KIZILAY'DA KAOS DEVAM EDİYOR!
Sizden Gelenler
03 Temmuz 2012 Salı 14:31
Kızılay'a 36 kez kan bağışı yapan; donördüm! En son olarak da 30 Haziran 2012 de 37. sini vermeye gitmiştim. Gidilen yer; 'Bursa, Kızılay' merkeziydi. Yine karşıma o acayip sorularla dolu form gelmişti. Kimlik bilgilerim, tüm sistemde olduğu halde(!) başta TC. numaram... 20 dakikamı alan edepsiz sorular!.. Çok dert yandım. Yazdım. Faks çektim. Şikayette bulundum. Şikayet formu doldurdum. Yok, yok, yok!. İlla her seferinde; 'erkek erkeğe ilişkide bulundunuz mu? AİDS hastalığı taşıyan birisi ile cinsel ilişkiye girdiniz mi?' Vs.vs... Daha önce bu konuda yayımlanan yazımı okuyabilirsiniz
Peki bir bayan da aynı formu dolduruyor!. O zaman ona da ayrı form sunup; 'lezbiyen misin? Diye sormak gerekmez mi? Ayrıca diyelim ki çarpık bir ilişki vuku buldu. Yapsak, o forma bunu yansıtacak mıyız? Ya da kişinin AİDS hastası olduğunu nereden bileceğiz? Bilsek, bile bile o iş yapılır mı? Kişileri yalancılığa mecbur kılan soruların vakit alma pahasına doldurulması. Sıkıyor!.
Üstelik geçen sene, on yaşında olan oğlum Murat'a da bu onurlu hizmeti aşılamak istemiştim. Dolayısıyla birlikte gelmiştik. Beni görsün. Kanı tanısın. Kızılay'ın önemini ve yapılan işi bizzat görerek anlasın istemiştim. O sıkıcı(!) formu da beraber doldurmuştuk. Oğlum temiz aklı ile birçok soruyu belki anlamamıştı: Ama bir soruya takılmıştı. Bana: "Baba erkek erkeğe ilişki nasıl oluyor?" Demişti. Soruyu başka hikaye ile unutturdum. Haydi, siz siz olun da, on yaşındaki çocuğunuza buna anlatın bakalım!. Nasıl anlatacaksınız?
Bu sene... Yine o sıcakta; form doldu!. Tansiyonuma bakıldı. Kan değerlerim ölçüldü. Problem yok. Nihayet... Kızılay'ın hekimi onay verecek. Odasına girdim. Kendisine 29 Şubat'ta özel bir hastanede bacağımdan ameliyat olduğumu belirttim. O zaman bana: "Senden kan alamayız!" Dedi. Şaşırdım! Kendisine, ameliyatımı yapan hekimin de: "Kan değerlerin yüksek. Kızılay'a kan ver." Dediğini belirttim. Ki, zaten ben düzenli bir donördüm!. Hekimler tarafından bana , 'kan vermemin sakıncalı olduğu bilgisi gelmediği müddetçe' ben donördüm. Bu işe gönül vermiştim...
Doktora sordum!. ' Sizin de gördüğünüz gibi kan değerlerim normalin üzerinde. Gerekçe nedir?' Yine, o 'engel mevzuat' çıkmıştı karşıma!. Bu uygulamaya yeni geçilmiş. Ameliyat olunan sürenin üzerinden bir sene geçmesi gerekiyormuş!.(!) "Neden?" dedim. HASTANEDEKİ ameliyathanenin steril olmama ihtimali sonucu ben enfeksiyon kapabilirmişim!. Dolayısıyla, kanımın bende bir yıl kalması gerekiyormuş!. O zaman sistem, beni düşünmüyor? Şüphe mevzu bahis ise; neden bir yıl boyunca çeşitli tetkiklerle kontrol altında tutulmuyorum? Bizim canımız can değil mi? Bravo bu mevzuatı hazırlayanlara.
Hekime; 'peki ben ameliyat olduğumu belirtmeseydim, sorun olmayacaktı değil mi?' deyince: "Evet." dedi. O zaman; 'Benim, bu bildirimi yapmadığımı sayın' dediğimde ise: "Artık söylemiş oldunuz. Ben kayıtlara da gireceğim. Seneye kadar kan veremeyeceksiniz." Cevabını aldım. Yani; doğruluğun prim yapmadığına burada da tanık olmak... Ve hekimin cinsellik ile ilgili sorularda, hiç; 'evet' cevabı almadığını belirttiği bir durumda, onların kanlarının alınıp benim kanıma; 'Dur!.' Demek...
Ve bu süreçte steril ortamın tek zirve yaptığı hastane ameliyathanelerine güvenmemek!. Tamam, diyelim, haklısınız. Ya siz, Kızılay! Şehir trafiğinin en kalabalık yerlerinde ve araç kasalarının içinde(!) kan alıyorsunuz!. Ve bizlere enfeksiyon bulaştırma ihtimalinin en üst noktasında hizmet sunarken.(!)... Kendi kusur ve dikkatsizliğinizi hastane ameliyathanelerine fatura etmeye çalışmanız; biraz hakkaniyetsiz davranış olsa gerek. Ve totalde 46 kez hiç bir menfaat gözetmeksizin kan veren ben; sistemin çok umurunda olmasa da! Bir daha da kan vermeyeceğim.
Bana verilen gümüş madalyayı geri iade etmiştim. Altın madalyamı da alamadım. O da benden sizlere emeklerinizin karşılığı olarak hediye olsun. Güle güle kullanın... Saygıyla.
Muhammet KÖSLE
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel