.
- Kuruluşlar sahtekarlığa itilmektedirler. Daha fazla ödeme alabilmek ve laboratuvar testlerini yaptırabilmek için, hastaları ya “acil” ya da “yatış” göstermek zorunda kalmaktadırlar.
- Gereksiz ilaç tüketimi artmaktadır. Doktorlar, yeterince tetkik edemedikleri hastalara, hata yapmamak için daha fazla ilaç yazma gereği hissetmektedirler.
- “Hekimlik gerilemiş, 1960’ ların sağlık ocağı hekimliğine dönmeye başlamıştır. Teknolojiden büyük ölçüde uzaklaşma riski altındadır.
Yapılması Gereken Nedir ?
Aslında, Danıştay “Paket Fiyat” ayıbının “Toplum sağlığı yönünden sakıncalı” bularak, iki kez yürütmesini durdurmuştur. Ancak aynı uygulama, küçük makyajlarla tekrardan getirilmektedir.
Konu, tekrardan Danıştay’ a götürülmüştür. Muhtemelen, benzer karar çıkacaktır.
Ancak, SGK ve Sağlık Bakanlığı’ nın, konuyu bu noktalara getirmemesi gerektiği kanısındayız. Kolayı zora çevirmemek gerekmektedir.
SGK’ nın durumunu da anlıyoruz. Yeterince güçlü bir organizasyonu yoktur. Suistimalleri izlemekte zorlanmaktadır. Böyle olunca da, götürü usulü, kolay, ancak oldukça hatalı ve kaba bir yöntemi devreye sokmaktadır.
SGK madem yeterince organize değildir ve hizmet başına ödemeyi izleyebilecek, yürütebilecek halde değildir; bu durumda hasta muayenesi ile laboratuvar inceleme paketi birbirinden ayrılmalıdır. Her hasta başvurusu için, bir muayene ücreti ödenir. Bunun bedeli de 13-15 TL’ dir (veya farklı ). Hastanın, ayrıca bir de “Laboratuvar Tetkik Paketi” olur. Laboratuvar testi gerekenlere bu paket kullanılır, gerekmeyene yalnızca muayene ücreti ödenir. Gereksiz yere fazla ücret ödenmez. “Laboratuvar Test Paketi” de en çok istenilen 20-30 test ile sınırlanır ve miktarı sabit olur. Bunun dışındaki testler, ayrı bir gruba alınır.
Bu düzenlemeleri yapmak çok da zor değildir. Yeter ki biraz esnek olunsun.
Ancak görünen odur ki, bu durum şu anda hasta aleyhine işleyen bir sisteme dönmüştür ve çoğalmakta olan tıbbi hatalar ve tazminat davalarının hedefi, bu uygulamayı çıkaran SGK ve Sağlık Bakanlığı yönetimleri olacak gibi görünmektedir.
29/01/2009
Doç.Dr. Paşa Göktaş
Tel/Fax : 0216-348 26 12
GSM : 532 243 84 74
e-mail :
web : www.tiplab.org
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel